ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2871
Yazar: C. Yakup ŞİMŞEK
TDK’NİN MÜZMİN HASTALIĞI

Türkçedeki Arapça ve Farsça asıllı binlerce kelimeyi her ne pahasına olursa olsun unutturmaya azmetmiş olan TDK “müzmin” kelimesini unutacak değildi elbette.

Türkçede en az üç dört asırdan beri kullanılan bu kelimeyi Kaamûs-ı Türkî şöyle izah etmiş:

"eskimiş, üstünden zaman geçmiş, eskimekle yerleşmiş hastalık.”

Kök ve kuvveti “zaman”a dayanan “müzmin” sıfatı, ölüme terk edildiği 1930’lardan bu yana geçen üç çeyrek asırlık zamana da dayandı. Eski toprak, karşısına TDK ve resmî otorite tarafından zorla çıkarılan ve aslında yerlerde sürünen “süreğen” zavallısına yenilmedi. Ne var ki Avrupalı rakibi olan “chronique kronik” karşısında gerilemeye başladı.

Yazık ki TDK bu maçta “müzmin”e karşı yalnızca “süreğen”i değil “kronik”i de destekliyor. “Müzmin” kelimesi TDK’nin ve devletin desteğini alan rakiplerine karşı tek başına ayakta ve hayatta kalmaya çalışıyor...

Şu anda TDK’nin gözünde “müzmin” kelimesi bir üvey evlat...

Lügatlerinde bu kelimeye nasıl bir yeri layık gördüğüne bakarsak ne gözle baktığını da anlarız. 

“Müzmin”i Terk Et, “Süreğen”i Beğenmezsen “Kronik” Dersin

TDK’nin İnternetten hizmete sunduğu Büyük Türkçe Sözlük’te “müzmin” maddesi şöyle geçmektedir:

müzmin Ar. muzmin sf. tıp Süreğen: “Genç kadınlara bakmak, bu adamda müzmin bir illetti.” -R. N. Güntekin.
Dört asırlık anlı şanlı “müzmin” kelimemiz bundan ibaretmiş: süreğen...

(Bu açıklamanın altında, Güncel Türkçe Sözlük’ten alındığına dair bir kayıt var. Kelimeyi doğrudan Güncel Türkçe Sözlük’ten aradığınızda“müzmin”in yine “süreğen” diye açıklandığını, örnek cümlenin ise farklı olduğunu görüyorsunuz: “Müzmin suskunlukların ardından müthiş açık sözlülükler gelebilir.” - R. Erduran)

“Müzmin” kelimesinin tek bir kelime (süreğen) ile açıklanmış olmasındaki hikmet şu:
TDK’ye göre “müzmin” artık terk edilmeli, kafalara “süreğen” zerk edilmeli...

Güncel Türkçe Sözlük
’ün “müzmin” hakkındaki bu açıklamasıyla Türkçe Sözlük’ün 2005 tarihli 10. baskısındaki izahı arasında büyük fark var.Türkçe Sözlük’ün 2005 tarihli 10. baskısındaki “müzmin” maddesi aynen şu şekilde: 

müzmin
sf.  Ar.  muzmin 1.  Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık), süreğen, iyileşmez, kalıcı, kronik: “…kadıncağızın müzmin romatizması vardı.” -H. Taner.  2. Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden: “Genç kadınlara bakmak, bu adamda müzmin bir illetti.” –R. N. Güntekin.


Görüldüğü gibi, 2005 baskılı Türkçe Sözlük’te “müzmin” maddesi için hem izah [Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık)] hem de“süreğen” hariç, üç tane müteradif kelime (iyileşmez, kalıcı, kronik) var…

Birkaç sene sonra TDK'li cerrahlar bu "müzmin"i ağır bir ameliyata almış; o izahtan geriye yalnız “süreğen” kalmış...   

