HALEB'E DÖNÜŞ

Halep, 12 Aralık 2016'da Rus ve İran destekli Esed ordusu tarafından düşürülmüştü. Üzüntümüz hadsizdi. 30 Kasım 2024'te geri alındı.

ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
"Her kim selefin bilmediği bir amel icad ederse, Peygamber'in risalete ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Çünkü din tamamlanmıştır (Maide, 3) O gün din olmayan şey bugün de din değildir."
İmam Mâlik
Kategori : TÂRİH / TÂRİHİN ARA SOKAKLARI
Okunma Sayısı: 214
Yazar: Mustafa Armağan
MUSUL'U İNGİLİZLER KAZANDI, BİZ KAYBETTİK

MUSUL'U İNGİLİZLER KAZANDI, BİZ KAYBETTİKMusul’un tapusunun elimizden resmen çıkışının 99. yıldönümündeyiz. 5 Haziran yas günü ilan edilmeli.

O Musul ki hem Türkler ve Kürtlerin ortak toprağı ve Anadolu beşerî coğrafyasının tabii bir uzantısıydı, hem de altından petrol fışkırıyordu (şimdi buna doğalgaz da dahil oldu).

Bilelim ki Cumhuriyet döneminde toprak kaybettik ve o vatan toprağı bizde olsaydı 99 yıldır petrolomüzün beşte birini iç piyasaya satıyor, kalanını da ihraç ediyor olurduk.

Çorak bir araziden değil, günde 4 milyon varil petrol çıkarılan bir ‘toprak’tan bahsediyoruz ey milletim.

Peki Musul elimizden nasıl çıktı?

Özetleyelim:

Lozan antlaşması âkid taraflarca onaylanmasını müteakiben 9 ay içinde İngiltere ile Türkiye kendi aralarında anlaşamazlarsa Milletler Cemiyeti’nin hakemliğine başvurulacaktı. Musul bu şartla Lozan paketinden çıkarıldı. (Bu arada MC’nin hakemlik yetkisi yoktu. İngilizlerin bir başka oyununa gelmiştik.)

Musul dosyası Mayıs-Haziran 1924’te Haliç Konferansına getirildi. Burada anlaşmaya varılamayınca Milletler Cemiyeti’nin hakemliğinde Musul için anket ve raporlar yazıldı. Şeyh Said vakası tam bu sırada patlak verdi.

Sonuçta 5 Haziran 1926’da Ankara’da imzalanan antlaşmayla Musul İngiltere mandası altındaki Irak’a verildi.

Türkiye bu yenilgiyi örtmek için İngilizlerin desteğiyle çıkan Şeyh Said isyanı yüzünden Musul’u kaybettiğimiz propagandasına girişti. Lakin İngiltere bu sataşmaya sert çıktı. Büyükelçi Sir Ronald Lindsay, Başbakan İnönü’ye “İsyanı desteklediğimize dair deliliniz varsa gösterin, yoksa susun. Aksi halde ilişkilerimiz bozulur” dedi. Bunun ne anlama geldiğini bilen İnönü geri adım atacaktı.

Nitekim resmi çevreler Şeyh Said isyanını İngilizlerin desteklediği iddiasından çark etti. Bir daha ağızlarına almadılar. Bunun üzerine ‘irtica’ söylemine dönüldü ve İzmir suikastı operasyonu tam da Musul’un kaybı üzerine infial gösterecek muhalefetin sindirilmesi için bulunmaz bir fırsat oldu. Terakkiperver Fırka adlı muhalefet partisini büyük gazetelerle beraber kapattıran Takrir-i Sükûn Kanunu yüzünden Musul’un kaybı konuşulamadı.

Şimdi size İsmet Paşa’nın Lozan’da iki ay içerisinde Musul davasından nasıl döndüğünü resmi yazışmalar ışığında sunacağım. Buyurun:

27 Kasım 1922: “Türkiye fakir bir ülke; Musul petrollerinden pay istiyoruz.” İsmet

3 Ocak 1923: İsmet Paşa hazretlerine: Fevzi (Çakmak) Paşa Musul’un hangi şartla olursa olsun idaremiz altına geçmesi lazım geldiği düşüncesindedir. Başbakan Rauf (Orbay)

11 Ocak 1923: Rauf kardeşim,işler birçok noktalarda dolaştı, durdu. Ukde noktası, Musul’dur. Musul’u İngilizlerin ne olursa olsun bize vermesi lazımdır. Şurada burada blöf, gösteri para etmez.Dünyanın kuvvetini bir araya getirseler Türkiye murahhasları gözlerini dikerek Musul’u talep edeceklerdir. (…) Gerçekten de dünyanın en haklısı ve bu bakış açısından en kuvvetlisiyiz.İsmet

19 Ocak 1923: Başbakanlığa: Müttefikler bize evet yahut hayır dedirtecek bir proje hazırlıyorlar. Bu Pazartesi verecekler. İsmet

23 Ocak 1923: Mustafa Kemal Paşa hazretlerine: Bugün büyük bir savaş (mücadele) oldu. Curzon elindeki bütün imkânları kullandı. (…) Musul’u talep ettim. (…) İngilizi Musul yüzünden barışı tehdit eder gösterdik. Dehşetli propaganda ve mücadele [yapıldı].İsmet

30 Ocak 1923: Şimdi hallolunacak şudur: Ara vererek Ankara’ya gelmek, durumu bir müddet askıda bırakmak yahut Musul’dan feragatle başlayarak yeni bir barış imkânı aramaktır.Ben Musul’dan feragat ederek barış imkânı aramak fikrindeyim.İsmet

1922’de ‘Musul Türktür’ noktasından 1926’da petrolden 500 bin sterline tav olma mevkiine gelinmiştir ve İsmet Paşa’nın Lozan telgraflarından bu çark etme süreci net olarak anlaşılmaktadır.

İhsan Şerif Kaymaz’ın isabetle belirttiği gibi, Musul meselesinde her şeyi kazanmamıza elbette imkân yoktu ama her şeyi de kaybetmemiz gerekmiyordu. Maalesef kaybettik.

Doğu Perinçek’in kurduğu Kaynak Yayınlarından çıkan Musul Sorunu adlı kitabında Prof. Kaymaz’ın şu tezi Kemalist paradigmanın örtbas etme çabasını çökertecek yetkinliktedir:

“Musul süreci yaklaşık 8 yıl süren bir savaşımın sonunda Türkiye açısından tam bir yenilgiyle sonuçlandı. (…) Antlaşma öylesine alelacele imzalanmıştır ki, Türk tarafı hiçbir konuda pazarlık yapmamış, neredeyse İngilizlerin dikte ettiği koşulları aynen kabul etmiştir.” (2014, s. 554)

99 yıl önce alelacele kapattırılan “Musul dosyası” bir gün mutlaka yeniden açılacaktır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Armağan
05-06-25
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MUSUL'U İNGİLİZLER KAZANDI, BİZ KAYBETTİK
Online Kişi: 10
Bu Gün: 508 || Bu Ay: 5.071 || Toplam Ziyaretçi: 2.480.046 || Toplam Tıklanma: 55.818.629