Doğruluş.com ziyaretci defteri

 

  A. Emre

  12 Eylül 2009, Cumartesi

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Yaşayabilmek, yapabilmek için önce bilmek gerek herhalde. Hastanın iyileşmesi için ilacı olsa bile o ilacı nasıl kullanacağını bilmesi gerektiği gibi. Bu siteden hastalığımızın ne olduğunu ve hangi ilâcı kullanmamız gerektiğini öğrenebiliriz. Mesele o ilâcı alıp içebilecek miyiz. Fikrî hastalıklarımızın şifâsına doğru bir adım bu. Allah'ımız bu reçete gibi siteyi tatbik etmeyi nasip eylesin bize



CEVAP: Muhterem kardeşimiz,

"Yaşayabilmek için önce bilmek gerekir." sözünüz ne kadar doğru. Biz bildiklerimizi yaşayabiliriz. Sitemiz hakkında söyledikleriniz bir taraftan bizi sevindirirken bir taraftan da mahcûbiyetten yüzümüzü kızartıyor. İyi niyetiniz ve güzel sözleriniz için teşekkür ederiz. Sık sık beraber olalım inşaallah.

Selam ve muhabbetler.
 
           
 

 

  Mustafa Özgen

  03 Eylül 2009, Perşembe

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Doğruluş hoş bir kavram, güzel bir isim… Doğruluş, hataları düzeltmek manasında bir kelime… Doğruluş, yere yıkıldıktan sonra kendine gelme hareketidir. Doğruluş, yükün ağırlığına direnerek ayağa kalkma ve ölgünleşmeden sonra dirilişin göstergesidir. Doğruluş, Hz. Rasûlüllah’ın (s.a.v.) “iki günü müsavi olan aldanmıştır” ihtarını dikkate alıp yol almak için ayağa kalkıştır. Doğruluş, bir müddet duraklamanın ardından daha zinde bir şekilde yola devam etmenin ilk hareketidir. Kısacası doğruluş, uyuş(turul)muş Müslümanların İslam’ın izzet ve şerefini temsil etmek üzere kendine gelişinin simgesidir.

Umarız vesile olduğunuz DOĞRULUŞ, susuzluktan boynunu bükmüş solgun bitkinin sulanması ile birden şahlanıp yeni meyveye durmasının işeretidir.

Umarız bu DOĞRULUŞ ufkumuzu açarak daha ileriyi görmeye, görebildiğimiz son noktaya adımımızı atarak tasavvuftaki “nazar ber kadem” düsturu ile şimşek hızında terakkiye vesile olur.

Umarız bu DOĞRULUŞ duraklamalarda depolanmış enerji ile hakikati bulmak için bir canlanmaya vesile olur.

Ellerinize sağlık. Kaleminize kuvvet. Yolunuz açık, Allah Teâlâ yardımcınız ve doğruluk şiarınız olsun.



CEVAP: Muhterem Hocamız,

Doğruluş'a yeni açılımlar getiren, vazifenin ciddiyetini ve ağırlığını daha kuvvetle hissettiren, bunlarla birlikte bize heyecan ve ümit bahşeden mesajınız için teşekkür ederiz.

Hele "DOĞRULUŞ duraklamalarda depolanmış enerji ile hakikati bulmak için bir canlanmaya vesile olur." cümlesi... Enfes! Keşke hiç duraklama olmasa, enerji depolanmak yerine zamanında yerli yerince harcansa... Ama hâl böyle olunca birikmiş enerjiyi bir yerden boşaltmak da icap ediyor. İnşaallah bu enerji havaya uçup gitmez, bir hizmete yarayacak şekilde kullanılır. Doğruluş'un bunda bir payı olursa çok seviniriz.

Sık sık buluşalım inşaallah. Sevgi ve muhabbetler...
 
           
 

 

  Sait Akdağ/S. Edip Yörükoğlu

  27 Ağustos 2009, Perşembe

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Merhaba,

Gönül kıvrımlarının binlerce şuâsının, yürek aynasından yansımasının prizmadan geçen ışık tayfının odaklığınca orjinallik...

Ve bir o kadar çeşitleme, kehribar açılım...

