ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 334
Yazar: Ahmet Doğan İlbey
Kemalist Cumhuriyet ıslah edilerek Millî Cumhuriyete dönüştürülmeli

Kemalist Cumhuriyet ıslah edilerek Millî Cumhuriyete dönüştürülmeliİstiklâl Savaşı’nda dîn ü millet dâvası diyerek maddî ve mânevî bütün gücünü Ankara Hükümeti’nden esirgemeyen Müslüman Türk milletinin değerlerini tasfiye eden ve 1924’den sonra istikamet değiştiren Batıcı ve seküler Cumhuriyete milletin Cumhuriyeti denilebilir mi? Millî bir cumhuriyete kavuşmak için Kemalist Cumhuriyet ıslah edilmeli, tâdilat görmeli. Millî kimliğimizle yekpâre bir şekilde uyuşan bir Cumhuriyet sistemi bizim hakkımız değil midir?

Pozitivist CHP İlkeleri üzerine projelendirilen Atatürkçü Cumhuriyetle hesaplaşma yapılmadan, Müslüman Türk milletinin değerlerinin bütünüyle hâkim olmadığı Cumhuriyete milletin Cumhuriyet demek mümkün değil. Sözde “halk Cumhuriyeti” denilen Kemalist Cumhuriyetin din ve millet değerlerimizi “redd-i miras” ederek, “gerici” sayarak zorba usullerle tesirsiz hâle getirdiğini anlatmaya lüzum var mı?

“Cumhuriyetle hesaplaşanları ve milletin kimliğini ortadan kaldıranları 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda protesto edeceğiz…” diyen güruh Altı Ok patentli Kemalist Cumhuriyetin vesayetçileridir. Cumhuriyetin daha sevimli bir sistem olarak Müslüman Türk kimliğinin bütün değerlerini haiz bir yapıya dönüşmesin istemiyor ve bu ıslah ve değişikliği “tehlike” olarak görüyorlar.

ALDATAN CUMHURİYETLE HESAPLAŞILMAYACAK MI?

Hangi Cumhuriyet? Aldatan Cumhuriyet mi? Bin yıllık Müslüman Türk irfanını, medeniyet değerlerini tasfiye eden, Müslüman Türk değerlerimizle uyuşmayan Sümer, Hitit, Frigya gibi garabetlere sığınan pozitivist seküler Cumhuriyetle hesaplaşılmayacak mı? Altmış bin kelimelik sözlüğümüzü İslâmî mâziyle irtibatı kesmek için on beş bin uydurukça kelimeye düşüren Kemalist Cumhuriyet sorgulanmayacak öyle mi?

1924 Sonrası milletin değerlerinin kovulduğu Meclis’te şu kararı alabilen Atatürkçü Cumhuriyetle mi hesaplaşılmayacak mı?: “Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. Türkler İslâm’ı kabul etmeden evvel de büyük biri millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine tesir etmedi. Bilâkis, Türk milletinin millî bağlarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabiî idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dînin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, şâmil bir ümmet siyaseti idi” (Ne Mutlu Türküm Diyene, Ahmet Yıldız, İletişim Y. s.318).

ALDATAN CUMHURİYETİN HANGİ UNSURU MİLLÎ?

Aldatan Cumhuriyetin hangi unsuru millîdir? Atatürkçü milliyetçi zümre ve CHP’liler Müslüman Türk milletinin bin yıllık kültür değerlerini tasfiye eden Cumhuriyetin ıslahına, millet değerlerine uyumlu hâle getirilmesine karşı çıkıyorlar. Cumhur, halk demekse, Cumhuriyet de halk rejimi demektir. 1924 Sonrası başlatılan inkılâpların hangisi Müslüman Türk milletiyle uyuşabiliyor? Aklı ve izanı olan Altı Ok Cumhuriyetinin milletin kurduğu Cumhuriyet olduğuna inanır mı? Fakat laikçi bağnaz bir idrake sahip Atatürkçü milliyetçilerle CHP’liler hâlâ bu sahtelik ve dogmalardan kurtulamıyorlar. Milletin İslâmlaşmış târifini ve Türk kimliğini de bilmiyor bu güruh. Atatürkçü Cumhuriyetin, Türk’ten ve millet hüviyetinden anladığı Müslüman millet değildir, laikçi ve ulusalcı uydurma bir Türklüktür.  Cumhuriyetin Türk târifi “kurucu önder” tarafından yapılır. M. Kemal, 1930 yılında bir Alman muhabirine şöyle bir demeç verir ve demecinde Türk’ün inanç yapısı ile sorulara verdiği cevabın bir cümlesi şudur: “...Türk yalnız tabiatı takdis eder” (Atatürk Söylev ve Demeçleri, Cilt:III, s.86).

