ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER
Okunma Sayısı: 8872
Yazar: Harun ŞAHİN
CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER (Son Yaprak)

 SON YAPRAK1 

Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla... Ben kalemle doğmuşum. İnsanlar kıyıcıydılar, kitaplara kaçtım. Kelimelerle munisleştirmek2 istedim düşman bir dünyayı. Şiirle başladım edebiyata, cıvıldayan bir kuş kadar rahattım yazarken, kulaklarımda bir ses uğulduyordu, etrafımdakilerin duymadığı bir ses. Ve defterler kendiliğinden doluyordu. Sonra ilmin, ilhamı dizginleyen sert disiplini… histen ve hissiden utanış. Nazımdan nesre, öznelden nesnele atlayış. 940'lardaki yazılarımın ayırıcı vasfı, ukalâlık. Batı irfanını ülke ülke, devir devir keşfe çıkan genç bir tecessüs3. İlk kitabım 1942'de doğdu4. Yetmiş beş sayfalık bir araştırma: Balzac5. Ve yüz sayfalık bir tercüme: Altın Gözlü Kız. Sonra Ferragus6, Duchesse de Langeais7 (kitapçıda kayboldu). Otuzundaki Kadın8. Balıkçı Kız (kitapçıda kayboldu). Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti9.

Fransız ve İngiliz edebiyatını Balzac'la beraber dolaştım. Balzac'ı tanımasam romancı olmak isterdim. Yıllarca İnsanlığın Komedyası'yla uğraştıktan sonra roman yazmağa kalkışmak küstahlık olurdu. Düşünce hayatıma yön veren öteki ustalar: Rousseau10 ile İbn Haldun11. Rousseau'dan Nietzsche'ye12, Nietzsche'den Hegel'e13 ve şakirtlerine geçiş. İbn Haldun, İslam dünyasındaki kılavuzum.

Tiyatronun yabancısıydım. Üzerinde rahatça kalem oynatacağım tek saha kalıyordu: deneme. Denemenin belli bir muhtevası yok. Her edebi nevi kucaklayacak kadar geniş, rahat ve seyyal14. Kalıplaşmamış olduğu için çekici. İki handikapı var: Mazimize uzanmıyor, çağrışımları sevimsiz.

Hint Edebiyatı15, Saint-Simon16, Bu Ülke17 veya Umrandan Uygarlığa18 ayni kaynaktan fışkırdılar. Hint Edebiyatı’nın "bilimsel" ve alışılmış edebiyat tarihi ile ilgisi adından ibaret. Kitapta yaşayan, düşünen, konuşan: yazarın kendisi. Saint-Simon'da konu bir fikir adamının karanlık ve muhteşem macerası. Bir fikir adamının, daha doğrusu bir fikrin. Ama konuşan ve düşünen yine yazarın kendisi. İlim: iskelet.

Monografi19, tenkit, edebiyat tarihi... imzamı taşıyan her yazıda ben yaşıyorum. Bütün bu neviler kendimi anlatmak için bir vesile. Bir Balzac'ın, bir İbn Haldun'un, bir Makyavel'in20 arkasına gizleniyorum, kendimi yaşıyorum onlarda... kendi öfkelerimi, kendi ümitlerimi, kendi ümitsizliklerimi. İşlediğim türe insanı getirdim, yaralı bir çağın insanını.

Bir çağın vicdani olmak isterdim, bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin emrinde olmalı. Hakikat, mukaddeslerin mukaddesi.. Hakikat ve sevgi.

Hafızasını kaybeden bu zavallı nesilleri biz mahvettik, bu cinayet hepimizin eseri, hepimizin yani aydınların.

Üslupta ilk ceddim: Sinan Paşa21. Sonra Nazif22, Cenap23 ve  Haşim. Amacım: Yazarı okuyucudan ayıran bütün engelleri yıkmak, sesimi bütün hiziplere duyurmak. Şuurun, tarihin, ilmin sesini. Öyle bir ifade yaratmak istiyorum ki, Türk insanının uyuşan şuuruna bir alev mızrak gibi saplansın. Sanatla düşünceyi kaynaştıran İsrafil'in suru kadar heybetli bir dil.

Türk İslam medeniyeti ahlâka, feragâte dayanan bir medeniyet. Gerçekleştirdiği değerler edebiyattan da, felsefeden de, ilimden de muazzez24. Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum. Korumak istediğim şaheser: insanın kendisi. Tarihine vecitle eğildiğim bu büyük, bu gerçek, bu mert insanı Osmanlı yaratmış ve yaşatmış. Kendini tanımak irfanın ilk merhalesi. Düşünenin görevi insanından kopan, tarihini unutan ve yolunu şaşıran aydınları irşada çalışmak: Kızmadan, usanmadan irşat. Gerçek sanat ayırmaz, birleştirir.

