ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2084
Yazar: Âkif Emre
BATI'NIN İĞVÂSI KARŞISINDA ÇİN



Doğu Türkistan meselesinde yanlış değerlendirmelere dâir bir yazı... Ya güce tapan, ya ırkçılığa sıkışıp kalan ya da her hâdisede olduğu gibi işin ekonomik yönüne dikkat çeken... Doğu Türkistan meselesinin bir îman ve medeniyet meselesi olduğunu ıskalayanlar. Bir de birdenbire kucağımızda buluverdiğimiz yeni bir kahraman: RABİA KADER! Bu da nerden çıktı? Tepe tepe kullanılacak bir kahraman... Hadi hayırlısı... (Doğruluş) 



Doğu Türkistan'da yaşananları aslında doğu-batı eksenindeki fay hattını, ama daha çok medeniyet tartışması düzlemindeki ayrışmayı ortaya çıkarırken her kesimden kalem oynatanların hamâsetle çıkarcı realpolitik özürlü yorumları âdetâ boca ettiler… Sâhi bu arada adlandırma düzeyinde Doğu Türkistan'a vurgu yaparken (ben özellikle bunu önemsiyorum) "Batı Türkistan neresi? sorusunu sorana da rastlamadım.

Doğu Türkistan'da yaşanan katliamla ilgili üç farklı tavır ortaya çıktı. İlki, realpoltikci ilkesiz, güçten yana tavır koyanların “Olur bu tür vakalar...” türünden hiçbir duygudaşlığı barındırmayan yorumlar. “Amerika bile güçlü tepki vermedi, size ne oluyor?” türünden yâhut “Çin gibi bir dünyâ devini kızdırmayalım, diplomasi hamâsetle yürütülmez.” diyen pişkin, hiçbir vicdânî sorumluluk duymayan akıl hocalığı….

İkinci türden, tümüyle Türklük üzerinden olaylara yaklaşan söylem Doğu Türkistan'ın meselesini güdük bir milliyetçiliğe hapsetti. Olayların Çin'in işgal ettiği, Sincan ismi verdiği Uygur özerk bölgesini kullanmamakta titizlik gösteren ve Türklükle sınırlayan tepki, kendi içinde çelişkiyi barındırıyor. Doğu Türkistan'ın hatırlatılması doğrudan Batı Türkistan'ı gündeme getirmesi gerekirdi. İkinci Dünya Savaşı sonrası sistem Doğu Türkistan'ı âdetâ Çin'e hediye ederken Batı Türkistan da Sovyetlere kalmıştı. Ama bugün Batı Türkistan'ın isim olarak bile hatırlanmaması ilginç olsa gerek.

Türkiye'de bu ismin kullanılmasına resmî düzeyde bugüne kadar ses çıkarılmamış olmasının da etkisi olsa gerek.

Uygurlara yönelik sert uygulamalar ve “insan hakları ihlâli”ni kınayarak baskıcı Çin yönetimini sıkıştırmaya çalışan “demokrasiden yana ve serbest piyasacı” kesim de âdetâ Amerikan modeli kapitalizmi göklere çıkarmak için olayı fırsat bildi. “Çin'de orta sınıf yeterince güçlenmediği için; sistem tam kapitalist değerleri özümseyemediği için” bu tür istenmeyen olaylar çıkabiliyormuş. Ne fenâ değil mi? Çin eleştirisi kapitalizm övgüsüne, özellikle de Amerikan sistemine yönelik tezâhürâta dönüştürüldü birdenbire.