Büyük Türkçe Sözlük
ile Güncel Türkçe Sözlük’ün “süreğen” kelimesi için yaptığı açıklama ise şöyle:  


süreğen
sf. 1. Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden, müzmin, kronik: Süreğen bir anlaşmazlık. 2. tıp Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık), müzmin, kronik, akut karşılığı: Süreğen bir hastalık.


(Aslında “Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden” şeklindeki izah eksik ve yanlıştır: “Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden” her şeye Türkçede “müzmin” denmez. Bu ibareye “…istenmeyen, hoşa gitmeyen…” yolunda bir kayıt eklenmelidir. Çünkü “müzmin” sıfatı “istenen, hoşa giden” bir hâl için kullanılmaz. Meselâ “müzmin zenginlik, müzmin mutluluk…” diye bir şey olmaz.)

Anlaşılan o ki TDK “müzmin” kelimesini öğrenmek isteyenlere adres olarak “süreğen” kelimesini veriyor. “Git, evvela ‘süreğen’i öğren.” diyor. Peki, acaba İnternetteki tdk.org.tr adresinden veya Türkçe Sözlük’ten “müzmin” kelimesine bakan kaç kişi “Bir de şu ‘süreğen’e bakalım; belki orada farklı bir açıklama vardır..." diyerek diğer sayfalara bakar?..

Vatandaş, “müzmin”in manası olarak karşısına çıkan “süreğen” kelimesiyle yetinip işine bakacaktır.

Ya çocuklar, talebeler?.. Ortaya çıkan zorluğu onlar yenebilecekler mi?..

TDK lügati “müzmin” hastalığından kurtulamazsa zor...

 

“Müzmin”imiz “Kronik” Kadar Olamadı mı?

TDK’nin “müzmin”e haksızlık ettiği bir başka yer de “kronik” maddesidir. TDK “süreğen” sözünde olduğu gibi “kronik” kelimesinin izahında da çeşitlilik ve zenginlik sergilemiştir. Nitekim Büyük Türkçe Sözlük ile Güncel Türkçe Sözlük bu kelime için şunları kaydetmiş:

kronik, -ği    Fr. chronique  1. Olayların birbiri ardınca sıra ile yazıldığı tarih, vakayiname. 2. sf. tıp Süreğen: Kronik astım. Kronik bronşit. 3. sf. mec. Uzun süredir bir çözüm getirilmemiş: Kronik işsizlik.

Burada da görüldüğü gibi, “kronik”in 2. manası tıbbi bir sıfat olan ve TDK’nin “müzmin” yerine kabul ettiği “süreğen” kelimesiyle ifade edilmiş.

Mademki TDK “müzmin” sözünü “kronik, süreğen” manasına gelen kelimelerimizden biri olarak sayıyor, o hâlde Büyük Türkçe Sözlük ile Güncel Türkçe Sözlükteki “kronik” izahlarında kullanmaya niçin lüzum görmemiş?.. Aslında Türkçe Sözlük’ün 2005 tarihli 10. baskısında ikinci mana için “müzmin” denmişti; Güncel Türkçe Sözlük’teyse “müzmin” kaldırılıp yerine “süreğen” kelimesi konmuş.

Yani?

Yanisi şu: Ey vatandaş! “müzmin”i unutmaya, yerine de “süreğen” veya “kronik” demeye başla...

“Süreğen” için iki, “kronik” için üç tane mana veren Büyük Türkçe Sözlük ile Güncel Türkçe Sözlük, sıra “müzmin”e gelince bir kelimecik açıklamayla yetinmiş. Aynı hâl “müzmin”den türeyen “müzminleşme, müzminleşmek, müzminleştirme, müzminleştirmek” fiillerinde de var: TDK bu kelimeleri de sırasıyla “süreğenleşme, süreğenleşmek, süreğenleştirme, süreğenleştirmek” şeklinde, her biri birer kelimecikten ibaret karşılıklarla geçiştirivermiş. Burada da yapmak istediği şey, dikkatleri “müzmin”den “süreğen”e çekmek… Fakat “süreğenleşme, süreğenleşmek, süreğenleştirme, süreğenleştirmek” kelimelerini “müzminleşme, müzminleşmek, müzminleştirme, müzminleştirmek” şeklinde birer kelimecikten ibaret karşılıklarla geçiştirmeye gönlü razı olmamış ve bunların her biri için üçer beşer kelimelik açıklamalar yapmış.