Arkamda kilometre taşları ve yaprak yaprak dökülen rüyalar. Yeni bir kitabı bitirmek üzereyim: Mağaradakiler25. Eflatun'un mağarası26 bu. İçinde bizler varız. Beşir Fuat'lar27, Ali Suavi'ler28, Hilmi Ziya'lar29... Türk aydınının yüz yıllık dramı. Sonra da genel olarak Batı aydını ve Rus intelijansiyası...

Hayallerimin kaçta kaçını gerçekleştirebildim, bilemem ki. 

 

 

 

 

1 Mağaradakiler, İltişim Yayınları, İstanbul 2002,s.279.

2 Mûnis: Alışılan alışılmış, cana yakın, uysal, sevimli.

3 Tecessüs:İç yüzünü araştırma, araştırma merakı.

4 Altın Gözlü Kız.189 sayfalık Balzac’tan tercüme edilen bu eserin 74 sayfası Cemil Meriç’in yazdığı bir önsözden oluşmaktadır.

5 Honore de Balzac: (1799-1850) Fransız ve dünya edebiyatının en büüyk romancılarından biri. Cemil Meriç’ten okuyalım: “eserlerini iki ezeli hakikatin kilise ve monarşininışığında yazdığını söyler.” 

6 Onüçlerin Romanı-Ferragus: Cemil Meriç’in Balzac’tan tercüme ederek 1945 yılında Yüksel Yayınevi tarafından yayınlanan eser. Daha sonra eser Ayşe Bora tarafından Çakalların Başı Ferragus adıyla Turkuvaz Kitapları arasında yayımlanmıştır. Cemil Meriç’e kulak verelim: “Ferragus’ü okuyor musun? O sayfalar huzur içinde yazılmadı. Soğuk bir oda, hayatını kalemiyle kazanmak zorunda kalan genç bir adam… Yıllarca yaşamak ve yaşatmak için Balzac çevirdim.”

7 La Duchesse de Langeais:  Lanje Düşesi. Fransız yazar Honera de Balzac tarafından 1834 yılında kaleme alınan roman.

8 Otuzundaki Kadın: Cemil Meriç’in Balzac’tan tercüme ederek 1945 yılında Arif Bolat kitabevi tarafından yayınlanan eser.

9 Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti: Cemil Meriç’in Balzac’tan tercüme ederek 1946 yılında İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanan 471 sayfalık eser.

10 Rousseau: Jean-Jacques Rousseau (1711778). Fransız Flozof ve sanatkarı. Romantizmin kurucularından sayılır

11 İbn-i Haldun: 1332-1406. Ortaçağın en büyük filozofu. Sahabe Vail b. Hacer’in soyundan Tunuslu bir Arap. Yalnız Ortaçağ'ın mı? İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee(1889-1975)’nin şu cümlelerini bir iltifattan ziyade bir itiraf olduğunu Mukaddime’yi okumadan anlayamayız: “Mukaddime’deki tarih felsefesi, nevinin en büyük eseri. Şimdiye kadar, hiçbir ülkede, hiçbir çağda, hiçbir insan zekâsı böyle bir eser yartmamıştır.” Bir de Cemil Meriç’e uzanalım: “Mukaddime bulutları dağıtan bir rüzgar… Tunuslu filozof bir kartal gibi yükselir bulutlara.” “Ortaçağın karanlık gecesinde muhteşem ve münzevi bir yıldız; ne öncüsü var, ne devamcısı. Mukaddime, çağları aydınlatan bir fecir, girdapları, mağaraları, zirveleriyle.”

12 Nietzsche: (1844-1900)  Varoluşçu Alman filozof.

13 Hegel: (1770-1831) idealist Alman filozof.

14 Seyyal: Akıcı şey, su gibi sıvı olup akan.

15 Hint Edebiyatı: Cemil Meriç’in “O kitaba harf harf hayatımı işledim, dört yılım sayfa oldu. Hint, rüyalarımla,hicranlarımla ben’im. Benim türbem, bu gün ziyaretçisi yok bu türbenin, yarın olacak mı?” dediği 1964 yılında yayımladığı ilk telif eseri. Eser daha sonra, Bir Dünyanın Eşiğinde ismiyle yayımlanmıştır.

16 Saint Simon İlk Sosyolog İlk Sosyalist:  Cemil Meriç’in 1967 yılında yayımladığı eserinin adı. Kendisini dinleyelim: “Hint Meçhule açılan bir kapıydı. Meçhule yani insana dört yıl Ganj kıyısında vecitle dolaştım, sağ dediler... Saint-Simon’la uğraştım iki yıl, çağımız onunla başlıyordu, sol dediler. Hint’i yazarken tek amacım vardı: Asya’nın büyüklüğünü haykırmak, yani bir vehmi devirmek, bir iftirayı yok etmek. Saint-Simon’u putları yıkmak için kaleme almıştım. Her iki kitapta peşin hükümlerin rahatını kaçırdı. Ne solun hoşuna gittiler ne sağın. Anladım ki bu iki kelime aynı kinlerin aynı cehaletin ifadesidir.

17 Bu Ülke: Cemil Meriç’in “ Bu sayfalarda, hayatımın tümünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki hayat denen mülâkata  bu kitabı yazmak için geldim: etimin eti, kemiğimin kemiği” dediği 1974 yılında yayımladığı eseri.

