ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / OKUMAK
Okunma Sayısı: 2009
Yazar: Ahmet Selim
O KİTAP ARTIK GÜN YÜZÜNE ÇIKSIN!

İnşaallah başarırım

Biyografik sayılabilecek bir çalışmam, yıllardan beri devam ediyor. Amacım, bilinen anlamda bir biyografi yazmak değil; bir şahsiyetin fikrî yönlerini erişebildiğim her özelliğiyle, içimdeki dolgunluğu yeterince yansıtabilecek bir nispette anlatabilmek.

Yazabileceklerimin içimde var olduğuna inanıyorum; ama yazabileceklerimin içimdekileri tatminkâr bir derecede yansıtabileceğinden emin olamıyorum. Bu sebeple de, hep yazmaya ve biriktirmeye devam ediyorum. Ara vererek yazıyorum, fakat süreç devam ediyor. Başarabilir miyim bilemiyorum; fakat uğraşmaktan vazgeçmeyeceğim, sağlığım elverdiği müddetçe.

Ben her okuduğumdan yararlanırım. Hatalardan da eleştirerek yararlanmak mümkündür hatta gereklidir. Ama "etkilenmek" ayrı bir olaydır. Yararlanmakta çoğalmak vardır ama etkilenmek pek yoktur. Etkilendiğim insan, artmanın dışında, içimde bir değişim meydana getirir. Mesela İmam-ı Rabbani'den çok etkilenmişimdir. Ayrı bir terminoloji oluşturması, bazı değerlendirmelerini, eleştirilerini ve uyarılarını o terminolojinin sayesinde tepkiselliği bertaraf edici bir üslup inceliğiyle gerçekleştirmesi, büyük hayranlık duyduğum bir zekâ ve ferâset olgusudur. Harikulâde bir dirayetin tezahürüdür. O terminolojiyi oluşturmadan o iş yapılamaz. Yapmaya çalışanların büyük bir kısmı hem hataya düşmüşlerdir, hem de isabet ettikleri yerlerde de ağır tepkilerle karşılaşmışlardır.

Ben İmam-ı Rabbani'yi okumaya ve incelemeye başladığım zaman, 20'li yaşlardaydım; sürekli yazmaya da yeni başlamıştım. Çok okumuştum, çok okuyordum ama onu bir başka türlü okudum. Sökmeye, çözmeye, nüfuz etmeye çalışarak, döne döne, defalarca, yıllarca okudum. Notlar çıkararak, şemalar çizerek, yorum denemeleri yaparak ve tabii, istişarelerde bulunarak... Bir hacı amcamız vardı, ondan bir söz nakletti. Durdum durdum, gözlerine bakarak "İmam-ı Rabbani o sözü söylemez" dedim. Önce bir kızdı. "Ne demek? Senin arkadaşın mı o? Ne biliyorsun söylemeyeceğini?" dedi. "Metodolojisini biliyorum." cevabını verdim. Söylediği şuydu; "zerrât-ı cihan ona aynadır." "O söz öyle değil şöyle" dedim: "Zerrât-ı cihanda ona ayna olacak mecal mi vardır?" Mektubat'ın özünü bilmiyordu. Önce biraz limonileştik ama, sonra çok dost olduk.

Her eseri, her düşünürü anlamak kolay değildir. Her zoru anlamaya çalışmak da gerekmez; çünkü bazılarındaki zorluk pek anlamlı değildir, hatta bazıları bu zorluğu özellikle oluştururlar. Ama bir kısmını mutlaka anlayabildiğin kadar anlamaya çalışmak gerekir. Buradaki zorluk meselelerin zorluğudur ve anlatan onu izah ederken basite indirme imkânsızlığını bildiği için kolaylaştırmayı falan düşünmez. İzah etmek, zaten anlaşılmasına yardımcı olmaktır. Asıl basite indirirsen derin anlaşılma kapıları kapanır; yüzeysel bir aşinalıkla yetinip geçersin.

Şimdiki "etkilenme" konum bütün etkilenmelerime de temas etmemi gerektiren bir konu. Başarabilirsem güzel olacak. Başaramazsam da boşuna uğraşmış olmam; çünkü o meşguliyet anlarımın da ayrı bir tadı ve bereketi var. Orada ürettiklerimi bazen yazılarıma da taşıyorum.

Sistematik kurgu bütünlükleri çoktur, bu Batı düşüncesinde ciddiye alınmanın da bir şartı gibidir. Ama bu sistematik kurgular bir sentez ifade etmez; ve çeşitli boşlukları eksikleri bazı dolgu maddeleriyle tamamlayıp bütünlük görünümü kotarılır. Dialektik piyasa böyle işler çünkü. Ama siz birey olarak onun içine girdiğinizde, oradan doğru şeyler alıp sağ salim çıkamazsınız. Çünkü bu, bazen onu yazmaktan daha büyük bir gayret ve hüner ister!

Bireyler itidal ustalarına itidal sanat-kârlarının yardımına muhtaçtır. "İhata, analiz ve terkip" beraberliğinin önemini kavramış hem derinlikli hem ufuklu, hem de önündeki mesafelere ve büyüklüklere saygıdan doğan gerçek tevazu ve vakar sahibi düşünür yardımlarına muhtaçtır. Ne aradığını bilenin etkilenmesi, bu yardımlarla karşılaşınca gerçekleşir. Necip Fazıl, "İmam-ı Rabbani fikrî-sosyal plandaki tercümanını bulamamıştır" diyordu. Yazmaya çalıştıklarımın konusu budur. Bir "fikrî portre" çizmeye çalışıyorum.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

NOT: Vurgular bize âittir.

Yazar: Ahmet Selim
20-03-10
E mail: aselim@zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
O KİTAP ARTIK GÜN YÜZÜNE ÇIKSIN!
Online Kişi: 19
Bu Gün: 153 || Bu Ay: 6.665 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.259 || Toplam Tıklanma: 52.124.974