(TDK “müzmin bekâr” ile “müzminlik” kelimelerine “süreğen bekâr, süreğen erden” ile “süreğenlik” gibi karşılıklar bulamadı mı, yoksa onlar da yolda mı?..)

TDK acaba niçin “müzmin” kelimesini hor görüyor?

Süreğen” ve “kronik” için teferruatlı, kalafatlı, şatafatlı tarifler; buna karşılık “müzmin” için minnacık, basit, cılız bir açıklama… Bunun sebebi “müzmin”i gittikçe unutturup yerine “süreğen”i ikame etmek mi? Eğer maksat buysa TDK’nin en müzmin hastalığı henüz geçmemiş demektir: Asırlık kelimeleri Türkçeden atıp yerine kendi imal ettiği birtakım sözleri koymak, mevcut bir lisanın altını oymak...

“Süreğen”  Aslında Ne Demek?

“Süreğen”  kelimesi TDK tarafından açmaza düşürülen, yad ellere sürülen, rotası döndürülen, başka bir ruhta ete kemiğe büründürülen zavallı kelimelerden…

Dîvânu Lugâti’t-Türk (1074), Redhouse (1882), Kaamûs-ı Türkî (1900), İmlâ Lûgati (1928) Resimli Türkçe Kaamûs (1937); Tarama SözlüğüTürk Lehçeleri Sözlüğü ve Gagauz Türkçesinin Sözlüğü’nde “süreğen” diye bir kelime yok...

TDK'nin Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü'ndeki kayda göre Anadolu ağızlarında ise iki ayrı “süreğen” var, fakat onlar da tamamen farklı manalara geliyor:

1. Birinci “süreğen” kelimesi İçel’e bağlı Mut ve köylerinden derlenmiş:“Danaburnu da denilen toprak içinde yaşayıp bitki köklerini keserek zarar veren bir çeşit böcek.” manasında… (İfadede noktalama hatası da var: “denilen” kelimesinden sonra virgül olmalıydı. Aksi hâlde “danaburnu”nu hiç bilmeyen biri, onu “bir çeşit toprak” zannedebilir. Böyle dikkatsizlikler TDK için ne kadar hoş görülebilir?)

2. İkinci “süreğen” kelimesi ise Elazığ’da tespit edilmiş olup “Dere ve ırmakların çok akıntılı yerleri.” demekmiş.

Netice olarak, 1928’deki yazı dilimizde; şimdiki Azeri, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar, Türkmen, Gagauz ve Uygur Türkçelerinde “süreğen” diye bir kelime yok; Türkiye Türkçesinde bazı ağızlarda tespit edilen “süreğen”in ise “müzmin” ile hiçbir alakası bulunmuyor. Bu kelimeye ilk olarak “müzmin” karşılığı 1935 yılında TDK tarafından hazırlanan Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu’nda verildi.

Aslında, TDK 1935 yılında çıkarttığı Cep Kılavuzu’nda “süreğen”e iki ayrı mana yüklemişti: 1. Pâydar  2. Müzmin… Bunlardan “pâydar” her nedense sonraları kaldırılmış. Yalnızca “müzmin”i bile taşıyamayan zavallı “süreğen” her ikisini birden nasıl sırtlanacaktı?..

TDK’nin 1945’te çıkarttığı Türkçe Sözlük’te de “müzmin” kelimesi “süreğen” ile karşılandı ve bu izah anlayışı bugüne kadar sürdürüldü.

