ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / UNUTULMAYANLAR
Okunma Sayısı: 2058
Yazar: D. Mehmet Doğan
ÖMER LÜTFİ BİR ÖMÜRDÜ...

 

Bir kazayı andıran kalp krizi sonrasında İstanbul’da hastahanede ziyaretine gittiğimiz, yoğun bakımda olduğu için görüşemediğimiz fakat hep görüşmeyi umduğumuz Ömer Lütfi Mete’nin vefatı akşama doğru duyuldu ve bizi akşam hüznüyle birleşen bir hissiyat içinde bıraktı. Değerli dostumun cenazesine katılamıyorum, bari onun hakkında bir şeyler yazayım dedim.

Vefatından sonra biyografisi televizyonlarda, internet sitelerinde yer almaya başladı. Bu bir kaynaktan alınıp çoğaltılan kalıp hayat hikâyesinde, bir sürü bilgi noksanı olduğu tahmin edilebilir. Baktım, onun 1988’de Ankara’da yayın yönetmenliğini yaptığı Belde gazetesinin adı hiç geçmiyor, hatta çalıştığı gazeteler arasında bile sayılmıyor.

Belde, zamanın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy’un desteklediği bir şehir gazetesi idi. Bu gazetenin yayınını tecrübeli gazeteci Ömer Lütfi Mete üstlenmişti. Ben de o gazetede Ankara ile ilgili şehir yazıları yazıyordum.

Ömer Lütfi Mete’nin Ankara macerası çok uzun sürmedi ama, yine de hayatının farklı bir dönemi olmalıydı.

Ömer Lütfi ile tanışıklığımız, Belde’den öncelere gider. Ahmet Kabaklı’nın Türk Edebiyat Dergisi’nde çalıştığı yıllardaki tanışıklığımız, Yazarlar Birliği’nin İstanbul’daki bir grup üyesi arasında yer alması ve bir ara bir tepki istifası zihnimden gelip geçiyor. Sonradan, bu istifanın gayri ciddiliğini konuşur dururdu. Bu gelgeç vak’a bir kırgınlığa yol açmadı. Nitekim, Türkiye Yazarlar Birliği, ilk senaryo ödülünü Çizme-Ezan Zamanı’na vermişti. 1992’de verilen bu ödülden sonra bir daha senaryo ödülü verilmedi. Yani Mete alanında bizim için tek kaldı!

Lütfi Mete’nin TYB’den aldığı diğer ödül, 2003’de ve basın fıkra dalındadır. TYB’nin Türkiye Kültür ve Sanat yıllıklarını karıştırırken, 1992’den itibaren bu yıllıkta spor bölümleri yazdığını hatırladım. Yıllığa onun ısrarlarıyla giren bu bölüm yazarlığı beş altı yıl sürdü.

Onunla bir müştereğimiz de, liseden itibaren beraber olduğumuz arkadaşım Muhsin Mete ile akrabalığı idi.

Lütfi Mete, bizim tanıdığımızda, öncelikle gazeteci idi. Şiir de yazardı. Bir ara romanlar da yazdı. Fakat son yıllarda film ve dizi senaryolarıyla asıl şöhretini yaptı. Deli Yürek ve bu çığırı devam ettiren dizilerde onun katkısının belirleyici olduğunu söyleyebiliriz.

Ömer Lütfi, 1970’lerin milliyetçi-ülkücü çizgisinden geliyordu. Fakat, öncesinde çok güçlü bir dînî tahsil devresinden geçmişti. Bu fikir hamulesini, 1990’lardan sonra gazetelerde yazdığı köşe yazılarıyla güçlü bir şekilde değerlendirdi. Hassasiyetleri her zaman etkili oldu. Zor zamanlarda bile tutarsızlaşmadı. 28 Şubat sonrası MHP ile beraberliği çok uzun sürmedi. Bu partinin o zamanlar başlayan eksen kayması, Ömer Lütfi’yi de uzaklaştırdı.

Ona, kendi mısralarıyla veda ediyor ve rahmetler diliyorum.

Yezidin harcı zulüm
Yiğidin burcu ölüm
Feleğe dayandım gülüm
Öldüm de uyandım gülüm
Öldüm de uyandım

 

Yazının tamamı için tıklayınız.


Yazar: D. Mehmet Doğan
21-11-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÖMER LÜTFİ BİR ÖMÜRDÜ...
Online Kişi: 25
Bu Gün: 434 || Bu Ay: 6.424 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.632 || Toplam Tıklanma: 52.120.362