Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar | Okunma Sayısı: 87 |
Yüzyılın en büyük deprem felaketinden sonraki ilk hafta ilgili haberlere kilitlenip kaldım ve tek satır bir şey okuyamadım.
Zira gerek depreme doğrudan muhatap olanlarda gerekse ondan etkilenenlerdeki sarsılmaya tabi ilk tepki durakalmak, asılakalmak, kilitlenivermek şeklinde tahakkuk ediyor ki, deprem sonrasındaki yapılacak ilk işlerden birinin ruhsal destek olarak belirlenmesi de sanırım bundan kaynaklanıyordur.
Bu hususu birinci derecedeki deprem bölgelerinin birinde oturuyor olmakla ilişkilendirerek özelleştirdiğimizde hayat tarzlarındaki o zorunlu duraksamayı, işi okumaktan ibaret olanlar üzerinden kilitlenme şeklinde ifade edebiliyoruz.
Zikrettiğim kilitlenme durumunu aşmak için bir bilgiyi talep etme zorunluluğunun, beni ilk bilgilenme zamanıma yani çocukluk çağıma döndürmesi ruhsal / psikolojik yönden nasıl izah edilir bilmiyorum ama gerçek böyleydi. Çünkü Celaleyn Tefsiri’ni, sadece isim olarak beş ya da altı yaşımda öğrenmiştim. Dedemin “Celaleyn’e bakalım” diyerek baş ucundaki raflardan sıkça indirdiği bir kitaptı o. Köyde oturuyorduk, Kur’an’ı ondan öğreniyor olmam nedeniyle bilgisine de hayran olduğum dedemin, o bilgisinin kaynağı olarak Celaleyn Tefsiri’nin aklımda yerleşmiş olması, içinde ne yazdığını bilmediğim halde yine bilgi cihetinden ona yönelttiğim muhabbet esaslı bir hayranlıkla ilgili olsa gerektir.
“Her şeyden önce sarf ve nahvin talebenin zihni istidadına göre üçer dörder muhtasar risâlesi ve bunların ardından tarih veya ahlâka dair Arapça bir kitap okutulmalıdır. Bu esnada ona sözlük kullanmanın usûlü ve problemli kelimeyi bulmanın yolu öğretilmeli. Arapça’yı yeteri kadar kullandı mı da Yahya b. Yahya Mesmûdî rivâyetine uygun olarak Muvatta’ okutulmalıdır. Bunu kesinlikle ihmal etmeyin, çünkü asıl olan hadis ilmidir ve onu okumakta büyük faydalar vardır. Muvatta’nın bu versiyonu (nüshası) bize kadar semâ’ yoluyla gelmektedir. Muvatta’dan sonra herhangi bir tefsire bağlı olmaksızın Kur’ân dersi verin. Ders esnasında âyetlerin tercümesini yapın ve karşınıza nahiv veya sebeb-i nüzûlun müşkil bir meselesi çıktığında durun ve çözüme kavuşturmadan geçmeyin. Kur’ân dersini bitirdiğinizde Kur’ân’dan ne kadar yer okuduysanız o kısmı bir de Celâleyn Tefsiri’nden okuyun. Bu çeşit okumada büyük faydalar vardır...”
Kur’an ayetleriyle, tefsir lafızları kırmızı ve siyah renkli dizgi ile ayrılırken, metni sadece tefsir maksatlı olarak okuyanlar için Arapça dil ve kıraat farklılıklarına mahsus bilgiler düz metinden çıkarılıp, dipnot olarak verilmiş.
Bu tercihin güzelliğini teslim etmekle birlikte, bunların grafik-dizaynından kaynaklanan bir dizi problemin doğduğunu da iletmeliyim. Gerek bu yönden gerekse Türkçe ifade yönünden çalışma çok güzel olmakla birlikte editesi ve son okuması cihetinden kimi sıkıntılar barındırmaktadır.
Bunca emek verilmiş bir çalışmanın okurlarına tekrar sunulurken bu yönleriyle yeniden ele alınacağını umuyorum.
Yazar: Ömer Lekesiz |
11-03-23 |
||
E mail: yenisafak.com | Tweet | ||