ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2313
Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
TDK'DEN BİR DÜZİNE HATA - 6

TDK hataları bitmek bilmiyor.

Çok değerli D. Mehmet Doğan’ın da isabetle belirttiği gibi, TDK 1980’den önceki yıllarda Türk dilini çok baltaladı; ama bir yönü kusursuz denecek kadar iyiydi: Kendi bünyesi içinde “insicam” sahibiydi. Sözlüklerinde ve diğer kitaplarında “kendi kaidelerine aykırılık ve dikkatsizlik” yok gibiydi. Kocaman bir maziye sırtarıyor, ama zevahiri kurtarıyordu.

Şimdiki TDK, tarihe sırtarıyor mu? Evet…

Peki, zevahiri kurtarıyor mu? Hayır…

Düzine düzine yanlış buluyorum; her yanlışı incelerken gözüme bir başkası çarpıyor.

Benim gözüme çarpanlar TDK’nin gözüne çarpmıyor mu?

Çarpmıyorsa birinin çarpması lazım…

İşte bir düzine (12 adet) daha TDK aybı…  


Büyük Türkçe Sözlük’te İmla Hatası     

Büyük Türkçe Sözlük hatalı nakillere devam ediyor. Divanü Lügati’t-Türk’ten “bulan” maddesinin açıklaması şöyle aktarılmış:

“Kıpçak illerinde avlanan büyür bir yaban hayvanı.”

Tabii ki, doğrusu “Kıpçak illerinde avlanan büyük bir yaban hayvanı.” olmalı.

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde İmla Hatası

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü “sosyalizm” maddesi için Orhan Pamuk’tan şöyle bir söz nakletmiş:

“Türk milliyetçiliği rasyonal sosyalizmden çok çekiyormuş, onlara benzeterek bize bize faşist diyorlarmış…”

Cümlede iki hata görünüyor:

Birincisi, “rasyonal sosyalizm” değil “nasyonal sosyalizm” olacak.

İkincisi, “bize bize” tekrarı… Bunların ikincisi ya hiç olmayacak yahut “bize” değil “bile” olacaktır.


Büyük Türkçe Sözlük’te İfade Kusuru ve İmla Hataları

Büyük Türkçe Sözlük TDK’nin 1966’da çıkarttığı Tiyatro Terimleri Sözlüğü’nden “naturalizm” maddesini şöyle nakletmiş:

“naturalizm   Alm. Naturalismus Doğacılık. Sanat alanında 1880-1900 yılları arasında, doğa bilimleri üzerine kurulan insanları, kalıt, çevre ve toplum durumuna göre inceleyen ve biçimlendiren akım. Bu akım Zola, Tolstai ve Dostayevski'nin romanlarından çıkmış ve drama da geçmiştir.”

Virgül eksikliği sebebiyle ifade kusuru var: “1880-1900 yılları arasında, doğa bilimleri üzerine kurulan” dedikten sonra mutlaka virgül olmalıydı. Olmadığı için bu söz bir sıfat-fiil grubu olarak “insanlar” isminin sıfatı olmuştur. Hâlbuki diğer iki sıfat-fiil grubuyla beraber “akım” kelimesinin sıfatıdır.

Büyük Türkçe Sözlük, dünyaca meşhur iki Rus romancının adını yanlış yazmıştır: “Tolstai ve Dostayevski” değil “Tolstoi ve Dostoyevski” olacaktır.   


Güncel Türkçe Sözlük’te Noktalama Hataları

TDK Güncel Türkçe Sözlük “demir yolu” maddesini açıklamak için şöyle bir ifade kurmuş:

“Lokomotif, vagon vb. demir tekerlekli taşıtların üzerinde hareket ettiği paralel iki ray döşenerek yapılan bir tür yol, tren yolu, demir hat.”

Burada sıfat vazifesi gören ve art arda sıralanan iki söz grubu (…demir tekerlekli taşıtların üzerinde hareket ettiği - paralel iki ray döşenerek yapılan) arasına TDK’miz virgül koymamış.

Aynı hatayı “demir yolu” için M. Ş. Esendal’dan iktibas ettiği cümlede de yapmış:“Bu demir yolu, Eğrikaya'dan keçi yurdu önünden, dereyi aykırılar.”

