HALEB'E DÖNÜŞ

Halep, 12 Aralık 2016'da Rus ve İran destekli Esed ordusu tarafından düşürülmüştü. Üzüntümüz hadsizdi. 30 Kasım 2024'te geri alındı.

ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
"Her kim selefin bilmediği bir amel icad ederse, Peygamber'in risalete ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Çünkü din tamamlanmıştır (Maide, 3) O gün din olmayan şey bugün de din değildir."
İmam Mâlik
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 139
Yazar: Mehmet Emin Gerger
ŞEHİD LİDER MUHSİN YAZICIOĞLU

ŞEHİD LİDER MUHSİN YAZICIOĞLUBitti beden direnci 

Bir baygın ana hasret

Ruh bedenin gerçeği 

Direnç iman ölçeği.” (Muhsin Yazıcıoğlu)

Merhum Şehid lider Muhsin Yazıcıoğlu hatıralarında diyor ki:- Gayemiz “İlâ-yı Kelimetullah’ı”, Allah’ın ismini yüceltme ve yayma, davamız, “Nizam-ı Alem”; Allah’ın nizamını insanlığa hakim kılma davasıdır diyorduk…” “Kanımız aksa da zafer İslâm’ın”, “Çağrımız İslâm’da dirilişedir” diyorduk. O zaman bir çağrı ve çabamız vardı. “Müslümanlar küfre karşı tek yumruk” diyorduk…” Hz. Yusuf (A.S.)’dan İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye, İmam Sarahsi’den İskilipli Atıf Efendi’ye, Hasan El Benna’dan Said Nursi’ye kadar bütün salih Müslümanlar, cezaevlerini medrese gibi değerlendirmişlerdir. Kardeşlerimizin de yaptığı bundan farklı bir şey değildir…  

İlk olarak (12 Eylül) 1980’in başlangıcında 4-5 ay kadar koğuşta kaldık. Ondan sonra tecrit hücrelerine götürüldüm. 5.5 yılda orada kalmış oldum. 5.5 yılın sonunda 3 ay kadar çıkacağımız zamanlarda tekrar koğuşlara götürüldüm. - Tecrit hücreleri kaçar kişilikti, kaçar kişi kalıyordunuz? -2.5 metrekarelik tecrit hücrelerinde önceleri 3 Komünist ve 1 Ülkücü kalıyordu. Daha sonra, 1983 yılının sonlarına doğru 2 Ülkücü, 2 Solcu halinde bulunduruldu. Daha da sonraları artık 1 Ülkücü, 1 Solcu olarak bırakıldı…” 

“Tabii yeni nesillere buradan tavsiyem gelin birbirimizin farklılıklarını değiştirmeden, birbirimizin farklılıklarına tahammül ederek Türkiye için projeler geliştirin. Türkiye için düşünün, tartışın, münakaşa edin, ama hücreleri paylaşmak yerine bu cennet gibi ülkenin nimetlerinden adaletli biçimde paylaşma yollarını arayın, yani burada yaşamanın yollarını arayın. Ben düşündüğüm zaman ne demişim hücrede; gençliğim dedim ver dediler, istikbalim dedim yok dediler, kanım dedim dök dediler, canım dedim milletin dediler, sevdim suçtur dediler ve çığlıkla yarıldı karanlık, sevgimi çarmıha gerdiler!.. Ben bu duygular içerisindeyim. 

Ben neyi sevmişim; ülkemi sevmişim, ülkem dedim milletim dedim değerlerim dedim. Hep Mevlana gibi hoşgörünün, Yunus gibi sevginin peşinde koştuk. Ama sonunda işkence gördük, zulüm gördük, hürriyetlerimiz alındı ve onlarca yıl cezaevinde yatıp hiç ceza almamış insanlarız...” “Bizim dokuz arkadaşımız idam edildi. Her idam cezaevinde büyük üzüntüye neden olmuştur. İdam cezaları infaz edildiğinde bütün koğuşlarda Kur’an okunarak hatim indirilirdi. Hatim duaları yapılırdı. O şekilde acılar hafifletilmeye çalışılırdı. Onlara dua ederek vazifemizi yerine getirmeye çalışırdık…” Da’va arkadaşlarının merhum lider Yazıcıoğlu hakkında söylediklerini hep birlikte okuyalım: 