Cumhuriyetle eşdeğer olan Altı Ok ilkeleri üstüne kurulan Cumhuriyetin ana felsefesi şudur: “Dinî (İslâmî) hissiyat zayıflamadıkça, milliyet hissi kuvvetlenmez.”

ATATÜRKÇÜ CUMHURİYET MİLLET YAPIMIZI TEMSİL VASFINDAN MAHRUM

Millete rağmen ilân ettirilen aldatan Kemalist Cumhuriyetin ideologlarından sözde Türkçü Yusuf Akçura’nın sözleri Kemalist ideoloji olarak bugün elan devam etmiyor mu? “Yükselmekte olan milliyetçi hedefler ve millet şuuru sebebiyle, dinî duygular geri plânda kalmış ve İslâmcılık gibi dîni merkeze alan bir ideolojinin de gerçeklikte hayat bulma şansı ortadan kalkmıştır” (Üç Tarz-ı Siyaset, s. 131).

Tesirli bir Kemalist Cumhuriyet nazariyecisi olan Akçura, dînin geri plânda kalması gerektiğini söyleyerek, Batılı seküler zemine oturan Cumhuriyetin sadece siyasî olarak işe yararlılığını savunmuyor, içtimaî ve millet yapısı olarak da seküler Cumhuriyeti Batılı değerlere istinat ettirerek modernleşmenin mümkün olabileceğini, böylelikle milletin yükselebileceğini ileri sürer.

ATATÜRKÇÜ CUMHURİYET İSLÂMSIZ BİR TÜRKLÜK GAYESİNDEYDİ

Akçura, 1925 yılındaki bir konuşmasında Avrupa’daki modern devletlerin reformlarını örnek gösterir ve Türk münevverlerini “anasır-ı irtica olan ve erbab-ı zeamete istinat ruhanilere” karşı uyarır: “Anâne-i Dîniyeyi temsil eden hilafet, esasında laik-intibah hareketine ve ıslahatı dîniyeye rıza göstermez” (Modernleşme ve Milliyetçilik, Y. Bayraktutan, s. 53).

Kemalist Cumhuriyetin Türk kimliğini mi öğrenmek için Akçura’nın ırk kavramından, dolayısıyla Türk’ten ne anladığı şu cümlesi üstüne çok düşünmek lâzım: “Irk ile, İslâm’ın yardımı olmaksızın kendi kendini tanımlayan etnik bir Türk bütününü ifade etmek...” (a.g.e., s.54).

MÜSLÜMAN TÜRK KİMLİĞİMİZİ YOZLAŞTIRAN ÂRIZALI CUMHURİYET

İslâm’ın yardımı olmaksızın bir Türk, Türk olur mu? Batılı değerler üzerine kurulan Altı Ok Cumhuriyetinin Türk kimliği Müslüman millet hüviyetini doldurabilir mi? Pozitivist-laikçi Cumhuriyetin temelini târif eden satırlar: “Zamanımızın tarihinde görülen genel akımlar ırklardadır. Dinler, din olmak nedeniyle gittikçe siyasal önemlerini, kuvvetlerini yitiriyorlar, toplumsal olmaktan çok şahsileşiyorlar; cemiyetlerde vicdan özgürlüğü din birliğinin yerini alıyor. Dinler cemiyetlerin işlerini düzenleyici olmaktan vazgeçerek kalplerin kılavuzluğunu üzerlerine alıyorlar” (a.g.e. s. 55).

Tartışılmasından ve hesaplaşılmasından korkulan Cumhuriyet, güçlü bir halk Cumhuriyeti olamaz. Müslüman Türk milletinin millî, yâni İslâmî değerlerini temsil ediyor gösterilen yalanlar ve zulümler Cumhuriyetinin alâmet-i fârikası kısaca yukarıda tasvir ve târif ettiğimiz üzeredir.

Bir vazifesinin de Kemalist Cumhuriyetin ıslah edilmesi olduğunu söyleyerek yola çıkan muhafazakâr iktidarın “ıslah” işine bir türlü yanaşmaması, bilakis ârızalı Cumhuriyetle “müdârâ” yapması bu çetin işin bir başka bahara kaldığını gösteriyor.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Doğan İlbey
07-11-22
E mail: yenisoz.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Kemalist Cumhuriyet ıslah edilerek Millî Cumhuriyete dönüştürülmeli
Online Kişi: 23
Bu Gün: 315 || Bu Ay: 8.919 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.342 || Toplam Tıklanma: 51.932.851