İslâm; iyi insanlarla iyi bir dünya kurma dinidir/1

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM

Okunma Sayısı: 303

Yazar: Mustafa Çelik

İslâm; iyi insanlarla iyi bir dünya kurma dinidir/1

İslâm; iyi insanlarla iyi bir dünya kurma dinidir/1 İslâm, bir iyilikler dünyasıdır. Müslümanlık, iyiliklerle kötülükleri mahkûm etme çalışmasıdır.

İslâm, bütün zamanlarda ve mekânlarda iyiliği emreden ve kendi müntesiplerinden iyilikleri çoğaltmayı isteyen bir dindir.

“İyi olan kaybediyor diye iyilik yapmaktan vazgeçmeyin. İyiler kaybederken kazanır!”

Hayatta herkes içindeki iyilik kadardır. İyilik için yola çıkmışsanız birilerinin sizi anlaması sevmelerinden daha hayırlıdır. İyilikler yolunda yaşın ilerledikçe değil, kalbin yara aldıkça yaşlanırsın. Merhem değilseniz insanların yaralarından uzak durun.

İyiliğin galibiyetinden şüphe edilmez. İyiler ölse de iyilik ölmez. İyilik gören her insan güzelleşir. İyilik insanı değiştirir. Bir insanın değişmesini istiyorsanız ona iyilik edin.

Yarınları iyileştirmenin tek yolu, bugün iyilerle birlikte iyi işler yapmaktır. Şunu bilelim ki; iyilikle açılan yollar kapanmaz. Her insanın kaderinde bir iyilik vardır. İnsanın insan kalması iyilikle kaimdir. Kim olursan ol, eğer iyilerle beraber değilsen ve bir iyiliğin de yoksa sen bir hiçsin. İyiliklerin dayanaklarındır düştüğünde onlara tutunarak ayağa kalkarsın.

İyiliklerin işlendiği yere âminler şifa olur. İyilerle beraber olmak; menfaate değil, merhamete sahip çıkmaktır. İyilerin dayanışması, hayatın yeniden başlamasıdır. Hayatta en iyi güvence iyiliktir, samimiysen dünyanın bütün dertleri seni bulsa da iyilikten ve iyilerden ayrılma. Düzlüğe çıkınca sizinle birlikte aştıkları yokuşları unutanlar, unutulmaya mahkûmdurlar. Hayatınızı iyiliklerle güzelleştiren iyi insanları unutmayın gerisi ha var, ha yok…

Başkasına iyilik yaparken geri kalan size yetmeyecekse risk almayın. İyiliği sağda solda aramayın, kendi içinizde arayın. İçinizdeki iyilik sizi iyilere ulaştırmıyorsa, içinizde bir sakatlık var demektir.

“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” (Bakara Sûresi/ 177)

Müslümanlar olarak dininize irtica, size mürteci muamelesi yapanlarla birlikte olmanız, kendinize ve dininize yapacağınız en büyük kötülüktür. Erdemli şahsiyetlerin toplumun bilgi, ahlâk, karakter, meslek ve meşrep bakımından kendisinden alt seviyedeki kişileri ihmal etmesi düşünülemez. Onların içerisinde yer alıp kötülükleri iyiliğe tebdil etmelidir. Kendi yetilerini kaybedip kötülükler ve yanlışlıklar karşısında sessiz kalan şahsiyetler, zamanla bu durumu kabullenmeye, yanlışları olağan görmeye başlar ve onlarda olan kötülüklere rıza gösterirler. Kötülüğe rıza göstermekse, kişiyi iyi bile olsa kötü hâle getirir. (Hucvirî, Keşfü’l-Mahcûb, Dâru’t-Turâsü’l-Arabî, Kahire 1974, s. 405) Bu gerçeği ifade sadedinde Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde şu tavsiyelerde bulunmaktadır: “İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık da kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır. Kötülerle beraber olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun kiri de diğerine yansır.” (Buhâri, Zebaih, 31, Buyû’, 38; Müslim, Birr, 146; Ebu Davud, Edeb, 16)

Dininize küfür edenlerle beraberseniz, sizin kıyametiniz kopmuştur. Bu aşamadan sonra her yer yokuştur bir yere varamazsınız. Ülkenizde “Biz faizi yükselteceğiniz” diyenlerin yanında yer alıyorsanız, siz iyilerle değil kötülerle berabersiniz. Şayet iman etmişseniz, kâziplerle değil sadıklarla beraber olacaksınız. Nitekim âyet-i kerîmede Rabbimiz şöyle buyrulur:

“Ey îmân eden-ler! Al-lah’tan kor-kun ve sâ-dık-lar-la be-raber olun!” (et-Tev-be Sûresi/119)

Dik-kat edi-le-cek olur-sa Ce-nâb-ı Hak, bu âyet-i ke-rî-me’-de kul-la-rı-na; “Sâ-dık olun!” bu-yur-ma-mış, tak-vâ-nın mu-hâ-fa-za-sı için; “sâ-dık-lar-la be-ra-ber ol-ma-yı” em-ret-miş-tir. Çün-kü sâ-dık ol-ma yo-lun-da atı-la-cak ilk adım, sâ-dık-lara mu-hab-betle yönelip onlarla beraber olmaktır. Sâ-dık ol-mak ise, bu du-ru-mun en ta-biî bir ne-ti-ce-si-dir. İyi insanların sayılarını çoğaltmak, iyi bir dünya kurmayı çabuklaştırmaktır.

İyilik dünyasının önündeki en büyük engel, Müslümanlık iddiasında bulunup kötülerle beraber olanlardır. İyiliklerden murad Allah’ın rızasını kazanmaktır. Allah’ın rızasını kazanmadıktan sonra neyi kazanırsanız kazanın kaybetmeye mahkûmsunuz. İyilerle birlikte iyi bir dünya kurmaya mecaliniz yoksa sizin kötülerle birlikte ortaya koyduğunuz maceralarınız bitmez. “Faizsiz ekonomi olmaz” inancını savunuyorsanız, bilin ki siz kötülerle birlikte kötü bir dünya kurmanın peşindesiniz. Bu durumda dininiz İslâm değil başka bir şeydir. Kendi kendinizle birlikte başkalarını da kandırmayınız.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.