MUSTAFA AĞABEY-1

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / PORTRELER

Okunma Sayısı: 248

Yazar: Hüseyin Öztürk

MUSTAFA AĞABEY-1

MUSTAFA AĞABEY-1 Rabbim, Mustafa ağabeyi Cennetiyle müşerref eylesin. Söze girmeden okumak isteyenlerden ruhu şerifi için bir Fatiha istirham edelim.

İşte zor yazılardan biri daha! Duanın, tefekkürün ve muhasebenin zeminini pekiştiren, halkalar halinde insanı kuşatan kelimeler-cümleler-duygu ve düşünceler hariç, her şey önemini kaybediyor ve insan garip bir boşluğa düşüyor.

Son aylarda telefonuma her baktığımda, gazeteden arandığımda, mesajlara göz attığımda hep garip bir burukluk hissederek, Mustafa ağabey ile ilgili olumsuz haber almaktan korkuyordum.

Sık sık kendisinin hatırladığı ve hatırlattığı gibi “Her canlı ölümü tadacaktır” ilahi ikazına muhatap olma vaktinin geldiğini ve Rahmet-i Rahman’a kavuştuğunu duyduğumda, gayri ihtiyarı şu sözler çıktı ağzımdan; “Demek gerçekten ölünüyormuş”.

Elbet doğru bir ifade değil, tabii ki ölüm gerçek ama böyle dava insanlarının vefatı kolay kabul edilmiyor. İsteniyor ki, daha çok yaşasın ve hizmet etsin.

Lakin vakit-saat geldiğinde gerçekten ölünüyormuş. Rabbim rahmetiyle muamele etsin. Hakkında ne yazılsa, ne konuşulsa, ne okunsa, tabii ki, hepsinin bir kıymeti vardır ama hiçbir ifade, onu anlatmaya yetmez.

•

Bir kere çok kavi bir amentü sahibiydi. Amentünün altı şartını da harfiyen yaşayan ve istikametini bu minvalde sürdüren bir baba-kardeş-arkadaş-dost-işçi-yönetici-yazar-hatip ve hepsinden öte, Müslüman olmanın haysiyet ve şerefini tümüyle yaşayan-taşıyan bir insandı.

Saymaya gayret ettiğim bu özelliklerinin hepsine yakın şahitlik ettim. Gençlik yıllarından itibaren iş ve siyaset hayatının bilinen yönleri dışında bilinmeyenlerini dinledim.

Bunları ileriki günlerde yazmaya çalışırım inşallah. Şimdilik Fatih Camii’ne dönelim.

Cumartesi günü Fatih Camii’ne teşrif eden Müslümanlar, bir şahitliği pekiştirmek için gelmişlerdi.

Devletimizin zirvesinden, siyasi çevrelerden, iş ve sanat dünyasından ve tabii vefa timsali yüzlerce okurumuz hep bir ağızdan şahitliklerini dile getirdiler.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, Nevşehir’de olması hasebiyle Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay katıldı, hem Cumhurbaşkanımızın hem kendi taziyelerini iletti.

Ayrıca “millet-devlet insanı böyle olmalıdır” dedirten nasıl yürekten bir konuşma yaptı.

TBMM 26. Dönem Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkan Vekili İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile AK Parti milletvekilleri ile Mustafa ağabeyi tanıyan-tanımayan yüzlerce gönül insanı namazdaydı.

•

Mustafa ağabey; şahsımın şahit olduğu ömrünün son 40 yılında; “gözüyle-gönlünü”, “kalbiyle-dilini”, “aklıyla-vicdanını”, sürekli belli bir dengede tutmuştur.

Bu denge bazen değişir, terazinin bir kefesi ağır basardı. İşte o zaman devreye merhameti ve gözyaşı girer, kaybeden olmayı, kazanmaya tercih ederdi.

Bu yönüne çok şahitlik etmişliğim vardır. Hatta bazen, itiraz ettiğim olur:

“Neden böyle yapıyorsunuz, hak edilmeyene hak veriyorsunuz” dediğimde ise:

“Huzur-u mahşerde borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyidir Hüseyin” diyerek hakkını helal eder mevzuyu kapatırdı.

• Yarına devam

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.