ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 657
Yazar: Ahmet Ar
YALNIZLIĞA MEDHİYE

Lübnanlı “Hıristiyan Arap” yazar Halil Cibran’ın Fırtınalar isimli bir kitabı vardır. Kitap, ismini Fırtına başlıklı yazıdan alır.

Fırtına’da mağarada yapayalnız yaşayan Yusuf el-Fahri adında bir kişi vardır. Bu adam yazara çok esrârengiz gelir ve onunla konuşmanın bir yolunu arar. Ama bir türlü yüz bulamaz. Fırtınalı-yağmurlu bir günde adam yazarı mağarasına kabul eder ve böylece yazar onunla konuşmanın yolunu bulur. Yusuf el-Fahri niçin insanlardan uzak yaşadığını anlatır. Bugünlerde bize de lâzım olabilir. Bir bölüm:
(…)
“Yarattıklarının arasındayken de Allah’a ibadet etme imkânım vardı. Çünkü ibadet yalnızlık ve bir başına olmayı gerektirmez. Ve ben dünyayı Allah’ı bulmak için de terk etmedim. Çünkü onu babamın evinde ve başka her yerde bulmaktaydım. Ben insanları ahlâkım ahlâklarına uymadığı için, düşlerim düşleriyle örtüşmediği için terk ettim. Ben insanları terk ettim, çünkü kendimi sola dönen dolapların arasında sağa dönen bir dolap olarak bulmuştum.”
(…)
“Yalnızlığı istedim, çünkü nezâketi zayıflığın bir parçası, hoşgörüyü ödlekliğin bir türü, yücelmeyi böbürlenmenin bir çeşidi kabul eden kabalığın terbiyesinden usandım. Yalnızlığı istedim, çünkü rûhum, güneşlerin, ayların, yıldızların sadece kendi hazinelerinden doğup yalnız ceplerinde battığını zanneden zenginlerle görüşmekten, milletlerin idealleriyle gözlerine altın tozu serpip kulaklarını sözlerinin tınılarıyla doldurarak oynayan yöneticilerden, insanlara kendilerine vermedikleri öğütleri veren, onlardan kendi nefislerinden istemediklerini isteyen papazlardan bıktı, usandı. Yalnızlığı ve bir başınalığı istedim. Çünkü bir beşer elinden ancak ücretini kalbimden ödedikten sonra bir şeyler alabildim.”
(…)

(Halil Cibran, Fırtınalar, Kaknüs Yayınları, 1997, s.96-97)

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK ASLINDA

- Ben insanları ahlâkım ahlâklarına uymadığı için, düşlerim düşleriyle örtüşmediği için terk ettim.” Bir zamanlar aynı idealleri paylaştığınızı düşündüğünüz dâvâ arkadaşlarının pusulayı başka istikâmetlere çevirdiğini görmüş ve hayâl kırıklıkları içinde onlarla yolunuzu ayırmışsanız bu duyguyu iyi tanırsınız.

- Ben insanları terk ettim, çünkü kendimi sola dönen dolapların arasında sağa dönen bir dolap olarak bulmuştum.” Sola dönenler arasında sağa dönen… Fark var mı?

Zengin kibrini bu kadar güzel anlatan söz azdır: … güneşlerin, ayların, yıldızların sadece kendi hazinelerinden doğup yalnız ceplerinde battığını zanneden zenginler

Gariban insanları vatan-millet-Sakarya teraneleriyle gaza getirip kendileri menfaat peşinde koşan yöneticiler: milletlerin idealleriyle gözlerine altın tozu serpip kulaklarını sözlerinin tınılarıyla doldurarak oynayan yöneticilerden

Kendi yapmadığını ihvânından isteyen cemaat liderleri: … insanlara kendilerine vermedikleri öğütleri veren, onlardan kendi nefislerinden istemediklerini isteyen papazlar… (Halil Cibran Hıristiyan olduğu için “papaz” diyor. Kıyas edilsin.)

ŞAH CÜMLE ŞU:

“Yalnızlığı ve bir başınalığı istedim. Çünkü bir beşer elinden ancak ücretini kalbimden ödedikten sonra bir şeyler alabildim.”

“Ücretini kalbimden ödedikten sonra…” Yani bir beşerden küçücük bir fayda görmek için kendi inanç, fikir ve hayallerini; şahsiyetini, haysiyetini onun ayakları altına atacaksın. Şahsiyetini onun varlığı karşısında silikleştirmeden sana zırnık vermiyor. Bu zırnığın ücretini kalbinden ödediysen artık ortada şahsiyetin ve haysiyetin kalmamış demektir. Yani aslında sen kalmamışsındır.

Sahtekârlıktan, ahlâksızlıktan, riyâdan, yalancılıktan, kibirden, zulümden… uzaklaşmak için yaşanan yalnızlık mübârektir.

Aslında yalnızlar dışarıdan bakanlara yalnız görünürler. Hak ve hakîkat yoldaşına yalnızlık yoktur. Onlar en sağlam ve sarsılmaz Dost ile hemhâldirler.

Yalnızlık mesleği ince meslektir. Dikkat edilmezse bir adım ötesi tersinden bir kibre kayabilir.

Yalnızlık, herkesi kötü, bir tek kendini iyi görmenin netîcesi olmamalıdır.

Yazar: Ahmet Ar
03-06-20
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
YALNIZLIĞA MEDHİYE
Online Kişi: 15
Bu Gün: 309 || Bu Ay: 6.299 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.366 || Toplam Tıklanma: 52.118.700