ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KISSADAN HİSSE
Okunma Sayısı: 3442
Yazar: Prof. Dr. Osman Özsoy
FARE KISSASI VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Bu hikâyeden alınacak çok ders var


Hikaye deyip geçmemek lazım.

Bazen bir kitapta anlatılamayacak kadar girift meseleleri kimi zaman kısa bir fıkra veya küçük bir karikatür çok nefis bir şekilde anlatır.

Bugün onlardan birini anlatacağım sizlere. Anayasa değişikliği sürecinde kimi partilerin tavır ve tutumlarına çok uyduğunu göreceksiniz.

Önce şunu hatırlatalım: Gerek marjinal örgütlerin, gerekse de görüşmelerden sonuç alamadıkları için greve gitmek zorunda kalan işçi örgütlerinin eylemlerinde kullandıkları ve benim çok hoşuma giden sloganları vardır. “Susma, sustukça sıra sana gelecek” derler. Hikaye o bağlamda okunursa mesele daha iyi anlaşılır.

Hikayemiz şöyle:

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: "İçinde hangi yiyecek var acaba?" diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı.

- "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak telaşla deliğinden bahçeye fırladı.

Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: "Zavallı farecik... Bu senin sorunun, benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük bir kapanın" dedi.

Tavuktan destek bulamayan fare bu sefer telaşla koyunun yanına koştu ve "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı. Koyun anlayışla karşıladı ama, "Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol" dedi.

Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi. İnek; "Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor" dedi.

Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı...

O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki, birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.

Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı.

Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor zehiri temizledi, sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi. Bir türlü düşürmek mümkün olmadı. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp durdu.

Çiftçi böyle durumlarda taze tavuk suyunun iyi geleceğini bildiğinden, bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi.

Karısının hastalığını duyan konu komşu, hısım akraba ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi koyunu kesmek zorunda kaldı.

Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi geldi. Gelen gideni ağırlamak zorlaşınca, ineği de savacak kişi kalmadığından yeterli et sağlamak amacıyla çiftçi ineği mezbahaya yolladı...

Fare tüm bu olanları büyük bir üzüntü ve ibretle duvardaki deliğinden izledi.

Hikaye böyle...

Sözün özü, demokratikleşme paketine “Made by AKP” diyerek karşı çıkan ve bu meseleyi sadece AK Parti’nin meselesi gibi gören partiler yanılıyorlar.

Adım gibi eminim, değil AK Parti, böyle bir paket CHP  veya MHP tarafından önerilseydi de belli çevreler aynı direnci gösterecekti. Uzlaşma ile gelseydi bile belli merkezler aynı tepkiyi gösterecekti.

Sadece Türkiye’de değil, varlıklarını antidemokratik çarpık bir sisteme bağlı olarak sürdüren tüm ülkelerde, dünden geçinenler bugünkü her değişikliğe karşı çıkarlar.

Yani susmak, görmezden gelmek ve konuyu AK Parti’nin meselesi imiş gibi ele almak çok sığ yorum olur. Halkın tercihleri ile şekillenen Parlamento’nun sistem içindeki ağırlığını artıran öneri CHP’den de gelseydi, sanmayın ki tepkiler daha az olacaktı. Bu ayrıntıyı görmemek, insanlık tarihine yabancılaşmak ve temel gerçeği gözardı etmek olur.

Tüm partilere sesleniyorum: Bu ülkede halkın oyları ile geldikleri halde bir türlü muktedir olamayan hükümetlerin elini kolunu bağlayan ve millet lehine iş yapmalarını engelleyen bu çarpık sistemdir. Siz de işbaşına gelseniz, sizi de iktidarsız hale getirmek için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır.

Hayatında birkaç defa bile olsun cumaya gidip gitmediği bile belli olmayan Menderes dinci olduğu için asılmadı. Millet iradesini statükodan daha çok önemsediği için ilmik boynuna geçirildi.

Demokrasinin boynundaki ilmiği çıkarmak için, destek veriniz pakete. AK Parti elbette ilelebet kalıcı değil. Bari en azından sistem kendini yoluna koysun, fırsat kaçmasın, demokrasi güçlenerek millet iradesinin tecelli etmesinin yolları aralansın ve en azından arkadan gelen iktidarların eli de milletin eli haline gelsin.

Fare hikayesini asla unutmayınız ve “Susma, sustukça sıra sana gelecek” gerçeğini asla hatırdan çıkarmayınız.

Haber7com

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Prof. Dr. Osman Özsoy
26-03-10
E mail: www.osmanozsoy.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
FARE KISSASI VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Online Kişi: 21
Bu Gün: 130 || Bu Ay: 9.353 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.017 || Toplam Tıklanma: 51.941.455