Bu yaklaşımın insânî yüzü de “iş kadını” Rabia'nın Amerika'da tüm dünyâya örnek olacak liderliğinin yükselişi için PR kampanyasına dönüşmekte gecikmedi. Nihâyet “Uygurların dünyâya gülen yüzü” bir lider ortaya çıkmıştı. Rabia Kader'i lider îlân eden, daha doğrusu iteleyen Amerika bir tür rehin aldığı bu lider üzerinden Uygurları ve mücâdelelerini biçimlendirmek, yönlendirmek, Çin'e karşı bir dış politika unsuru olarak kullanmak istedi. Bu apaçık ortadayken, olup bitenlerden ısrarla haberdar olamadığını açıklayan bir kadın üzerinden Uygur meselesini tekeline aldı. Akan Uygur kanında Amerikan özgürlük gemisi yüzdürmek isteyenler fırsatı değerlendirmekte gecikmedi. Zulüm görmüş zavallı bir kadını özgürlük lideri diye öne sürmek baştan mücâdeleyi rehin almak demektir.

Doğu Türkistan'a sâhip çıkma adına iki yönlü savrulma bizdeki kadar başka yerde yaşanmadı sanırım. Bir kesim hamâset dalga boyu hayli yüksek dar milliyetçiliğe sıkıştırırken diğer taraf çıkarcı bir yaklaşımla kapitalizmin yeterince gelişmemişliğine indirgenmiş bir Amerikan propagandasına tahvil edilmeye çalışıldı..

Şu kesin: Amerika fırsat buldukca Tibet gibi Uygurları da kullanarak Çin'i dövmeye çalışacak. Çin de her türlü insânî talepleri bile kendine karşı komplo ve dış müdâhale olarak algılamaya yatkın tutumuyla Uygurlara ve diğerlerine gözdağı vermekten çekinmeyecek.

Bu tavrın arka planında Çin-Batı ilişkisinin biçimlendirdiği târihî süreçler önemli ölçüde belirleyicidir. Târihin en eski yerleşik medeniyetlerinden biri olan Çin, uzun süre içe kapalı yaşayarak dış dünyâya karşı kendini korudu. Bu içe kapanıklık Çin kimliğini şekillendirirken kendini üstün görme refleksini de geliştirdi. Bu nedenle Çin'in kimlik tanımı etnik olmaktan çok Çin medeniyetine âidiyet, kültürel değerler üzerinden şekillendi.

On dokuzuncu yüzyılda içe kapanık dünyâsına sömürgeci Avrupalıların müdâhalesi bu dokunulmazlıkla birlikte onurunu da yerle bir etti Çinlilerin. Braudel'in belirttiği gibi, Çin'in dış dünyâya açılarak yükselişinde belirleyici etken aslında Batıya karşı bir rövanş duygusudur. Bu durum dış müdâhale korkusunun bu denli paranoyaya dönüşmesinin arka planında yatan psikolojiyi açıklayabilir. Çin yayılmacılığı kendi hayat tarzını da yaymayı, medeniyet algısının dışındaki değerleri yok saymayı içerdiği için Müslüman Uygurların Müslümanca yaşama talepleri bile meydan okuma, Çin ulusunu parçalama olarak algılanmakta gecikmeyecektir.

Oysa Çin uygarlığı ile Müslümanların kurduğu ilişki, Batılı sömürgecilerden çok farklı olduğu gibi Çin'i Batıya tanıtan da târihî olarak Müslümanlardan başkası değil. İçe kapalı, her türlü etkileşime kendini kapatan Çin uygarlığı medeniyet bilincini farklı medeniyetlerle temas etmekle daha da güçlendiren Müslümanlarla yeniden karşı karşıya gelişini önümüzdeki dönemde daha somut göreceğiz. Batı dışı bir uygarlık olarak Çin, Müslümanların târihî birikiminden istifâde etmezse, Andre Malraux'nun nefis benzetmesiyle “batının iğvâsı”na kapılması işten değildir.

Yazının devamı için tıklayınız.


NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)

Yazar: Âkif Emre
17-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BATI'NIN İĞVÂSI KARŞISINDA ÇİN
Online Kişi: 19
Bu Gün: 226 || Bu Ay: 4.780 || Toplam Ziyaretçi: 2.212.689 || Toplam Tıklanma: 52.081.091