ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 313
Yazar: Ali Haydar Haksal
USTAM RASİM ÖZDENÖREN

USTAM RASİM ÖZDENÖRENNe çok acı var” sözü merhum Cahit Zarifoğlu’nun şiirinde bir metafor. Üst üste öncülerimizin bu dünya hayatına veda edişleri ağır bir hüzün oluşturuyor. Onlar ebedî hayata geçerken geride kalanların yüreği burkuluyor.

Ve bir dönemin sonu. Diriliş Ekolü’nün ilk kuşağının son yolcusudur Rasim Özdenören. Onlardan sonra gelenler ise bir sonraki kuşak. Hayatta iken son emanetmiş gibi bir duygu içindeydim. Ankara’ya gitmesem de sık telefonla görüştüm. İstanbul’a geldiğinde ya kendisi haber verir buluşurduk ya da bir biçimde haberdar olurduk. Bu ayrılıklarda Ankara-İstanbul ikileminde idik ister istemez.

Pandemi aramıza bir soğukluk ile girdi. Bir araya gelişlerimizi erteledi. Telefonlar ile konuşmalarımız da vicahi buluşmalar gibi olmuyor. Bunlar ancak hâl hatır sorma ile geçiyor.

Son dönemlerde iki buluşmamız oldu. Biri Kayseri’de, Kitap Fuarı’nın iki onur konuğu vardı, biri Nuri Pakdil diğeri de Rasim Özdenören. Ben de davetli idim imza günü için. İlk gün orada bir arada olduk. O telâş ve koşturmada bir teşehhüd miktarı. Oraya 15 Temmuz olayından asker bir öğrencinin annesi Türkan Hanım, sırf Nuri Pakdil ile Rasim Özdenören’i görmek ve derdini anlatmak için gelmişti. Hüzün kitabımı imzalatırken ağlamış ve içini dökmüştü. Bu durum ile ilgili bir yazı yazmıştım. Bu, Rasim Bey’i de doğrudan ilgilendiriyordu. Bu yazımdan sonra Rasim Bey Yeni Şafak’taki köşesinde: “Ne Çok Dramlar Var” başlıklı bir yazısına yazımın tamamını alıntılamıştı.

Bir diğerinde de kendisi Yedi İklim dergisine geleceğinin haberini verdi, arkadaşlarımı bilgilendirdim, önce Yedi Hilâl’de sonra Yedi İklim dergisinde bir arada olduk. En uzun oturuşumuz ve sohbetimiz de bu oldu.

Son bayram öncesinde bir gazeteye verdiğim röportajda, “Öncü büyüklerimizden bayramlaşacağımız bir tek Rasim Bey kaldı” demiştim. Çok geçmeden bu ayrılığı yaşadık.

Ölüm, beklenen ama bir türlü alışılamayan bir gerçeği insanın. Bir Müslüman için gelecek ile ilgili belirsizlikleri olmadığından teselli buluyor. Öğrencilik yıllarımda okuduğum iki eserinden biri Çok Sesli Bir Ölüm. Bu öykü bir filme uyarlandı o zaman TRT’de yayımlandı. Ölüm gerçeğini munis bir şekilde tanımlamıştı. “Ölüm bir bitiş” değil vurgusu gözlerimin önünde. Bir Müslüman’ın teslimiyetini imleyen bu vurgu hayatımızda sık karşılaştığımız, acı çektiğimiz, hüzünlendiğimiz gerçeğimiz.

Yakın zamanda, belli aralıklarla Nuri Pakdil usta, üstad Sezai Karakoç ve en son ustam Rasim Özdenören. Başta üstad Sezai Bey olmak üzere her birinin bende ayrı yerleri var.

Öyküde gözlerimi açtığım zamanın dönüm noktasıdır Rasim Özdenören. Benim için özel bir yeri var. Cahit Zarifoğlu hep önde görünen, daha çok okurlarla ve yazanlarla muhatap iken Rasim Özdenören, geride ama o derin bakışıyla süzen biri. Mavera dergisine öykülerimi götürdüğümde dosyaları Cahit Zarifoğlu’na teslim etmiştim. Akabe’deki odalarında her biri kendi masasında, Yeni Devir gazetesine günlük yazılarını yazma saatine denk gelmiştim. Öykülerini okuduğum, fotoğrafını dahi görmediğim Rasim Özdenören’i heybetli biri olarak düşünmüştüm. Orada o minyon tip ile karşılaştığımda şaşırmadım desem yeridir. Tam da onun karşısına oturmuştum.

Gazetede okuduğum o derinlikli yazıların yazarının düşünme ve yazma anını gözlemledim. Başını kaldırdı tavana baktı, düşündü, sonra göz göze geldik, tebessüm etti.

İstanbul’dan Ankara’ya yazılarımı elden götürmek için gitmiştim. O ortamda bir arada yazanların, farklı duruşları gözlerimin önünde. Benim için artık bu gidiş bir süreç ve bir dönüm oldu.

Mavera dergisinde öykülerimin yayımlanması Rasim Özdenören’in önerisiyle olmuştu. Cahit Zarifoğlu’nun yazdığı mektupta öykülerime ilişkin düşünceler Rasim Özdeören’e aitti. Bunu Cahit Zarifoğlu vurguluyordu. Ölümlere zaman içinde alışıyoruz.

Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. Acısı hepimizin, hüznümüz ağır.

Ya sabır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Haydar Haksal
25-07-22
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
USTAM RASİM ÖZDENÖREN
Online Kişi: 27
Bu Gün: 114 || Bu Ay: 6.626 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.175 || Toplam Tıklanma: 52.123.961