YAMYAMLIK NÜKS ETMESİN

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / MEKTEP (Talebe Yazıları)

Okunma Sayısı: 3821

Yazar: A.Tunahan Şimşek

YAMYAMLIK NÜKS ETMESİN

Milletin temeli insanların bütünlüğü ve birbirleriyle olan münâsebetidir. Dinin temeli ise inançtır.
İnsanlar farklı dinlere inanıp aynı milletten, farklı milletten olup aynı dinden olabilir. Hayatın bir kanunu, kaidesidir bu.

Irk ve dinlere göre insanları birbirinden ayırıp ülke ve devlet sınırı çizmek; insanlara “Sen şunlardansın, bunlardansın, bu topraklarda yaşamaya hakkın yok!” demek doğru değildir. Gerçekten böyle bir şey geçerli olsaydı dünyada ne ülke olurdu ne de bir devlet kurulurdu. Dünya paramparça olurdu. Her yerde mini ordular, farklı düzenler, küçük devletler, ayrı siyaset ve hükûmetler olurdu. Etnik savaşlar dünyayı belki de kana boyardı. Böylelikle Adolf Hitler'in politikası her yerde ama farklı insanların gruplaşmasıyla tekrar dirilirdi.

Irkçılık yapıp farklı insanları lekelemek insanların câhilliğindendir, bu câhillik bir gün bizi çok tehlikeli yerlere götürebilir. Diyelim ki Türklerin, Arapların, Kürtlerin, Abazaların, Ermenilerin; Müslümanların, Yahûdilerin, Hıristiyanların, Budistlerin, ateistlerin her birini farklı ülkelere götürüyorlar. Bu ülkeler arasına Çin Seddi gibi duvarlar, elektrikli ve dikenli teller örüyorlar. Farklı ırktan, farklı dinden olanların birbirleriyle konuşmasının cezası ölüm… Diğer insanlarla tek temas, savaş: Herkesin elinde silah var, herkes birbirine ateş ediyor, sokaklar kan gölüne dönmüş.

Peki, herkesin elinde silah varsa ortada adalet nâmına bir şey kalır mı?

J. Amyot , aynen şöyle demiş: "Adaletin hâkim olduğu yerde, silahın yeri yoktur…"

Artık dünyanın geleceği değil de ırkların ve dinlerin geleceği düşünülüyor. Farklı dinler birbirlerine düşman olmuşlar, herkes karşıdakinin mukaddes kitaplarına sövüyor. Karşılıklı olarak millî marşlarla alay edilip bayraklar yakılıyor. Bombaların havada, tankların karada, savaş gemilerinin sularda olduğu bir dünya bu. Karanlık bir dünya; tek aydınlık, patlayan bombalardan yayılıyor etrâfa...

Gözü yaşlı küçücük çocuklar annelerine koşarken, annelerinin gözleri parlıyor. Bir anda bir bomba o çocuğu paramparça ediyor. Sonra anne donup kalıyor ve bir keskin nişancının hedefi olup çocuğunun yanına düşüyor. Putlaştırılan liderlerin köpekleri olan askerler önlerine gelen evi basıp içindekilere diledikleri gibi işkence ve tecâvüz ediyor, masum insanları öldürüyorlar. Onlara “köpek” demek bile haksızlık olur. Çünkü devir değişti. Artık köpekler insanlardan korkuyorlar, bunlarsa âdeta canavar.

Bir lideri, bir fikri putlaştırmak insanları böyle hâllere düşürebiliyor. Hele başta askerî bir güç varsa... Ortada diplomasi nâmına hiçbir şey kalmamış...

Tehlikenin ne kadar ciddi olduğu ortada…

Bu tehlike ciddîye alınmazsa belki yüz yıl sonra dünya böyle olacak...

Kardeşçe yaşamak varken “ne bu şiddet, bu celâl?”

Aç çıplak, hasta ve yardıma hakîkaten muhtaç bir insan görürsek dinini, milliyetini sormadan ona merhamet elini uzatalım. Yüce İslâm dini bunu emreder.

İnsan zekâsını düşmanlıkla; ateşlerle, bombalarla, tanklarla, savaş gemileriyle, savaş uçaklarıyla yok etmemeliyiz. İnsan zekâsını insanlık için kullanıp onu insanlığın tam kalbine yerleştirmeliyiz ki bütünlüğün gücü böylelikle ortaya çıksın. Bu hususu Jonathan Edward şu kısa ve öz cümlesiyle çok güzel anlatmıştır:

"Dünyanın üstünde durduğu yegâne destek insan zekâsıdır."

Birbirimizi yemeyelim…

Yazar: A.Tunahan Şimşek	08-05-11
E mail: ahmettunahan_1453@hotmail.com		Tweet

Yorumlar: 1

Betül ŞİMŞEK
İnsan Olmanın Gereği...			Tarih : 21-11-11
İnsanların daVranışlarını düzene sokabilmeleri, ahlaklı ve erdemli yaşayabilmeleri için akıllarını kullanmaları, düşünebilmeyi öğrenmeleri ve en önemlisi imanlarını kuvvetlendirmeleri gerekmektedir. Bir düşünürün de söylediği gibi "iman insanı insan eder, belki insanı sultan eder." Yazını ve kalemini çok beğendim, başarılarının devamını dilerim inşallah...