ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 307
Yazar: D. Mehmet Doğan
Kısakürek, şiirle fikri birlikte yürüten önemli şahsiyetlerden biridir

Türkiye Yazarlar Birliği ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin iş birliği ile “Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek’i Hatırlamak” konulu panel ASBÜ’de düzenlendi.

Şair, düşünür ve yazar Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 40. yılı dolayısıyla ASBÜ Güvercinlik Salonunda yapılan programa akademisyenler, öğrenciler ve Kısakürek’in okuyucuları büyük ilgi gösterdi.

Programın açılışında bir konuşma yapan Türkiye Yazarlar Birliği kurucu ve şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, “Necip Fazıl’ın vefatının üzerinden 40 sene geçti, Allah rahmet etsin. Necip Fazıl büyük izler bırakıp veda etti. Hem edebiyat aleminde hem düşünce aleminde diyebilirim ki en büyük tesiri de siyaset aleminde oldu. 1927’de Necip Fazıl “söndürün lambaları uzaklara gideyim nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim” diyor. 1947’de de “durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak haykırsam kollarımı makas gibi açarak” diyor. Bu iki şiirde de aslında bir emir kipinden konuşuyor. Birinde ciddi bir içe yöneliş var insanın ruhuna doğru geçme arzusu var ikincisinde ise tamamen sosyal bir tema üzerine konuşuyor.” diye konuştu.

Necip Fazıl’ın şiirle fikri birlikte yürüten büyük şahsiyetlerden biri olduğunu belirten Doğan, “1930’a kadar neredeyse sadece şiirle uğraşıyor şair olarak tanınıyor. 20’li yaşlarda Anadolu mecmuasında yazdığı o lirik şiirleri her sayıda hemen hemen yer alıyor. Necip Fazıl’ı büyük şöhret yapıyor, sonra kitaplarını yayınlıyor ama 1933’e kadar da şiirden başka bir eseri yok. 1933’de hikaye kitabı yayınlıyor meşhur “Ruh Burkuntularından Hikayeler” ile birlikte şöhreti şairlikten sanatkarlığa doğru genişliyor. Necip Fazıl 1941’de yedi günde bir mülakatı var ki adeta daha sonraki zamanlar için yol haritası çiziyor. Burada Necip Fazıl, saf fikir ve ideoloji cephesi memleketin zayıf diyor.” diye konuştu.

Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendisine büyük bir sanatkâr misyonu çiziyor ve bu büyük sanatkâr misyonunda “büyük doğu “dediğimiz görüşlerini yaymaya başlıyor. “ Ölümü de göze alarak mücadele edeceğim” diyor bu işin sonunda ölüm de olabileceğini düşünüyor. Hastalık döneminde az kelime ile çok şey ifade eden şiirler yazdı, parlak bir şiir geçmişini böylece tamamlamış oldu Aslında Necip Fazıl ölümünden sonra siyaseten zirveye yükseldi. Onun yolunu takip eden onun şiirlerini ezbere bilen yöneticiler Türkiye’nin başına geçtiler. Ne denli onu takip ettiler onu tespit edemeyiz ama yine de siyaseten Necip Fazıl’ın tarzının hâkim olduğunu söyleyebiliriz Necip Fazıl’ın en çok mesele olarak edindiği şeylerden biri neydi, Ayasofya’nın açılması, çok kritik bir mevzu. Ayasofya açıldı, o gün geldi o göremedi ama biz gördük.”

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da “Necip Fazıl Kısakürek'in Felsefe Anlayışı” ile ilgili yaptığı konuşmada; “Necip Fazıl batının filozoflarını inceliyor; onların hakikate ulaşamadıklarını, çok basit bir arayış için de olduklarını ve birbirlerini yanlışlamakla zaman geçirdiklerini ve nebevi hikmete ulaşamadıklarını söylüyor. Sokrat, Platon ve Aristoteles bu üç isim ciddiye alınacak, bunların dışında batının bir ismi yok diyor. Diğer yandan, düşünce zemini olarak Gazali’yi çok önemli bir isim olarak, hikmeti bulmuş ve hakikati gerçek anlamıyla ortaya koymuş birisi olarak değerlendirir.” dedi.

Arcan, Kısakürek’in felsefeye bakış açısı ile şunları ifade etti: “Necip Fazıl’ın yaklaşımı şu; “boşuna bir sürü tartışmaları okumaya gerek yok doğrudan kısaca bizim hakikate ulaşmamız lazım. Onun yaklaşımı biraz daha bu yönde derin derin okumalar yapıp tartışmalar yapalım bunlarla zaman kaybı yapılmasını istemiyor. Tasavvufu bizim çok güçlü bir birikimimiz olarak görüyor bunlar varken başka yerler gitmeye gerek yok diyor.”

“Necip Fazıl Kısakürek’in Fikri Oluşumu ve Şiiri Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı ilk paneli Prof. Dr. Turan Karataş yönetti. Karataş, Kısakürek’e yazdığı mektubun ilk bölümünü okuyarak başladığı programda Dr. Necmettin Turinay: Necip Fazıl ve Abdulhakim Arvasi, Yusuf Turan Günaydın: Necip Fazıl ve İbrahim Aşkî ve Prof. Dr. Mustafa Kurt: Necip Fazıl Kısakürek’in Şiir ve Sanatına Dair.” değerlendirmelerde bulundular.

Panelin ikinci oturumunda gençler, Kısakürek’in eserleri üzerinden Kısakürek’i anlattılar.

Tolga Aydın’ın yönettiği “Bugünün Gençleri Necip Fazıl Kısakürek’in Kitaplarından Ne Anlıyor?” konu başlıklı bu oturumda, Sedanur Cevizci; Reis Bey, Elif Şener; Cinnet Müstatili ve Alperen Karışman da Kafa Kağıdı eseri üzerinden konuştular.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: D. Mehmet Doğan
27-05-23
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Kısakürek, şiirle fikri birlikte yürüten önemli şahsiyetlerden biridir
Online Kişi: 23
Bu Gün: 497 || Bu Ay: 9.101 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.596 || Toplam Tıklanma: 51.936.608