ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 192
Yazar: Mahmut Bıyıklı
SÖĞÜT'TEKİ SON ÇINAR!

SÖĞÜT'TEKİ SON ÇINAR!Yakın tarihimizin adanmışlarından birisi daha veda etti. Söğüt’te son nefesine kadar imam hatip davasına aşkla coşkuyla hizmet eden Mustafa Işık amcamız Rabbine kavuştu.

Vefatını vefalı birkaç dostun sosyal medya paylaşımından öğrendim. Gazetelerde haber olmadı televizyonlarda adı geçmedi. Çünkü görünür alandan uzak duran yürek teriyle geleceği kurma çabasında olan Anadolu’daki binlerce sessiz kahramandan biriydi.

Bir kitap çalışması vesilesiyle duymuştum adını. Biz de iyiler bitmez dedirten bir hayatın sahibiydi.

Mustafa amcanın hikâyesi bu topraklardaki varlık hikâyemizin özetiydi.

Dünyaya gelmenin sırrını çözen kâmil bir zattı. Konanların göçeceğini iyi bildiği için ömrünü konduğu yerde mal mülk biriktirmeye değil göçeceği yere götüreceği salih eylemlere adadı.

Sadakat ve ihlâsla inandığı davasına hizmet edip gösterişsiz bir hayat sürmenin lezzetini yaşadı.

Sermayede servette saadet arayanların aksine vermekte ve paylaşmakta bulduğu ebedi mutluluğun saltanatını sürdü.

Allah’ın davasına hizmet etmek için paraya makama şana şöhrete ihtiyaç olmadığını sade bir vatandaş olarak da yüreklerde nasıl devrimler yapabileceğini hepimize gösterdi.

Mustafa amcanın hayatında hepimiz için ibretlik örneklikler var. Merhumun imam hatiplere adanma hikâyesi de çok ilginç.

Bir cuma günü imam efendi hutbe verirken talebe yetiştiren bir hocanın ölüm anını anlatır.

Herkes dehşetli geçen sorgu sual sırasını beklerken eğittiği talebelerin hürmetine hocanın sorgusunun kolay geçtiğini müjdeleyen menkıbe kendisini çok etkiler.

Ve o gün gözyaşları içinde “Ya Rabbi bana da böyle güzel hizmet etme yolu nasip et!” diye dua eder.

Sonrasında Söğüt’teki İmam Hatip’te İlim Yayma Cemiyeti, Söğüt Şubesi ve Okul Koruma Derneği’nde gönüllü çalışmaya başlar.

O günden sonra Mustafa amca gönüllülüğün adeta destanını yazar. Malını mülkünü varlığını her nefesini İmam Hatip’lere tasadduk eder.

Okulun binasından öğrencilerin ruh dünyasına kadar imam hatiplerin her şeyiyle ilgilenir. Gün gelir okula arsa lazım olur ve Turgut Özal’a ulaşır, okulun arsası için ödenek çıkarttırır.

Gün gelir çocukların beslenmesine katkı sunmak için eline makbuz alıp esnafları dolaşır. Gün gelir yurdun inşaatına kavak ihtiyacı olur bahçesindeki bütün ağaçları kesip önce kendisi bağışlar.

İhtiyaçların karşılanması noktasında Söğüt yetmeyince Trabzon'a gidip çay, İznik'e gidip zeytin toplar.

Çay ve zeytinleri büyükşehirlerde satarak elde ettiği gelirle öğrenci okutur. Kendisi okumamıştır ama okutmanın derin anlamını gönlünde hissetmiştir.

Vakıf adamı olmak sürekli kapının çalınması demektir.

Mustafa amcanın kapısını gariban Anadolu çocukları her çaldığında ihtiyaçları karşılanmıştır.

“Allah bana bir gün dahi 'evladım param yok' dedirtmedi. Haddinden fazla verdi” diyerek ömrü boyunca şükretmiştir.

Milletimiz de vefalıdır. Elinden tutanı unutmaz. Yardımcı olup okuttuğu mahcup çocuklar iş güç sahibi olunca kendisini arayıp “Bir isteğin var mı?” diye sorarlar.

Hepsine de “Siz zaten İslâm’ı yaşıyorsunuz. Daha güzel yaşamanızı ve İslâm’ı dışarı güzel tanıtmanızı istiyorum” diye cevap verir.

