MUSTAFA AĞABEY-3

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / PORTRELER

Okunma Sayısı: 241

Yazar: Hüseyin Öztürk

MUSTAFA AĞABEY-3

MUSTAFA AĞABEY-3 Bir vefa yolcusunu Hakk’a uğurladık. Gittikçe sayıları azalıyor. Bu bir umutsuzluk ifadesi değildir. Merhumun kendi nesli için söylemekteyim.

Mustafa ağabeyden önceki nesil, kendi nesli ve ardından gelenler; insanlık ruhunu, insandan kopartıp, dünyaya bağlayan bir devri yaşadılar.

İki yüz yıldan beri Batı’nın bataklığa sürüklediği bir dönemin açtığı yaraları, tahrip ettiği ruhları yeniden imar etmek üzere mücadele ettiler ve etmekteler.

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın da yer aldığı bu üç nesli, çok iyi tanımalı ve anlamalıyız. Bugünlere hangi şartlarda geldiklerinin idrakine varmalıyız.

Bu nesli anlamaktan uzaklaştığımızda, elimizde sadece dünya hırsı, tamahı kalır ki, maalesef hızla o girdaba doğru koşar adım gitmekteyiz.

•

Rahmetli Mustafa ağabey, hayatı boyunca tamahtan uzak durmuş, hırs ve tamah sahiplerinin kulaklarının doğruyu duymayacağını söyleyerek, hayatının bütününe “amaç ve araç” noktasından bakmıştır.

Mustafa ağabey için “gazete-televizyon-para”, davasının “aracı” olmuştur. Amacına giden yolun vasıtalarından öte geçmemiştir.

Öğrencilik yıllarında girdiği siyasete de böyle bakmıştır. MSP Beyoğlu teşkilatında başladığı siyasi hayatını hiçbir makam, mevki ve ikbal beklentisi olmadan sürdürmüştür.

MSP Beyoğlu gençlik kolları başkanlığını Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’a devrettikten sonra iaşe ve ibatesini kazanmak için ticarete atılmakla birlikte, askerlik sonrası siyaset ve kafasında hep var olan medya için çalışmalar yapmıştır.

Bu noktada kendisine defalarca şunu sormuşumdur:

•

-“Ağabey, MSP’de zirvedeki tüm isimlerle iletişiminizin çok yüksek olmasına rağmen, hatta aralarındaki anlaşmazlıkları gidermenize ve kim kimdir, iyi bilmenize rağmen, niçin partide hiç görev almadınız?

El-cevap:

-“Siyasetin tepesinde bulunanlar, aşağıda olup biteni kendi gözleriyle, kulaklarıyla değil, kendilerine sunulan, gösterilen ve anlatılan kadarıyla öğrenirler.

Tabandan yukarıya gelen haberler-bilgiler, genelde getirenin kişisel algı-anlama ve niyetiyle ulaşır. Dolayısıyla hakikate vakıf olmak zorlaşır.

Bunların hepsini yaşadım. Tabanın sesi ve sözü tavana çıkıncaya kadar defalarca değişir ve masanın başındaki neyi-nasıl ne kadar duyması gerekiyorsa o kadarıyla bilir.

Bu sebeple siyasetçi, birlikte çalışacağı insanları kırk ölçüp bir biçmeli ve önce dinine olan sahipliğine, sadakatine, hayatına bakmalıdır.

Dinine sadakati olan insanın ailesine, devletine ve milletine vefası tam demektir. Böyleleri; makam-mansıp, şan, şöhret, konfor, lüks peşinde olmaz”.

•

Ezcümle:

Evet, Mustafa ağabey bu davanın çilesiyle yoğrulanların yanında olmuştur. Din ehlini kin ehlinden ayırt ederek, onlarla ittifak etmemiştir. Hak ile oturanı, Hak adına konuşanı aramış, onlarla konuşmuş ve onların sözcülüğünü yapmıştır.

Medyaya giriş sebeplerinden birisi işte bu ilkesidir. Bu kutlu hedefi sayesinde hiç kimseden maddi beklentiye girmeden, “amaç ile araç” dengede tutarak, şükür ve hamd içerisinde ebedi âleme vasıl olmuştur.

Ruhu için el-Fatiha.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.