ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN
Okunma Sayısı: 290
Yazar: Üzeyir İlbak
AYASOFYA'NIN BAYRAMI

Mayıs 2022. İstanbul'un fethinin 569. yılı. Roma yeryüzünden silineli altı asır olmak üzere. Sahiden İstanbul’un Müslümanların kontrolüne geçişinin mi, Roma’nın yıkılışının mı bayramıdır 29 Mayıs? Kim nereden nasıl okumak isterse istesin bu İstanbul’un ve Ayasofya’nın bayramıdır.

Dolmabahçe’den karaya çıkarılan kalyonların Harbiye’den, Feriköy’den yürütülerek Kasımpaşa’dan Halıcıoğlu’ndan Haliç’e indirilişinin bayramı! İstanbul'un karadan alınmasını bekleyen düşmanın büyük yanılgısının da bayramıdır bu bayram. Yağlanmış binlerce tahta tekerlek ve kızak üzerinde çekilen kalyonların, tepelerden aşırılarak Haliç'e indirilişinin bayramıdır bu bayram. Ayasofya’nın açılış bayramı dev bir donanmanın karadan yürütülerek Haliç'e indirilişinin bayramıdır. Balat’ta, Edirnekapı’da, Topkapı’da surların Fatih’in Şahi toplarına teslim oluşunun yıldönümü. Ayasofya’da Yeniçerilerin Fatih Sultan Mehmet’le saf tutuşlarının da yıldönümüdür. Ayasofya’da yeniden saf tutan ve tekbir getirerek top seslerini hatırlatan müminlere Ayasofya’nın kapılarını yeniden açışının, mahyalarla buluşmasının, oruca tanıklığının ve bayramını kutlamanın yıldönümü.

İstanbul’un fethinin sembolü Ayasofya’nın mahyalarla yeniden buluşmasının anlamını, “Zincirler kırılacak Ayasofya açılacak” sloganlarıyla “Müze Ayasofya”da coplanırken gazete üzerinde saf tutanlar daha bir içten anlayacaklardır. Seksen yıla yakın mihrabında secde edilmeyen, minaresinde mahya yanmayan mabet nihayet yapılış amacına döndürüldü. İnsanlık için ve insanlığın inançlarla yeniden barışmasının sembolü olarak aydınlandı Ayasofya. Kırklı yaşlarda kimi Müslüman, çocukluklarında bıraktıkları / erteledikleri namazı bu mekânın yeniden açılışıyla yeniden hatırladı ve yıllar sonra ilk secdelerini yaptılar. Benim yaşımdakiler 1979 yılında coplandıkları yerde diz çöküp içten içe ağladılar orada. Müze olarak yüzlerce kez ziyaret edilen mekâna ayakkabısız girmek ve ibadet için girmek nasıl bir duygudur hiç düşündünüz mü?

Oruç ayında Genç Müslümanlar, Mescid-i Aksa’da yaşanan zulmü Ayasofya’da gözyaşlarıyla hatırladı. Kubbetüssahra’nın kapısında oruçta Müslümanlara reva görülenler insanlığın utancı olarak tarihe geçerken Ayasofya’nın açılışı insanlığın yüz akı destanı olarak nesilden nesile anlatılacaktır. Çünkü Ayasofya’nın inşaatı tamamlandıktan (M.S. 537) sonra tam 1000 yıl kubbesinde yankılanacak ezanı bekledi. 1453 Mayıs’ının son gününde tekbir sesleri kubbede yankılandı. Ayasofya artık bir camiydi ve büyük fethin sembolüydü. Dünya tarihinin en uzun ömürlü devletlerinden Roma’nın tarihe emanet edildiği büyük fethin sembolü! Yaklaşık beş yüz yıl sonra ezan sustu kubbesinde, mahyalar indirildi ve fethe, İstanbul’un Fethi’ne reddi miras edercesine sükûta sürgün edildi Ayasofya. Bu yılın Ramazan Bayramı, Ayasofya’nın da bayramı. Bütün kapılarını aydınlık mesajlara bir muştu gibi açan Ayasofya’nın yeniden açılışı kutlu olsun.

Oruç geldi, her bir inanan veya inanmış gibi yapan orucu meşrebince yaşadı. Her türlü pazara, pazarcılığa, menkıbe satıcılığına konu edildi. Televizyon ekranlarında Kuran’dan çok türbe kutsama ritüelleri ve dindarlığın olağanüstü menkıbevi anlatıları ile bu anlatıların sembolleriyle meşgul edildik. Bu anlatılara rağmen kimi Müslümanın gönül dünyasına incecik bir hilal olarak doğdu oruç. Günler günlerin ardına eklendikçe hilalin iç hacmini büyütmeye ve aydınlatmaya muktedir müminler, ayın ışıklarıyla parlattı gönüllerinin grileşen yanlarını. Kalbin ağarmasıyla mahalle yoksullarının evi aydınlandı. Varlıklı insanlar, nimet paylaşımında daha cömert davrandılar ve açlıkta eşitlendi insanlık. Kalpler merhamet çağrısında birleşti ve müminlerin kalpleri birbiriyle yeniden kaynaşarak, birbirinden eriyerek tek kalp hâline geldi. Kudüs’te yaşanan zulüm karşısında mahzunlaşan kalpler, Ayasofya’nın açılışında mesrur oldu.

Her Ramazan Kur’an’ın insanlığa yeniden gelişini hatırlatır; çünkü Ramazan Kuran’ın yeryüzünü teşrif ettiği aydır. Kuran, cehalet girdabında kıvranan insanlığı, insanların insanlarla ilişkisini düzenlemek üzere Ramazan ayında vahyedildi. "Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu ilahi kelam, Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara bir rehber (olarak indirilmiş)tir; (...) Ve onlar (Ey Peygamber), sana indirilene de senden önce indirilmiş olana da iman ederler, öteki dünyanın varlığından bütün kalpleriyle emindirler" (Kur’an: 2/2 ve 4). Ve oruç bayramla taçlandı. Ancak bayram alışılagelmiş alışkanlıkların tekrarı olarak bir ibadet vaktinin bitmesinin kutlanması değildi ve inanmanın şuurunda olanlar biten ibadet vaktinden kurtuluşunun bayramını yapmadılar. Bayramı, orucun insanda inşa ettiği yeni ruhî dinginlik ve manevî iştiyak ikliminin sürekliliğinin ilanı ve kutlanması oldu. Bayram, Ramazan’ın ardından gelecek ve bir sonraki Ramazan’a kadar insanı güvenle saracak vakitlere şükretmektir. Bayram, ilk vahiyden itibaren inanmış insanların hayra tekabül eden iş ve eylemlerinin muhassalasına kayda değer bir ekleme yapmaktır. Bu şuura idrak eden çağ insanını selamlıyor, insanlık.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Üzeyir İlbak
04-05-22
E mail: dirilispostasi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AYASOFYA'NIN BAYRAMI
Online Kişi: 19
Bu Gün: 364 || Bu Ay: 6.354 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.481 || Toplam Tıklanma: 52.119.533