Dünyada imam hatiplere hizmet eden bir kişi kalacak olsa o ben olacağım der.

İlkokul mezunu olmasına rağmen imam hatipte okuyanlardan daha fazla sahip çıkar davaya.

Mutluluk arayana iç huzurunu kaybedenlere imam hatiplerle ilgilenmesini tavsiye eder.

Çünkü kendisi hizmetin tadını almış ömrü boyunca bu yoldan sapmamıştır.

Mustafa amca, imam hatip için okul ya da yurt binası yaptırıp kenara çekilen sıradan bir hayırsever değildir. Bugünkü tabiriyle tam aktivisttir.

28 Şubat’ın karanlık günlerinde de mücadelesini sürdürür. Gariban Anadolu insanının dişiyle tırnağıyla kurduğu imam hatip okullarına yönelik başlatılan cadı avı karşısında sessiz kalmaz kenara çekilmez.

Bu sefer okulların öğrencisiz kalmaması ve kapanmaması için yollara düşer. Köylere gidip anne babalara adeta yalvarır.

Bütün dil dökmelere rağmen memleketinde ancak bir elin parmakları kadar öğrenci toplayabilir.

Zor günlerdir. Zulüm devam etmektedir. Korku iklimi köylere kadar hâkim olmuştur.

Buna rağmen Mustafa amca tarihteki bütün kahramanlar gibi yılmaz yorulmaz davasından asla vazgeçmez.

Bir dostunun tavsiyesiyle Güneydoğu’ya gidip bütün masraflarını karşılamak şartıyla talebe aramaya başlar.

Hiç gitmediği şehirlerin hiç görmediği köylerin asfaltsız yollarını aşarak dağlarını tepelerini geçerek insanları ikna etmeye çalışır.

Mezralara kadar gidip tek bir talebenin imam hatipte okumaya razı olması için adeta yalvarır.

Bir seferinde uzak köylerin birinde talebe olacak yaşta çocukların olduğu bilgisini alıp o köye giderler.

Aileler düz lise olsa gönderirdik der. Tam o esnada Mustafa amca Rabbine ellerini açıp “senin için geldik sen bizi boş çevirme” diye yalvarır. Samimiyetle yapılan dua geri çevrilmez.

O seferde uğranılan Hakkâri’nin köylerinden onlarca çocuk talebe olmayı kabul eder. Hepsinin masrafları karşılanır. İmanlı ihlaslı devletine ve değerlerine bağlı nesiller olarak yetiştirilir.

Mezun oluncaya kadar bütün ihtiyaçları giderilir.

İşte bu emekler dualar gayretler sonucu İmam Hatipler kapanmaktan kurtulur.

Mustafa amca gibilerin duası çabası ve olağanüstü gayretleri sayesinde İmam Hatip okulları kapısı açık kalır ve bugünlere gelinir.

 “Beni nefsim için yaşatma İslâm için yaşat. Her an İslâm için çalışmamı sağla.” Diye dua eden Mustafa Işık amca ilerleyen yaşına rağmen inandığı değerler uğruna gece gündüz koşturmasını sürdürür.

Bu duruma hayret edenlere İmam Hatiplerle ilgili bir toplantıda şöyle der:

“Beni iyi dinleyin, ben tam 75 yaşındayım. Allah bana üç 25 verdi. Fakat ben kuvvetli anımda bu yola eğilmedim, Rabbimden bir 25 daha istiyorum. Bana dua ediverin”

Mustafa Amca yüz yaşına varamadı ama doksanına kadar noksansız hizmetini sürdürdü.

Söğüt’ün son çınarı imam hatip neslinin omuzlarında son yolculuğuna uğurlandı.

Kur’an öğrenmesine vesile olduğu gençler cenazesinde saf durdular. Vefatının duyulduğu binlerce evde hatimler indirildi Fatihalar, Yasinler okundu.

İmam hatip davasının kahramanlarından Mustafa Işık dünya nöbetindeki vazifesini hakkıyla yerine getirdi.

Rabbimiz gufranıyla sarsın İnşallah.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mahmut Bıyıklı
03-01-23
E mail: haber7.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SÖĞÜT'TEKİ SON ÇINAR!
Online Kişi: 20
Bu Gün: 568 || Bu Ay: 9.791 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.598 || Toplam Tıklanma: 51.946.036