ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2396
Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
HÜSEYİN MOVİT'İN TÜRKÇESİ (2)

(Der-beyân-ı Tashîh-i Ayşe Böhürler)

Daha evvelki bir yazımda, “Medya dilini tarayıp dil (imla, ifade ve bilhassa telaffuz) yanlışlarını tespit eden Hüseyin Movit, bazen büyük hataların farkına varamıyor; fındık kabuğunu doldurmayan yanlışları görüyor.” demiştim. Bu hükmüm değişmedi. Çünkü Hüseyin Movit yine teferruatla uğraşıyor, büyük hataları göremiyor.

Ayşe Böhürler’in “Nasa'ya haber versek mi?" cümlesindeki “Nasa” imlasına takılan Movit, TDK Yazım Kılavuzu’na göre bunun yanlış olduğunu, doğrusunun “NASA” olacağını belirtmiş.

Evet, TDK Yazım Kılavuzu’na göre öyledir.

Peki, öyle olmasındaki hikmet nedir? “NASA” yerine “Nasa” yazılsa ne olur?  “Kilogram”ın kısaltması “kg” değil de “KG” olsa ağırlıklar yanlış mı tartılırdı? Tüketici fiyatları endeksi TÜFE değil de tüfe” şeklinde yazılsa ekonomi endeksleri beyan edilemez miydi? Türkiye Cumhuriyeti noktalı (T.C.) değil de noktasız (TC) olarak kısaltılsaydı devletimizin itibarı mı sarsılırdı? Sarsılıyorsa THK (Türk Hava Kurumu) sürekli itibar kaybediyor demektir. (Bu THK, aynı zamanda Türk Hukuk Kurumunun da kısaltması oluyor. Bu da THK için bir başka handikap…)

Bu kısaltma meselesini uzattım; ama şunu da sorayım:Dil bilimi” niçin “db.” diye kısaltılıyor da “Dil bilgisi”nin kısaltması “dbl.” şeklinde? Bunlar birbirinin yerine geçemez miydi?

NASA”nın “Nasa” şeklinde yazılmasının yanlış olduğunu söyleyen H. Movit, Ayşe Böhürler’in aynı yazısında düştüğü daha büyük hataları görememiş.
Bakınız, o yazıda Ayşe Böhürler’in kurduğu (aslında kuramadığı) birtakım cümleler:

Yapay bebek üretim denemelerine başlanmış. Yoksa Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler ihtiyaca binaen görevlerine uygun suni rahimlerde üretilecek. Alfa bebek hizmetçi olacak, delta bebek yönetici.”

Şimdi pirincin taşlarını biraz ayıklayalım:

1. “Yoksa” kelimesi niçin kullanılmış; cümlede bunun yeri var mı?

2. Bu “Yoksa” ile başlayan cümle bir soru cümlesidir de Ayşe Hanım soru ekini mi unutmuş? Yani Ayşe Böhürler, aşağıdakilerden birini mi soruyor?

a) “Yoksa Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler ihtiyaca binaen görevlerine uygun suni rahimlerde mi üretilecek?” (Nerde üretilecek?)

b) “Yoksa Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler ihtiyaca binaen görevlerine uygun suni rahimlerde üretilecek mi?” (Hakikaten üretilecek mi?)

c) “Yoksa Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler mi ihtiyaca binaen görevlerine uygun suni rahimlerde üretilecek?” (Üretilecek olan bebekler, Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler mi?)

Ayşe Böhürler, bir şey soruyorsa bunlardan hangisini soruyor?

3. Yoksa bu “yoksa” kelimesi bir atıf (=bağlaç) olarak önceki cümleyi sonrakine mi bağlıyor? Yani bu iki cümle, Ayşe Böhürler’in kafasında “Yapay bebek üretim denemelerine başlanmış. Eğer bu şekilde bir fabrikasyon üretim başarılamayacaksa Aldoux Huxley'in Cesur Yeni Dünya kitabındaki gibi bebekler ihtiyaca binaen görevlerine uygun suni rahimlerde üretilecek.” şeklinde miydi?

Ayşe Böhürler’in aynı yazısında anlaşılması zor – veya imkânsız – başka cümleler de var. İşte onlar:

Bu meseledeki itirazım; kitabın 40'dan fazla ülkede 29 yabancı dilde basılmasında sunuşadır.” (Ayşe Böhürler’in neye itiraz ettiği anlaşılıyor mu?)

Pakistan'da hala kadınların eğitim orana %30, kadınların sokağa çıkamadığı bölgeler, oy kullanamadığı yerler var.” (Cümlenin neresini düzeltelim?)

Bir yazıda anlaşılması böylesine güç, doğru anlaşılması ise nerdeyse imkânsız olan bir sürü cümle bulunacak; ama siz bir tek “Nasa”yı göreceksiniz! Demek ki herkesin penceresi farklı…

O yazıda – tam da H. Movit’e göre – ufak tefek, başka hatalar da mevcut… Ama onları Sayın Movit'e bırakıp geçelim.

“Ufak tefek” dedim de aklıma geldi: Hüseyin Bey, Ayşe Böhürler’in küçük bir hatasını düzelteyim derken kendisi küçük iki yanlış yapmış.

1. TDK Yazım Kılavuzu”ndan iktibas ettiği cümlenin sonuna nokta koymamış.

2. “Bu bir kuraldır.” cümlesine küçük harfle başlamış.
(Milleti uydurmaya çalıştığınız kanunlara önce kendiniz uyunuz.)

Kelimelerin imlası, kısaltmaların şekli, dilde “birinci derecede” meseleler değildir ve olamaz. Nitekim Türk Dil Kurumunun kendisi bunları sık sık değiştiriyor. TDK’nin tayin ettiği birçok kaide, bu sebeple “geçici ve itibari” damgasını yemekten kurtulamaz. Milyonlarca ders kitabının, yüz binlerce dershane kitabının TDK’den yalap şalap iktibas edip tekrarladığı kaideler de hakeza…

Değerli Hüseyin Movit Bey’in daha vahim ve mühim Türkçe hataları üstünde kafa yormasını – ikinci kez – diliyorum.

 

Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
14-02-10
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
HÜSEYİN MOVİT'İN TÜRKÇESİ (2)
Online Kişi: 20
Bu Gün: 434 || Bu Ay: 6.424 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.635 || Toplam Tıklanma: 52.120.404