ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 277
Yazar: Mustafa Çelik
Savaşları Allah ile olanlar kaybetmeye mahkûmdurlar

Savaşları Allah ile olanlar kaybetmeye mahkûmdurlarBeşeri sistemlere tutunanlar kaybetmeye mahkûmdurlar. Çünkü beşeri sistemler, Allah’a karşı verilen savaşın ifadeleridir. Allah’ın indirdiği dini, şeriatı, hükümleri gereksiz ve yetersiz görüp kendileri hüküm, kanun koyanlar, Allah’a meydan okuyanlardır.

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın.

Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.” (Bakara Suresi/278-279)

Görüldüğü gibi, Nass-ı Kur’ân ile sabittir ki; faiz, Allah ve Peygamberine karşı savaştır. Ekonomileri, iktisadi hayatları faize dayanan ve faizden vazgeçmeme hususunda ısrarcı olan toplumların, devletlerin sonu kaostur, karanlıktır ve iflastır. Faiz ile iflah olan hiçbir toplum ve devlet olmamıştır. Bunun aksini iddia edenler, felaket ve helaket tellallarıdır.

Allah’ın dünyasında kesintisiz olarak Allah’a karşı savaş, hep faiz üzerinden yürütüldü ve halen de yürütülüyor. Biz Müslümanlar faizle savaşmak için gönderilmiş bir ümmetken, bugün faiz için fetva arayan ümmet haline gelmiş olmamız felaketlerin en büyüğüdür.

Genelde İslâm coğrafyasında, özelde ise ülkemizde Müslümanlar için anın vacibi, Allah’a karşı verilen savaşı durduracak, insanları Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine, şeriatına döndürecek organizeli İslâmi bir gücün, Müslüman bir potansiyelin ortaya çıkmasıdır. İnsanlar için asıl olan İslâm’dır. İslâm’dan gayrısı insanın fıtratına uygun değildir. Her şey aslına döndüğü gibi, insanoğlu da aslına dönecektir; İslâm hâkim olacak, İslâm’ı ortadan kaldırmaya çalışan Allah düşmanları da mahkûm olup yok olacaklardır.

Allah’ın faiz yasağını ihlal etme hususunda ısrar etmek, Allah ve Rasulüne karşı düşmanlığı ilan etmek ve savaş açmak demektir. Ekonomileri, iktisadları faize dayanan toplumlar, devletler, fiilen Allah’a karşı savaşmaktadırlar. Allah’a karşı savaşan ferdler, aileler, cemiyet ve devletler yok hükmündedirler. Kimin gücü Allah’a yetebilir ki?

Bir insanı renginden, ırkından dolayı hor ve hakir görüp hakarette bulunmak, Allah’a kafa tutmaktır. Çünkü insanları farklı renklerde ve farklı ırklar halinde yaratan Allah’tır. Hiç kimse dilekçe vererek dünyaya gelmemiştir. Dolayısıyla ırkçılık/kavmiyetçilik, Allah’ın yarattığını beğenmeyerek Allah’a karşı ilan-ı harbte bulunmaktır. Hangi zamanda ve mekânda olursa olsun, hangi ırk adına yapılırsa yapılsın, her halükârda ırkçılık/ kavmiyetçilik, Allah’a karşı savaştır.

Batılılaşma adına, Batılı ideolojiler hesabına İslâm’ı hayatın taşrasında tutmak, hayatı İslâm’dan arındırma çalışmalarında bulunmak, Allah’a karşı sürdürülen savaşın ta kendisidir. İslâm’sız iş yapmayı bize teklif edenler, Allah yokmuş gibi bir hayat yaşamamızı bizden isteyenler, doğrudan doğruya Rabbimiz ile savaşmamızı bizden isteyenlerdir.

“Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olsun” diyerek Kur’ân’ın hükm-ü hükümet olması için çalışanlar, Allah’ın taraftarı olanlardır.

“Fırtınanın gücü ne olursa olsun, eğer Allah’ın safındaysan, her an seni bekleyen bir gökkuşağı mutlaka vardır.”

 Allah, gönderdiği dinini hayat için kâfi görenlerin yardımcısıdır.

“Kim Allah’a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.” (Talak Suresi/ 3)

Allah’a karşı savaşanlar, Allah’ın gönderdiği dini ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde beşikten mezara kadar kâfi görmeyenlerdir.. Allah’ın dinini hayat için kâfi görmeyenin küfründen şüphe edilmez.

“İnkâr edenlere de ki: “Siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena yataktır!” (Âl-i İmran Suresi/12)

Şeytan Amerika avaneleriyle birlikte Afganistan’da uzun yıllar Allah’a karşı savaştı. Ama neticede fakir, aç, sırtı çıplak Afganlı mücahidlerin karşısında hezimete uğradı. Allah’a karşı verilen savaşın kazananı olmaz. Afganistan’da Amerika’nın hezimeti, Afganlı Müslümanların da zaferleri unutulamaz, unutturulamaz. Bunu görmemezlikten gelmek, kuvveti haktan üstün görmektir. Afganistan’da Amerika’nın hezimetini, Afganlı Müslümanların da zaferini görmek, Allah ile savaşan bütün toplumların, güçlerin, devletlerin akıbetini görmek demektir. Bakınız Kur’ân-ı Kerim’in Fil suresine iman etmişiz. Fil Sûresinin bize verdiği bir mesaj vardır. O da şudur: Kazanmak için Fil gibi büyük ve güçlü olmak şart değildir. Allah, kimin yanındaysa, elbette kazanacak olan odur. Yeter ki sen elinden geleni yap ve gerisini O’na havale et. Kuşların fillerini yeneceğine inanmıyorsanız niçin Fil suresini okuyorsunuz? Gerçekten Fil sûresini inanarak okuyorsanız, kuşların filleri yeneceğine inanacaksınız.

İnsanlar Allah’ın eserleridir. Allah’tan gelmeyen ve Allah’ın dininden alınmayan kanunlarla idare olunamazlar. Şayet insanların hayatlarında uygulanan kanunlar Allah’ın dininden alınmamışlarsa, insanlara işkence ediliyor, Allah’a karşı da savaşılıyor demektir. Bu savaşın sonu yok olmaktır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
24-08-22
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Savaşları Allah ile olanlar kaybetmeye mahkûmdurlar
Online Kişi: 32
Bu Gün: 397 || Bu Ay: 8.933 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.267 || Toplam Tıklanma: 52.159.165