ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2988
Yazar: Ord. Prof. Ali Fuad BAŞGİL
UYDURMACI OLMAYANLAR NASIL SİNDİRİLDİLER?

Hiç unutmam:

1938 kışında idi, sanıyorum. Bir gün Üniversite Rektörlüğü’nde, dil mes’elesini konuşmak üzere, fakültelerden çağırılan profesörlerden mürekkep bir toplantı yapıldı. Toplantıda, dışarıdan bilhassa bu iş için gelmiş iki zât da vardı. Müzâkere, Üniversite’nin dil inkılâbı için seferber edilmesi gerektiği yolunda, hararetli bir nutukla açıldı. Bir aralık söz alarak, bu telâşa neden lüzum görüldüğünü; her milletin dili gibi Türkçemizin de, kendi yapısının mantığına ve kaanununa göre tekâmülünü yapmakta, yenileşip zenginleşmekte olduğunu ve bu gibi işlerde acelenin ve resmî müdâhelelerin ileride dilimizi çetin tenâkuzlara saplayabileceğini sorar ve söyler gibi oldum. Birdenbire çehrelerin değiştiğini, müzâkere odasının bir mezarlık sükûtu içine daldığını, başların eğilip herkesin göz ucuyla birdenbire bakıştığını gördüm ve büyük bir suç işlediğimi anladım. Bozuldum. Bereket versin ki, toplantıya reîslik eden zât hem beni hem de Üniversite’yi, farkında olmayarak düşürdüğüm müşkül hâlden kurtarmak için çabucak sözü başka bir mecrâya çevirdi ve mes’ele kapandı. Toplantı sonunda, herkes dağılırken, profesör arkadaşlarımdan biri eğilerek, yavaşça, kulağıma “Geçmiş olsun!..” dedikten sonra, şu meşhûr beyti okudu:

Kelâmın fızza ise, sükût eyle olsun zeheb;

Kemâl ehli kemalâtı sükût ile buldular hep

(Kelâmın (konuşman, sözün) gümüş (gibi kıymetli) ise bile sükût eyle (sus, dinle), altın (gibi kıymetli) olsun; çünkü kemâl ehli (hikmet ve irfân sâhibi kıymetli insanlar), kemalâtı (hikmet, irfân ve kıymeti) hep sükût ile (susup dinleyerek) buldular 

Gariptir ki, aynı geçmiş olsunu ve aynı beyti, üç sene kadar sonra, ben de başka bir profesör arkadaşıma fısıldadım.

 

 

Yazar: Ord. Prof. Ali Fuad BAŞGİL
07-09-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
UYDURMACI OLMAYANLAR NASIL SİNDİRİLDİLER?
Online Kişi: 37
Bu Gün: 551 || Bu Ay: 9.087 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.489 || Toplam Tıklanma: 52.160.216