Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar) | Okunma Sayısı: 94 |
Bu programa dekanımız Prof. Dr. M. Kaya Bilgegil de katıldı. Çünkü fakültemiz öğretmen yetiştiren bir kurum idi. O gün için “Tenmişti. Onlar da ödüllerini alacaklardı.
Öğretmenler Günü nedir bilmiyorduk. Sanıyorduk ki 12 Eylül darbesinin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, öğretmenlere böyle bir gün hediye etmişti. Meğer öyle değilmiş. 12 Eylülcüler bu günü M. Kemal ile ilişkilendirerek koymuşlar.
Çünkü o gün M. Kemal, “millet mektebleri baş öğretmenliğini kabul etmiş.”
Dekanımız Kaya Bilgegil (merhum) açılış konuşmasında şöyle dedi: “Hatırlayacaksınız. Siyah tahtanın önünde çekilmiş bir fotoğraf vardır. Bu fotoğraf basına verilmiş bir pozdur. Latin asıllı alfabe Enver Paşa’nın şekillendirdiği bir çalışma idi. Başka kişiler ve heyetler de bu konuda çalışmıştır. TDK ve Türk Tarih Kurumunun çekirdeğini meydana getiren Tercüme ve Tedkik Heyeti bu alfabeyi belirlemiştir. M. Kemal de kendine mal etmiştir. İlk muallim olduğunu iddia ettiği için millet mektebleri baş muallimliği” unvanı verilmiştir.”
T. Özal hükûmet kursa da “Kenan Evren rejimi” yürürlükte idi. Bu sözler üzerine salon buz kesti. Fakat konuşan kişi Kaya Bilgegil ve Dekan idi. Kim akıl etti ise bir alkış koptu.
Benim kafam o zaman işlemeye başladı. Biz lisede iken bu günü öğretmenlerin emeğine teşekkür için ihdas edilmiş sanıyorduk. İmam Hatip’te olduğumuz için sebebi üzerinde fazla durmamış olsa gerek öğretmenlerimiz.
24 Kasım; aslında öğretmenlerin günü değildir; İslâm yazısının (Türk yazısının) milletin elinden alınmasının bayramıdır. Bu başarı! bir kişiye mal edilmiştir; devlet de öğretmenlere o mutluluğa ortak olma görevi vermiş idi.
Kutsal kitabının harfleri yürürlükten kaldırıldığı ve artık Kur’an okuyamayacağı için sevinen, bunu kutlayan bir anlayış olabilir mi? Karahanlı Devletinden beri ilmî, edebi, tarihi, dini eserlerin vasıtası olan o büyük medeniyeti günümüze taşıyan mirasımızdan kurtulduk, (artık cahiliz) ne mutlu bize diye bir bayram kutlanabilir mi? Öğretmenler Gününün bu tarihi arka planı bilinmiyor mu acaba? Öğretmenler (o irfan ordusu !) bu kadar şuursuz olabilir mi?
12 Eylül militarist devleti bunun için önlem de alacaktı tabii olarak. O da günün anlam ve önemine binaen hediyelerle, ödüllendirmelerle esası gözlerden kaçırmak olmuştur. Öğrencilerin, velilerin ödül ve hediye için seferber edilmesi de bunun bir parçasıdır.
Türkiye’de 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününün öne çıkarılmamasının sebebi budur. Çünkü 24 Kasım Öğretmenler Günü ideolojik bir gündür; oysa 5 Ekim Öğretmenler Gününün ideolojik yönü yoktur.
Öğretmenler Günü o kadar ideolojiktir ki bunu anlamak için Öğretmen Andı’na bakmak yeterlidir. Öğretmen adaylarının stajiyerliğini kaldırma töreni genel olarak 24 Kasım’dır, aday öğretmenler bu gün yine 12 Eylülcülerin ihdas ettiği, öğrencilerin “Andımız”ı okudukları gibi koro halinde Öğretmen Andı’nı okumaktadır.
Başka hususlarda “dünya ile birlikte hareket eden” Türkiye’nin bu tür uygulamalarda ideolojik davranması dünyanın da gözünden kaçmaz, kaçmamaktadır.
Öğretmenler Günü’nü alfabe inkılabı ile birleştiren bu zihniyet, kendine dinî bir referans bulmakta gecikmemiştir. Çünkü bu günler için yetiştirilmiş “din adamları” her zaman vardır, bulunmuştur. Onlar da günü kutsamak için İslam’ın başka anlam ve bağlamlarda kullandığı âyetleri, sözleri hemen bu gibi nevzuhur olaylara adapte etmişlerdir. Bu bağlamda en çok “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.”, “Allahın ilk emri okudur” sözleri sahaya sürülmüştür.
Ancak 24 Kasım ile ima edilen alfabe değişikliği ile, “oku” emrinin (Allah’ın Kitab’ını oku, tebliği et) emrinin birbirine zıt olduğunu anlamamıştır bu “din adamları” veya anlamazlıktan gelmişlerdir. Kur’an harflerini, elifbayı yasaklayan ve bunun için zor kullanan zihniyeti Kur’an âyetleri ve Hz. Ali’nin sözlerini “kullanarak” desteklemek nasıl bir şuurdur?
Kur’an âyeti, hadisler ve Hz. Ali’nin sözleriyle Latin alfabesinin öğretilmesinin dini bir vecibe olduğu, öğretenlerin de mukaddes bir iş yaptıkları nasıl söylenebilir? Bu bel’amlık idi ve aynı yanlış yorum hâlâ devam etmektedir.
Çelişkiler bununla bitmemektedir.
Bir zamanlar “Elifba” bulundurduğu için en ağır şekilde cezalandırılan memleket evladı bugün Osmanlı Türkçesi dersleri, Kur’an Kerim dersleri ile bu tarihten bir nevi özür dilemekte,1 Kasım 1928’de ve 24 Kasım’da yanlış yapıldığını söylemektedir. Artık 24 Kasım Öğretmenler Günü, muhafazakâr, dindar kesimin can u gönülden kutladığı bir bayram hüviyetindedir. Niçin ihdas edildiğinin şuurunda olmadan kutlanan bir gün var ve bunu irfan ordusu öğretmenler kutlamaktadır.
İronik olsa da söylemek istiyorum. Öğretmenlerimiz bu günü bütün bu bilgi ve olayların cahili olarak kutluyor, hediye alıp veriyor olabilir mi? Eğer böyledir denirse onlar için 24 Kasım’ı kutlamakta mahzur yoktur, demek istiyorum.
Yazar: Kamil Yeşil |
23-11-24 |
||
E mail: tyb | Tweet | ||