Asil bir "Doğruluş"...

Coşkun bir "Doğruluş"...

Uzun nefesli olur/olacak...

İçinde bulununulan an'la cevherleşmiş
Buketten güller ışıltısıyla yarınları çerceveleyesiniz.

Başarı dileklerim Edip'çe saygılarımdan öte...



CEVAP: Muhterem dost,

Sitemize bir "Ömür Konuğu" gelmiş, bize ne mutlu!

Selâmınız içimizi inşirahla doldurdu.

Kısacık mesajınızla hem bize ümit ve heyecan kanatları taktınız, hem de cesâmetinden ürperdiğimiz mes'ûliyetler yüklediniz. İnşaallah o ümit ve heyecan o mes'ûliyeti taşıyacak cesâret ve kuvveti verir.

Dâimâ ve sık sık beraber olalım inşaallah. Site üzerinde gezinecek gözleriniz bizi mes'ut edecek ve şevklendirecektir.

Selâm ve muhabbetler...
 
        edip42@hotmail.com    
 

 

  İbrahim Ethem Vefalı

  17 Ağustos 2009, Pazartesi

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Bismillah Hayy...


"Yatağından taşan bir nehire benziyoruz... Biz hiç de can çekişen bir millet değiliz. Canlı, kuvvetli bir milletiz. Bizi zinde tutabilecek yegâne kuvvet, İslâmiyettir." Sultan II. Abdülhamid Han [Siyasî Hâtıratım, Ist. 1999 Dergâh Yay. s. 71 ve 62]

Umut pınarının yanı başında susuzluktan âdeta çatlarken; İslâmî ve insânî hasret ve mahabbet için nûr-efşân azim ve heyecana şâhit olmak ne güzel bir nîmet.

Hüsn-âmîz, meserret-âver ve izzet-mend mesâiniz için gönülden binlerce teşekkür ve duâ....

Fî emânillah....



CEVAP: Muhterem kardeşimiz...

Sözleriniz hasret ve mahabbetle coşmuş bir gönülden taşıyor, besbelli... Böyleleri antika sınıfına gireli çok oldu mâlûmunuz. Hasreti hasretimize, mahabbeti mahabbetimize... Yangını yangınımıza tam tekâbül eden bir gönülle karşılaşmak ne büyük lütuf! Şükürler olsun! Abdülhamid Han Hazretlerinin sözlerini de tam bizim içimizdekini ifade edecek şekilde ne güzel bulmuşsunuz... Teşekkür ederiz.

"Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil" demiş şâir. Sık buluşalım, hasret ve heyecanlarımızı paylaşalım lûtfen.

Selâm ve mahabbetler.
 
           
 

 

  Mustafa KOÇAK

  16 Ağustos 2009, Pazar

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

SİTENİZİ ZİYARET ETTİM, ÇOK GÜZEL OLMUŞ. EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDERİM.

CEVAP: Muhterem M. Kocak kardeşimiz...

Ziyaretiniz ve güzel bakışınız için teşekkür ederiz. Sık sık buluşalım, olur mu? Selam ve muhabbetler.

 
          tarimkredi7@mynet.com  
 

 

  Abdullah Ademoğlu

  14 Ağustos 2009, Cuma

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

"Bizim" diyebileceğim bir site hazırlamışsınız; bizleri sevindirdiniz, heyecanlandırdınız. Daha da zenginleşeceğine inanıyorum. Husûsiyetle şuurlandırma yazıları ve onun içindeki "Bir Dârü'l-Erkâm'ımız Var mı?" yazısı sanki "bizim" için kaleme alınmış... İnanan herkesin kalbine yazması icap eden bir yazı olduğuna inanıyorum. Tebrikler, selamlar.

CEVAP: Muhterem kardeşimiz...

Sitemize alâkanız bizi sevindirdi. Biz teşekkür ederiz. Şuur Yazıları'nın ehemmiyetini farkettiğinize göre siz de şuurlu bir kardeşimizsiniz. Sık sık ziyaret etm eniz bizi mes'ut edecektir. Hep birlikte bu siteyi devam ettirelim inşaallah.

Selam ve muhabbetler...