Bu cümlede de art arda sıralanmış olan iki yer tamlayıcısı (Eğrikaya'dan - keçi yurdu önünden) arasında virgül olmalıydı.TDK sözlüklerinde virgül hataları artık benim için vaka-i adiyeden…

(Bu son kelimeyi TDK’nin nasıl yazdığını bilmiyorum. Çünkü bu kelimeyi TDK’nin ne Yazım Kılavuzu’nda bulabildim ne de sözlüklerinde… Anlaşılan, TDK’nin lügatinde vaka-i adiye yok…)


Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde İmla Hatası

(TDK’nin Çözemediği Bir İmla ve Dil Bilgisi Meselesi)

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü “komiser” kelimesi için Necip Fazıl Kısakürek’in İhtilal’inden şu cümleyi seçmiş:

“Mahkemelerdeki hükûmet komiserlerini nasb ve azleder.”

TDK Yazım Kılavuzu ve Büyük Türkçe Sözlük “n a s b” kelimesini “n a s ı p” şeklinde yazıyor. Aynı kelimenin “etmek” yardımcı fiili almış olan şekli – mastar hâli – ise aynı kaynaklarda “nasbetmek” imlasıyla geçiyor. Dolayısıyla kelimenin yalın hâli “n a s b” şeklinde yazılırsa TDK’ye uymaz. (Ama bana uyar.)

Peki, Necip Fazıl’ın “nasb ve azleder” şeklindeki sözü TDK’nin imla esaslarına uyar mı, uymaz mı? Bu da başka bir husus… Burada akla takılan noktalar var:
1. Aynı yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiiller virgül veya bağlama edatlarıyla birbirlerine bağlandıkları takdirde yardımcı fiil hakkında şunlardan hangisine uyulmalıdır?

A) Yardımcı fiil tekrarlanır.

B) Yardımcı fiil sadece son birleşik fiilde kullanılır.

C) Her iki şekil de doğrudur.

2. Aynı yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiiller virgül veya bağlama edatlarıyla birbirlerine bağlandıkları takdirde yardımcı fiil yalnızca son birleşik fiilde kullanılacaksa aşağıdakilerden hangisi doğru olur?

A) Yardımcı fiili tekrarlanmayan isim unsurundaki ses hadiseleri gösterilir.
(Yukarıdaki “nasb ve azleder” imlası TDK için doğruysa ses hadiseleri gösterilecek demektir.)

B) Yardımcı fiili tekrarlanmayan isim unsurundaki ses hadiseleri gösterilmez.
(Bu takdirde yukarıdaki “nasb ve azleder” imlası yanlış olur.)

TDK’ye soruyorum: Yukarıda sorduğum meseleler, dil bilgisi veya imla kitaplarınızda açıklanıp kaidelere bağlandı mı?      


Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde “Komiser” Vakası

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’ndeki “komiser”li vakalardan biri de Ziya Gökalp’ın Türk Medeniyeti Tarihi (TDK sözlüklerine göre Türk Uygarlığı Tarihi) adlı eserinden alınan cümlede görülüyor:

“…bunların başlarına kendi sülalesinden bir denetleyici komiser atardı.”

Ziya Gökalp’ın Türkçesinde “denetleyici” ve “atamak” kelimeleri yoktur. O, böyle kelimeleri kullanmış olamaz. Çünkü her iki kelime de 1935 ve sonrasında imal edilmiş olan sözlerdir.

Daha önceki bir yazımda ifade ettiğim gibi, TDK sözlüklerine alınan örnek cümleler, yazarının orijinal dilini, kelime tercihini aynen aksettirmelidir. “Ben sözlüklere aldığım cümle ve mısraları sadeleştiriyorum.” diyorsa yalnızca Ziya Gökalp’ınkilere değil her yazar ve şairinkine dokunsun. Mesela, Necip Fazıl’ın “Mahkemelerdeki hükûmet komiserlerini nasb ve azleder.” cümlesini “Yargıevlerindeki hükûmet komiserlerini atar ve görevden alır.” şeklinde değiştirsin. Değiştirsin de seyretsin gümbürtüyü…

Merak ettiğim bir başka husus: Öz Türkçe meraklısı TDK’miz “komiser”in öz Türkçesini niçin yapmamış? Yaptıysa biz mi bilmiyoruz? Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp… Ben de öğrenmek için soruyorum: Ey TDK!

Fransızcanın “komiser (commissaire)”ini Türkçeleştirdin mi? Türkçeleştirdin de sözlüklere yazmayı mı unuttun?

Onu unuttun diyelim. Fakat şunu asla unutma:

“Seni Şimşek canavarlar gibi takip edecek!..”

 

Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
01-05-10
E mail: c.yakup_simsek@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TDK'DEN BİR DÜZİNE HATA - 6
Online Kişi: 24
Bu Gün: 561 || Bu Ay: 9.784 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.588 || Toplam Tıklanma: 51.945.923