“Biz BBP’yi illa iktidara gelelim, imkanlar elde edelim diye kurmadık. Biz Ülkü Ocakları Derneği, ülkücü jenerasyondan gelerek, İslami ve Türk kimliği ile ilgili meselede kendimizi görevli mesul addettik. Bütün İslam alemiyle ilgilenmek hepimizin rüyasıydı, idealimizdi. Nerde Türk dünyası ve İslam dünyası ile ilgili bir problem varsa biz orada olmalıydık.. Muhsin Bey siyasi hayatında esnek olamadı, kıvrak olamadı, paraya önem vermedi, mevki-makam tekliflerine itibar etmedi. Günümüz siyasetinde ne yapılıyor. Kıvrak olacaksın, yatacaksın, kalkacaksın, kafanın önünde başka arkasında başka bir şey olacak!... Muhsin Yazıcıoğlu, Batman’a, Van’a, Hakkari’ye gider halkın dertlerini dinler, onlarla beraber olurdu. Muhsin Yazıcıoğlu, Arnavutluk’ta kahraman gibi karşılanırdı. Bosna’ya gitti bütün Boşnaklar kendisini kucakladı. Kosova’da hakeza.. Türk Cumhuriyetlerinden, Kuzey Irak’tan, Balkanlardan insanlar akın akın gelip Muhsin Yazıcıoğlu’nu ziyaret ediyorlardı… Türkiye’nin ve İslam Âlemi’nin başı sağolsun, Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.” 

(Hasan Çağlayan BBP Çorum Eski Milletvekili)“Ben çok net söyleyeyim. Ben “kaza” olduğunu düşünmüyorum. Şundan dolayı düşünmüyorum. Bunun araştırılmasını lazım… Televizyonlara baktığınızda zannediyorsunuz ki, “Helikopter” gidip-dağa çarpmış. Oysa gidip baktığınızda, “helikopter dağa çarpmamış, vadiden girmiş dağın eteğine biraz bayır bir yer var, orada düşmüş “çarpma” yok… Ben de “Helikopterin” yerini, düştüğü yeri görene kadar “çarptı” zannediyordum. Ya, “Helikoptere” bir şey yapıldı, orada düştü, artık elektronik araçlarda “uydu” aracılığı ile birçok şey yapabiliyor!. Cep telefonundan bile yönlendiriyorlar. Helikopterin düştüğü yere baktığım zaman, ben bu işin daha çok bir “suikast” olduğuna inandım! Hâlâ da aynı düşüncedeyim… 

28 Şubat’ta (1997’de) şunu yaptı Muhsin Yazıcıoğlu: “Millete namlusunu çevirmiş tankları selamlamam!” dedi. Bunu diyebilecek her babayiğit Türkiye’de yoktur. Erbakan ile Tansu Çiller’in arasında, Hükümet ayrılsın, Tansu Çiller, “Başbakan ben olayım” dediğinde, Başbakanlığın önünde verdiği bir mesaj var ki, o çok mühim bir mesajdır. Orada dedi ki; “Türkiye Cezayir de, İran da olmayacak! Ama etnik mezhep kökenli Baas Rejimi de olmayacak!..” dedi Yazıcıoğlu!.. Allah’tan kendisine gani gani rahmet diliyorum.” (Ökkeş Şendiller, BBP Kahramanmaraş Eski Milletvekili) (1)

   Ömrünü Türkiye’ye, İslâm’a ve Müslümanlara hizmete adayan, 25 Mart 2009’da, Kahramanmaraş Mitingi’nden Yozgat’a gitmek için bindiği Helikopterin, Berit/Keş Dağı’na düşmesi sonucunda; “Ey sonsuzluğun sahibi sana ulaşmak istiyorum” diyerek, milyonlarca Müslümanın duaları ile Hakka yürüyen büyük çile ve dava adamı, BBP Sivas Milletvekili yiğit lider BBP kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına, vefatlarının 16. yıldönümünde Allah Teâla’dan rahmet, Yazıcıoğlu ailesine, BBP Camiasına dava arkadaşlarına ve bütün sevenlerine sabr-ı cemil diliyorum. Mekânı Cennet olsun. Ruhuna Fatiha.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mehmet Emin Gerger
25-03-25
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ŞEHİD LİDER MUHSİN YAZICIOĞLU
Online Kişi: 19
Bu Gün: 342 || Bu Ay: 9.281 || Toplam Ziyaretçi: 2.427.273 || Toplam Tıklanma: 55.250.201