HİKÂYE Kategorisine Ait Yazılar |
MUSTAFA KUTLU 'NUR' İLE İÇİMİZİ AYDINLATIYOR |
Mustafa Kutlu, son kitabı 'Nur'da, modern zamanlarda pek rastlanmayan bir 'arayış'ın hikâyesini anlatıyor. Ayşegül Sena Kara yazdı.Mustafa Kutlu hikâyelerini seven, bekleyen, bir çırpıda okuyanlar için güzel bir haberim var. Hikâyemizin ustalarından Mustafa Kutlu, Dergâh Yayınları'ndan çıkan son kitabı “Nur” ile içimizi aydınla Devamı...
|
NUR'DAN DÜĞÜNE |
Her kitabın bir yazılış serüveni var. Bunu ancak kitaplaşma sürecinde yazarıyla her bir harf, kelime, cümle arasında kurulan ilişki belirler. Yazarın kitaplaşma sürecinde yaşadığı o müthiş gerilim, coşku, usanç, keşif.... İç içe geçen derin, sessiz, bazen çok sesli bir eylem...Her kitabın okunuş serüveni vardır. Okur ile kitap arasında başlayan, sayfala Devamı...
|
BİR MUSTAFA KUTLU HİKÂYESİ: 'NUR' |
İyi bir hikayeye nasıl girilir, onda mekan, zaman ve olaylar nasıl kurulur, tipler nasıl sunulursa Mustafa Kutlu'nun 'Nur'unda da aynen öyle olmuştur.'Bir misafir gibi gelip giden' iğde kokuları içindeki Nur ve o kokuyla (onu yayanın ahengiyle; 'gecesi gündüzü nur alem nur' olarak) mest olan Sinan'la açılır metin.Sinan'ın çocukluğu sevgisini belli et Devamı...
|
ŞEHRİN RÛHU |
Meşe dallarının arasından açılan patika yol... Çocukluk ve gençlik yıllarına dair hatırında kalan en güzel manzaraya bu yoldan ulaşırlardı. Yolun etrafında önce meşe ağaçları, sonra ceviz ve erik ağaçları sıralanırdı. Baharı bütün güzellikleriyle en çok bu patika yolda görürdü. Her bahar gelin gibi süslenen bu yolda ağaçları Devamı...
|
KÜFÜRBAZ-2 (Hikâye) |
-Hoş geldin oğlum, diye bir ses duydum.
Rıza cevap vermemişti. Annesi olmalıydı. Kulübenin önünde büyük bir dut ağacı vardı. Dutun altında ise küçük bir masa ve üç kişinin rahatlıkla oturabileceği bir divan bulunuyordu. Rıza içeriye girdi. Ardından annesi de girmişti. Birkaç dakika sonra annesi elinde bir tencereyle bahçeye çıktı. Bell Devamı...
|
KÜFÜRBAZ |
1Akraba ziyaretlerini sever misiniz? Ben çok severim. Bugün de bir yıldır görmediğim amcamı ziyarete gideceğim. Aynı ilçede yaşamamıza rağmen t Devamı...
|
HİÇ DEDEMİZ KALMADI |
Bu gece uyumak, dedeme yoğurt yedirmekten daha zor! Annemin, ‘Bir gece de uyumayalım, ne çıkar?’ demesi, şu demek oluyor; ‘Bak çocuğum, dedenin alnı var ya.’ Evet, var. ‘Balkondaki pilav tencerelerinden daha soğuk. Onu ısıtmadan, uyuyamayız.’ Bunun üzerine, ‘Pilavı mı?’ diye sormadım elbet, cevabın ‘dedemi ısıtmak’ olduğu bu kadar belliyke Devamı...
|
MÖSYÖ SEGUİN'İN KEÇİSİ |
Sen hiç değişmeyeceksin, zavallı Gringoire (Grenguar)’cığım! Nasıl olur? Sana Paris’in tanınmış bir gazetesinde köşe yazarlığı teklif ediyorlar da sen bunu reddetmeye kalkışıyorsun! Kendine bir baksana, zavallı çocuk! Şu delik deşik mintanına, şu hapı yutmuş pantolonuna, şu açım diye haykıran sıska suratına bir baksana! Güzel kafiyeler uydurmak ihtirası, bak seni ne hale sok Devamı...
|