 
           
 

 

  Hacı Hasan ZOR

  10 Ağustos 2009, Pazartesi

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Eskiden yörük yaylaya gideceği vakit yapacaklarını sıralar, acele eder, telaşlanırmış. "Develer bulunacak, değirmene gidilecek, filan adam ziyaret edilecek, filan adam yörüklüğün adabına aykırı davrandiğı için iki tokat vurulacak...." gibi.

Bizi de her gün bilgisayarın başına oturduk mu yörük misali bir telaş alıyor, "Acaba bu gün DOĞRULUŞ'a neler eklendi; bir an önce bakıp okusak." diye.

Bu siteyi bu güzellikte hazırlayıp bizlere sunan samimi arkadaşlarımıza, dostlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunarız. Hz. Allah yar ve yardımcınız olsun inşaallah.



CEVAP: Muhterem kardeşimiz....

Güzel bir misâl vermişsiniz. Biz de Doğruluş'un başına oturduğumuzda bu güzel ve seviyeli kardeşlerimizle mütenâsip bir siteyi nasıl teşekkül ettirir; ciddiyet ve kaliteyi bozmadan nasıl devam ettiririz diye bir telâşa kapılıyoruz. Ama sizin gibi ciddî ve kalite sarrafı kardeşlerimiz oldukça yeni bir güç buluyor, yolumuza devam etmede daha kararlı oluyoruz. Teşekkür ederiz.

Dâimâ berâber olalım, sıkça görüşelim, el ele bu siteyi daha ileri noktalara gö türelim inşaallah. Selâm ve muhabbetler.
 
           
 

 

  Murat TUNCER

  08 Ağustos 2009, Cumartesi

 

  Ziyaretçi Mesajı
 

Yüce Allah rızâsına uygun doğrulmayı nasip eder inşaallah. Eğip bükmeden, dosdoru, Allah'tan, Rasûlünden ve vârislerinin dışında hiç kimseden çekinmeden, "Filanca ne der acaba?"yı hiç akla getirmeden, hakkı haykırmayı nasip etsin Allahım.

Ekmekten ve sudan daha çok ihtiyacımız var bu sese.

Bu suskunluk, bu kısır döngü kırılmalı artık. Hakikatler bu gün söylenmeyecekse ne zaman söylenecek? Bunları biz söyleyemeyeceksek kimler söyleyecek? Deve kuşları gibi başımızı kuma gömerek kimsenin bizi görmediğini, duymadığını sanamayız. Dünyada ve etrafımızda olup bitenlere kapılarımızı kapatamayız. Dünya bize rağmen dönmeye devam ediyor. Mukayeseyi "Dün neredeydik, bu gün neredeyiz?" şeklinde değil, "Başkaları dün neredeydi, bu gün neredeler; biz neredeyiz?" şeklinde yapmalıyız ve niçin kendi büyüklüğümüzden ürktüğümüzün cevabını bulmalıyız.

Aziz dostlar sizleri tebrik edeyim derken sanırım fazlaca uzattım.Yolculuğunuz hayırlı ve uğurlu olsun.




CEVAP: Muhterem kardeşimiz... Sözleriniz samîmiyetinizin eseri ve içinizin ne kadar "dolu" olduğunu gösteriyor.

Mesajınızı okurken, Faruk Nafiz'in Han Duvarları şiirinde "Rastlamıştım duvarda bir şâir arkadaşa" mısraı geldi aklımıza. Evet, şahsınızda bir "derttaş"a rastladık biz de. Duâlarınıza "Âmin" diyoruz ve fikirlerinize değer veriyoruz. Cenâb-ı Hak bizi sevdikleriyle berâber kılsın; yanlış yaptırmasın; karınca kararınca bir hizmete yaramayı nasip eylesin.

Dâimâ berâber olalım, selâm ve muhabbetler.
 
           
 

 
[««][«] 48.49.50.51. [»][»»]  [Toplam: 51 » 50. Sayfa]
Dün : 9     |     Bugün : 2     |     Online Ziyaretçi : 1     |     Toplam Ziyaretçi : 65184     |     Onay Bekleyen : 1     |     Toplam Mesaj : 404