ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 4921
Yazar: Meryem Aybike Sinan
ZAMÂNE

 

Önce devir değişti.

Sonra insanlar, şarkılar, evler, köyler, şehirler. 

Ve mevsimler. Buzul çağını muştulayan bir çağın hüznü düştü mevsimlerin üzerine. Mevsimler karışmış, kış gelmez olmuş, bahar bitmiş, yaz uzatmaları oynuyordu. En büyük değişimi yaşamıştı insanlık. Babasına silah çeken, annesine el kaldıran gençlerin, yavrusunu yabancı kucakların yalnızlığına terk eden annelerin ve evinin yolunu şaşıran babaların devriydi bu devir.

Mevsimler değişmişti.

Ama önce insanlık değişti.

Sonra ...

Her şey...



Önce gülüşler değişti.

Gülüşmeler değişmedi.

Sonra yüzler değişti. Kin ve riyâ dolu yüzler. Gönül evi kapadı pencerelerini aydınlığa, ilahi nûra. Kehkeşanlara yolculuk var diyen kervanlara katılıp göçüp gittiler uzaklara. Zulümât çağı başladı gönüllerde. Yüreklerin fayları kırıldı bin bir yerinden.

Ve yüreklere indi hüznün gölgeleri.  Fitne nişangâhı oldu gönüller.

Güvenilmez insanlar doldu güvenilir mekânlara. Güven, toplayıp gitti sözlerini, bıraktığı izlerini. Riyâ doğruldu yattığı yerden.

Kanılar değişti, kanılanlar değişmedi.

Önce gülüşler değişmişti.

Sonra ...

Her şey...


Önce bakışlar değişti.

Sonra düşünceler. İbrahim sadakatinin saran, durulayan ışıltısı devrile devrile akan zamana yenik düştü. Ölümcül duyguların titrek utancı sardı tüllenen geçmişin üzerini. Sağır sultan duydu merhametin gittiğini. Gâfil yürekler duymadı. Uykusu ağır insanların zehirli bakışları gezindi zamanın üzerinden.

Bakışlar değişti. Zaman eskidi. Eskicilerin bile alıp satamadığı kadar eskidi zaman. Leylâk kokulu sandukalara saklandı vefâ. Fitili biten çıralar gibi söndü yürek yangınları.

Yanmak temizlenmekti oysa.

Yanmadan yandık ateşlerde semender misali.

Önce bakışlar değişti.

Sonra...

Her şey.


Dostlar da değişti.

Bölük bölük gittiler ufuklara.

Sonra en sevdiklerimiz. Evler şehirlere yabancılandı, ayaklar kaldırımlara. Tanınmaz olduk en tanınmış sokaklarda. Adımız anılmaz oldu dostlar meclisinde. Meclisler sözden dışarı çıktı. Âriflerin çıktığı, heriflerin girdiği meclislerden huzur, güzellik, inanç çıkıp gittiler çok uzaklara.

Ve unuttuk.

Unutulduk. Çokça unutulduk.

Hafızalarımızın çatlaklarından bile sildik mâzîyi, eski dostları. “Her şeyin yenisi, dostun eskisi” diyen uluları bile yok sayarak tuttuk çağın kararmış ellerinden. Sürüklendik menzil menzil çok uzaklara. Ayrılığın türküsü bile dokunmadı dudaklarımıza.  Üşenmedik unutmaya, unutulmaya.

Önce kendimiz değiştik.

Sonra...

Her şey.

Sonra

Her şey...

 
Moral Haber - 12/06/2007

 

 

Yazar: Meryem Aybike Sinan
16-10-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ZAMÂNE
Online Kişi: 28
Bu Gün: 603 || Bu Ay: 9.139 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.564 || Toplam Tıklanma: 52.160.703