Peki, “süreğen” kelimesine “müzmin” manası niçin verildi? Niçin olacak, “müzmin” unutulsun, yerine de süreğen” tutulsun diye… Çünkü bu müzminkelimesinin Arapça asıllı olmak gibi affedilmez bir suçu (!) vardı…

TDK “müzmin”i ortadan kaldırabildi mi? Hayır… Ortadan kaldıramayınca lügatteki yerini daraltıyor…

Hadi “müzmin” kelimesi tamamen unutulup yerini “süreğen”e terk etti, hatta “müzmin bekâr” terkibi bile “süreğen bekâr, süreğen erden”e döndü diyelim; Türkçemize bunun ne faydası olacak, söyler misiniz? Meselâ, “müzmin” kelimesi, kendisine ait olan manaları taşıyamaz oldu da “süreğen” onun imdadına mı yetişti?.. Yahut “müzmin” yerine “süreğen” dersek daha mı kolay anlaşılır?..

Acaba TDK “müzmin” kelimesinin eskimiş olduğunu mu kabul ediyor? Bunu anlamak için Güncel Türkçe Sözlük’ün “müzmin” maddesine tekrar baktık. Gördük ki birçok kelimenin yanına düşülmüş olan “esk.” kaydı “müzmin”de yok. Demek ki TDK “müzmin” kelimesini – henüz – eski bulmuyor. Nitekim Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü’nde de Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü’nde de “kronik” kelimesinin açıklamasında “müzmin” kelimesi geçiyor. Türkçe Sözlük’ün 2005 tarihli 10. baskısında ve Güncel Türkçe Sözlük’te “müzmin” maddesinden sonra “müzmin bekâr, müzminleşme, müzminleşmek, müzminleştirme, müzminleştirmek, müzminlik” kelimeleri de madde başı olarak yerini almış.

Ama arkasında TDK ve devlet desteği olmayan “müzmin” her an “esk.” damgasını yiyebilir

Bir başka mesele de “müzmin” kelimesinin Türkçe Sözlük’te, Büyük Türkçe Sözlük ile Güncel Türkçe Sözlük’te asıl telaffuzunun yanlış gösterilmesidir. Arapçadaki “mim” harfi ince okunan bir sesi gösterir. Bu sebeple “muzmin” şeklinde (“u” ile) değil “müzmin” biçiminde (“ü” ile) yazılmalıdır. Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lûgat’inde de bu kelimenin Latin harfleriyle imlası “müzmin” şeklindedir.

TDK, “müzmin”e madden ve manen, zımnen ve alenen haksızlık yapıyor. (Haksızlığın hiçbir çeşidi kabul edilemez; kelimeye yapılanı da…) O kelimenin Türkçede konuşula konuşula, yazıla yazıla kazandığı manalar elinden alınıp başka bir kelimeye veriliyor. (Bu tür yer değiştirmelerde kafaların ne kadar karıştığı ve karışacağı da apayrı bir mesele… Bu meseleyi psikologlar ve sosyologlar  araştırmalıdır.)

TDK aslında yalnız “müzmin”e değil, “süreğen”e de haksızlık yapmıştır. Çünkü bir taraftan “süreğen”in sırtına belki taşıyamayacağı bir mana yüklenmiş; öbür yandan asıl manaları ikinci plana atılmıştır.

Bu arada Fransızca (Yunan asıllı) “kronik”in tuzu kuru… Olan hep bizimkilere…

TDK’den beklenen, gerek “müzmin”e gerek “süreğen”e yaptığı haksızlığa son vermesidir.


Bu da “müzmin”i asıl tahtına göndermekle ve “süreğen”i öz yurduna (ırmağına, toprağına) geri döndürmekle mümkündür…

 

 


Yazar: C. Yakup ŞİMŞEK
10-11-09
E mail: c.yakup_simsek@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TDK’NİN MÜZMİN HASTALIĞI
Online Kişi: 14
Bu Gün: 151 || Bu Ay: 8.687 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.839 || Toplam Tıklanma: 52.156.597