TASAVVUF Kategorisine Ait Yazılar |
RÂBITA VE SALAVÂT-I ŞERÎFENİN FAZİLETLERİ |
Tasavvuf’ta râbıtanın amacı, “Râbıta-i huzûr” dur. Yani sâlikin daima huzûr-u İlâhî’de bulunduğu duygusunu sağlamaktır.“Delâilü’l-Hayrât” sahibinin beyanları ve Süleymân Cemel (Rahimehullâh)ın nakilleri vechile; Allâh-u Teâlâ’ya mânen yaklaşmak isteyenler için Ras& Devamı...
|
YÜREK EĞİTİMİ VEREN TEKKE SOHBETLERİ |
Sohbet ve muhabbeti konuşuyorduk… Osmanlı sistematiğinde ruh ve yürek eğitimi sohbetle sağlanırdı. Mesela, padişah olması halinde büyük bir gücü yönetecek olan her şehzade için bir “şeyh” (mutasavvıf) belirlenir, rahlesine diz çöküp sohbetlerinden istifade etmesi sağlanırdı.Bu geleneği başlatan yine Ertuğrul Gazi’dir. Babası Gündü Devamı...
|
SÎRET SÛRETE DÂHİLDİR |
'Sîret'i 'Bir kimsenin ahlakı, seciyesi, karakteri, dışa akseden davranışı. Karşıtı: SÛRET' şeklinde tanımlayan Misalli Sözlük, 'sûret'i de şöyle açıklamış: 'Gözün ilk bakışta gördüğü şey, dış görünüş, şekil, biçim.'Misalli sözlük bir güzellik daha yapıp 'Sîreti sûretine uymamak Devamı...
|
HÂL DİLİDİR MAKBÛL OLAN |
Hz. Mevlânâ’nın Mesvevî’si ve Fîhi Mâ Fih’inden anladım ki hâl dilini kullanmak gerekmiş. Hâl diline dair onun söz hazinesinden toplayıp yüreğime tâlim ettirdiklerimi hülâsa ederek hurufata dökmekten kendimi tutamadım:Hâl dili, derûnumuzda yaşananları ve hissettiklerimizi harf diline ihtiyaç duymadan sö Devamı...
|
BİR MÜRŞİDİM OLSUN İSTERDİM... |
Uzağımda değil yakınımda olan bir mürşidim olsun isterdim…
Dilinden dökülen her sözcük, kulağıma değil kalbime ulaşan…
Varlığıyla, kararmış ufkuma aydınlıklar getiren…
Tebessümüyle buhranlarımı dağıtan bir mürşidim olsun isterdim.
Her dağılışımda beni tekrar toparlayan, her düşüşümde beni tutup kaldıran bir mürşid…
Her sü Devamı...
|
HÂCEGÂN YOLU YAZILARI |
Ali Hocam’ın Semerkand Dergisi’ndeki yazılarını “sabahı bekleyen hasta” nisbetinde okumayanlar bu fakirle dostluk kuramazlar. Dostlarımdan biri bu yazılardan birkaç pasaj not ederek bendenize vecd ile aktaramazsa, onunla ünsiyetim sadece milletdaş oluşumuzun umumi vecibeleri dahilinde kalır, tasavvufî değerlerin derinliklerinde buluşulan bir dostluk hâsıl olmaz. &n Devamı...
|
TERK-İ DÜNYA, REDD-İ DÜNYA |
Zühd kelimesinin karşılığı 'terk, küçümsemek'tir; ama Tasavvufi bir terim olarak karşılığı 'Terk-i dünya'dır. Dünyayı terkten maksat, dünyanın faniliğini idrak etmekle yetinmeyip, ondan doğan imkanları da onun faniliğine savurmak, son aşamada terketme düşüncesini de terkederek ondan müstağni olmaktır. Bunu sağlayabilen kişiye 'zahid' denir; o, Alla Devamı...
|
TASAVVUF VE TARİKAT |
Tasavvuf ve tarikat İslam'ı Kur'ana, Sünnete ve Şeriata göre aslına uygun şekilde dosdoğru yaşamak demektir.Allah'ı zikr etmek demektir ki, bu farzdır.Başta beş vakit namaz olmak üzere ibadetleri dosdoğru bir şekilde eda etmektir. Bu da farzdır.Resulullah Efendimizi (Salat ve selam olsun ona) kendisine en büyük örnek ve model olarak kabul edip onun izinden gitmek, Sünnetine Devamı...
|