18 Umrandan Uygarlığa: Cemil Meriç’in “Zirvelerle uçurumlar arasında bir diyalog, acıların ve ümitlerin kitabı, bir devrin daha doğrusu bir medeniyetin muhakemesi… göz karartıcı bir düşüşün grafiği” dediği 1974 yılında yayımladığı eseri.

19 Monografi: Bilimsel alanlarda özel bir konu veya sorun üzerine yazılan inceleme, tek yazı

20 Makyavel: Niccolò di Bernado dei Machiavelli (1469-1527). Tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür, devlet adamı, askeri stratejist, şair, oyun yazarı. İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden biri. En ünlü eseri Hükümdar’da, politik edebiyatın tarihinde ilk kez iktidarın ele geçirilmesi ve korunması gibi meselelerde dinî ya da ahlâkî kaygıları dikkate almadan, “ereği kendinde” olarak inceledi. Milli devlet fikrinin ilk büyük temsilcisi sayıldı. Görüşleriyle laikliğin siyasî yönden esaslarını ve çerçevesini de çizmiş oldu. “Gaye vasıtayı meşru kılar” diyerek özetlediği fikirleri büsbütün olumsuz, ahlâksız ve ilkesiz bir politik hırsın anlatımı olarak görüldü. Makyavelizm terimi bir düşünce sisteminden çok, bir amaç için, her yolu mubah gören" politikacının tutumunu anlatan suçlayıcı bir sıfat olarak kullanılmaktadır.

 21 Sinan Paşa: (1440-1486). Yusuf Sinan Paşa olarak da bilinir. Tazarruname’siyle maruf Osmanlı âlimi, mutasavvıfı ve devlet adamı.

22 Süleyman Nazif: (1870-1927) Servet-i Fünun dönemi Türk şâiri, yazarı ve devlet adamıdır. Oda çağının vebasından kendini kurtaramadı II. Abdülhamit düşmanı ve ittihat ve Terekkî üyesi.

23 Cenap Şahabettin: (1870-1934) Servet-i Fünun dönemi Türk şâir ve yazarı.

24 Muazzez: Çok aziz. Muhterem. Çok sevgili, kıymettâr, izzetlendirilmiş.

25 Mağaradakiler: Cemil Meriç’in “İnsanlık aynı sefil putlara tapan bir şaşkınlar kafilesi. Hakikatte mağaranın içi de dışı da bir.  150 yıldır bir gölgeler aleminde yaşıyoruz. Kitap kendi insanından kopan aydının trajedisi. Amacı yer altı mağarasına bir parça aydınlık getirmek” diyerek takdim ettiği, 1978 yılında yayımladığı eseri.

26 Eflatun’un Mağarası: Eflatun, felsefe tarihinde oldukça meşhur olan mağara benzetmesini, özet olarak şöyle aktarır: “Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkânsızdır.”

27 Beşir Fuat: (1850-1887) Türk askeri ve yazar. Abdülaziz’in yaveri. Ancak onu ünlü yapan intiharıdır. Kendi ifadesine göre annesi gibi sinir hastalığı sonucu ölmek istemediği için bileklerini keserek intihar etmiştir. Ancak ölüm sırasında hissedilenleri bilimsel bir gözlem olarak kaydetmeyi de amaçlamış, arkasında birkaç satırlık bir tasvir bırakmıştır. Bu metin ve intiharıyla ilgili mektupları Ahmet Mithat Efendi Beşir Fuad isimli eserinde yayınlamıştır.

28 Ali Suâvi: (1838-1878). Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında yaşayan bir yılan, bir çıban. En doğru ifadeyle bir İngiliz ajanı. Ne garip ki Şehzadebaşı Camiindeki vaazlarıyla ün kazandı. Genç Osmanlılarla Paris ve Londra’da beraber çalışarak Osmanlı aleyhine yazılar yazdı, gazete çıkardı. V. Murad’ı tahta geçirmek maksadıyla 150 kadar Rumeli göçmeniyle II. Abdülhamit’e karşı düzenlediği başarısız suikast sırasında Yedi Sekiz Hasan Paşa tarafında bir tokat ya da bir tokmakla öldürüldü. Bunun üzerine karısı olayla ilgili belgeleri yaktıktan sonra Londra’ya kaçtı.  Ali Suavi, Dinde reform yapmak gerektiğini, hutbenin her milletin kendi dilinde okunmasını ısrarla savunmuştur. Suavi’nin bu fikirleri daha sonra Cemaletttin Afganî tarafından savunulmuştur.

29 Prof. Dr.Hilmi Ziya Ülken: (1902-1974). Felsefeci ve Sosyolog.

 


Yazar: Harun ŞAHİN
28-07-11
E mail: harunsahin75@gmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER (Son Yaprak)
Online Kişi: 27
Bu Gün: 464 || Bu Ay: 9.068 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.545 || Toplam Tıklanma: 51.935.913