ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 305
Yazar: Mustafa Çelik
Türkiye’de İslâm karşıtlığının yaygınlaşması

Türkiye’de İslâm karşıtlığının yaygınlaşmasıAllah’ın diniyle idare olunmayan ülkelerin en büyük sorunu, İslâm karşıtlığıdır. Ülkemizde varlık sebepleri ateizm dayatması olanların din karşıtlığı yapmaları kaçınılmazdır. Türkiye’de İslâm karşıtlığı, Batı’daki İslâm düşmanlığı oranında yükseliyor ve yaygınlaşıyor.

İslam düşmanlığı, günümüzde sistematik şekilde yeniden üretilen formlarıyla sürekli karşı karşıya kalınan küresel bir sorundur.

Bil ve inan ki; İslamofobi kavramının, oryantalizmden beslenen İslam düşmanlığının modern çağdaki izdüşümüdür. Günümüzde hep beraber yerkürenin hem batısında hem doğusunda hem kuzeyinde hem güneyinde İslamofobik eylem ve söylemlere şahitlik ediyoruz. İslamofobi güneydoğu Asya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar her yerde insanların hayatını tehlikeye atan, ayrımcılığı yaygınlaştıran ve Srebrenitsa örneğinde olduğu gibi soykırıma kadar varabilen küresel bir tehdit olmaya devam ediyor.

Batı dünyası dışında kalan Müslüman toplumlarda, modernleşme projelerinde katı laikçi bir çizginin benimsenmesi, toplum içerisinde bir ‘öteki’ grubu oluşturulmasına neden oldu. Bu kapsamda tepeden inmeci laikçi modernleşme siyasetinin, dini toplumsal hayatın dışına atma girişimleri, dine ait sembol ve simgelerin ötekileştirilmesi durumunu da beraberinde getirdi. Modernleşmek için İslâm dininden vazgeçmeyi şart koşuyorlar.

“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” (Bakara Sûresi/ 120)

Türkiye’de Batının kural ve kaidelerine göre oluşturulan ve çalıştırılan kurum ve kuruluşların amacı, Müslümanları dinlerden geri döndürmek ve onları İslâm’sız kılmaktır. Ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar, dinini terk etmemiş, dini İslâm olan hiçbir Müslümandan razı olmazlar. Ülkemizde İslâm karşıtlığı yapanlar, Yahudi ve Hıristiyanları razı etmeye çalışan içimizdeki Batının tasmalı uşaklarıdır. Camilerde hutbe veren hatiplerin, vazeden vaizlerin hutbe ve vaazlarını jurnallemek için siperde bekleyenlerin İbrahim (as)’i yakmaya çalışan Nemrud’a odun taşıyanlardan ne farkları vardır?

Genelde dünyada, özelde ise ülkemizde dininden, imanından, şeâir-i İslâmiyye’den dolayı saldırıya uğrayan, hakarete uğrayan Müslümanın ırkına, rengine, mezhebine, meşrebine bakmaksızın sahiplenip savunmak, bizim için bir iman borcudur.

Demokrasiyi din edinmiş, laikliğe iman etmiş sağcı ve solcu Türkiyeli sözde aydınlar, genel anlamda din düşmanı değil, aslında sadece İslâm karşıtıdırlar. Bunların Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın aleyhine herhangi bir şey söylediklerine henüz kimse şahid olmamıştır. Bunların derdi İslâm iledir. İslâm’ı hayatın taşrasında tutmaya çalışıyorlar. Allah’ın hükmü ve hâkimiyeti geçerli olmasın diye gayret gösteriyorlar.

Merhum mütefekkir Cemil Meriç der ki: “Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslâm düşmanıdır.”

İslâm’ın yeminli düşmanları, Batı’nın “gönüllü devşirmeleri”dir. Bu topraklarda onları güçlü kılan Müslümanlardaki iman ve ahlak zafiyetidir. Bugün biz ahlak karnesi sıfır olan bir ülkenin sakinleriyiz. Binalarımız göklere doğru yükseldi ama ahlâk ayaklar altındadır. Binaları yükselttiğimiz kadar ahlâkı yükseltemedik. Şehirlerimizde edeb ve adab kalmadı. Edebiyat sürgüne gönderildi. Meydan din düşmanı haydutlara kaldı. Ülkemizde varlık sebepleri dinsizlik olan kadrolar harıl harıl yeminli İslâm düşmanlarını yetiştirirken bizler Peygamber sevdalılarını, şeriat fedailerini yetiştiremedik. Bunun neticesinde İslâm düşmanlığını yapanlarla çepeçevre kuşatıldık.

Dünyada İslâmafobi’yi yani İslâm düşmanlığını gündemde tutan ve yaygınlaştıran Batı âlemidir. Ülkemizde ise Batıyı taklid eden iki ayaklı maymunlar bir hayli çoktur. Rabbimiz uyarıyor:

“Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.” (Âl-i İmran Suresi/100)

Müslümanları dinsiz, imansız kılmak, Yahudi ve Hıristiyanların müşterek hedefleridir. Bu hedeflerine ulaşmaları, Müslümanların kendilerine itaat etmelerine bağlıdır. İslâm’ın temel hedeflerini gerçekleştirmekten vazgeçen Müslümanlar, İslâm düşmanlığının yaygınlaşmasına katkı sağlayanlardır. İslâm’ın hâkimiyetine yol açmayan, katkı sağlamayan, ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde Müslümanları değerli kılmayan, etkili ve yetkili yapmayan oluşumlar, -isimleri İslâmi de olsa- küfrün sermayesinden sayılırlar. Hiç kimse kendi kendini kandırmasın. Acıdır ama gerçek budur. Bunca çaba ve gayretten sonra Türkiye’de İslâm düşmanlığının yaygınlaşması, gelmekte olan bir felaketin işaretidir.

İslâm benim dinimse, bu dinin karşıtlarına mutlaka dur demeliyim. Müslüman kendisinden, ailesinden, toplumundan, bütün insanlıktan ve kâinattaki hadisattan mes’uldür. Müslüman eli kolu bağlı olarak İslâm’ın engellenmesine seyirci kalamaz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
14-09-22
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Türkiye’de İslâm karşıtlığının yaygınlaşması
Online Kişi: 27
Bu Gün: 432 || Bu Ay: 6.422 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.623 || Toplam Tıklanma: 52.120.317