ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 2340
Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
TDK'DEN BİR DÜZİNE HATA - 7

Büyük Türkçe Sözlük’te İmla Hatası     

Divanü Lugati’t-Türk muhtevasını sayfalarına taşıyan (çok da iyi eden) Büyük Türkçe Sözlük maalesef hatalı nakillerle dolu…  

Divanü Lugati’t-Türk’teki “kadhgulandı” maddesi şöyle aktarılmış:

“kadhgulandı    قذغلندى
ol bu ışka kadhgulandı = o, bu işete kaygulandı”.

Kâşgarlı Mahmud’un verdiği örnek cümle bugünkü Türkçeye çevrilirken tuhaf bir kelime kullanılmış: işete… Ne olduğu anlaşılmayan bu söz muhtemelen “işte” veya “işe” olacaktı.

Büyük Türkçe Sözlük’te İmla Hataları ve İfade Kusuru

TDK’nin 1972’de çıkardığı Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü’ndeki kurum” maddesi Büyük Türkçe Sözlük’te şu tuhaf ve anlaşılmaz sözlerle yer almış:

“kurum  İng. establishing
Bir iş yapmak amacıyla bir ya da bir kaç kişi tarafından meydana ana kuruluş getirilen
.”

Allah aşkına, “bir kaç kişi tarafından meydana ana kuruluş getirilen.” de ne demek oluyor?..

(Bu ifadelere mi daha çok şaşmalı, yoksa TDK’nin bu dağınık hâline mi?.. Neyse, şaşkınlığı atlatıp bu sözü de tamir edelim.)

Birinci olarak, “ana”nın burada işi yok… Zannediyorum ki “meydana”nın “ana”sını sevmişler ve tekrar yazmışlar. (Bilgisayara aktaran kişi TDK’nin çaycısı filan mı acaba?)

İkinci olarak, “meydana kuruluş getirilen” ucubesi… Belli ki “meydana getirilen kuruluş” sözüne takla attırmışlar.

(TDK çaycısının günahını almayalım; bu sözleri TDK profesör veya doçentlerinden biri de yazmış olabilir. Büyük ihtimalle eve iş götürmüş. Artık evde de gecenin geç saatlerinde, uyku başa mı vurdu, yoksa hafiften demlenmiş miydi, bilemem. İnsanlık hâli işte…)

Üçüncü olarak, “birkaç” kelimesini bugün bitişik yazan TDK, 1970’li yıllarda ayrı mı yazıyordu? TDK’nin 1980 tarihli Yeni Yazım Kılavuzu’na baktım; onda da bitişik yazıldığına göre ya o günkü TDK yanlış yazmış ya da bugünkü…

Bu arada ciddi ciddi merak ettim: TDK’ciğim, şu “tecim, sayışmanlık” sözleri de ne oluyor? Affedersiniz, böyle sormak yerine koskoca Büyük Türkçe Sözlük’e bakabilirdim, değil mi? Tamam, baktım: “tecim” demek “ticaret” demekmiş. TDK bu kelime için “esk.” kaydını düşmüş. Acaba bu “tecim” kelimesi öz Türkçe miydi, yoksa başka dilden mi gelmişti? Şunun macerasını bir öğrensek…

“Sayışmanlık” ise iki manaya geliyormuş. 1. Paranın bir bölüğünü, sonradan sayışılmak üzere bir boçrtan ya da kâr payından alacaklısına ödeme.  2. Kuruluşa ilişkin ve işlemlerin tümünü kapsamak üzere tutulması gereken yazılıklarda uygulanılması gereken kural ve yöntemlerin tümünü içine alan bilgi dalı.

Ne yalan söyleyeyim, bu ifadeleri tam anlayamadım. OXFORD’un AN ENGLISH-TURKISH DICTIONARY sözlüğünün 1968 baskısında bu kelimenin İngilizcesi olan “instalment” kelimesine baktım. Türkçe karşılığına “taksit; kurma” denmişti. İnternet sözlüklerinde de “instalment” için “taksit, tesisat, bölüm, yerleştirme, kurma” manaları verilmişti. Doğrusu, “instalment”i anlamak “sayışmanlık”ı anlamaktan daha kolay geldi bana.

Fakat bu “sayışmanlık” maddesine bakarken Büyük Türkçe Sözlük’ün bir hatası daha gözüme çarptı:

1. manada “borçtan” denecek yerde “boçrtan” yazılmış.

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
 “kokteyl” için Ruşen Eşref Ünaydın’dan şu cümleyi örnek vermiş:

İşte Babet ve Sonya da bu müteharrik âlemin orta yerinde kısacık eteği, beline kadar dekolte korsajı ile alagarson sacıyla elinde aynası, pudra pomponu ve allık kalemiyle sigarasını ve kokteylini içe içe meydana geliyorlar.”

Evvela küçük yanlışı söyleyelim: TDK’miz burada “saçıyla” demek yerine “sacıyla” demiş. İki ihtimal var: TDK’miz ya “saç”ın ünsüz yumuşamasına uğradığını zannetmiş yahut sehven böyle yazmış. Ama netice aynı: İnsan saçıyla “metalden mamul malzeme” birbirine karıştırılmış.

Büyük yanlışa gelelim: Ruşen Eşref Ünaydın’a ait cümlede ifade kusuru (kaba tabiriyle “anlatım bozukluğu”) var: Cümlede iki fail (Babet ve Sonya) bulunduğu hâlde, onlarla irtibatlı kelimeler (eteği, beli, korsajı, saçı, eli, aynası, pomponu, kalemi, sigarası ve kokteyli) tek bir kişiye göre, yani “teklik şahıs ekleri”yle çekilmiş. Hâlbuki bunların da çokluk (etekleri, belleri, korsajları, saçları, elleri, aynaları, pomponları, kalemleri, sigaraları ve kokteylleri) şekilleri olmalıydı.

(TDK’nin bu mesele hakkında bugüne kadar bir kaide yazıp yazmadığını bilmiyorum. Yazmışsa nerde yazmış, öğrenmek isterim.)

Aynı sözlük, aynı kelime (kokteyl) için Attila İlhan’ın “Kurtlar Sofrası”ndan iktibas ettiği cümlede iki imla hatası yapmış:

Beni böyle istemediğim, ne istemesi, kaçıp durduğum halde, gece kulüplerine, şüpheli ve lekeli kokteyl salonlarına iten ne ?” Birinci hata, daha evvelki bir yazımda da (TDK’DEN BİR DÜZİNE HATA – 4) belirttiğim gibi, TDK’nin en çok ihmal ettiği imla meselesi: Uzun hecelerin, ince telaffuz edilen seslerin gösterilmesine yarayan düzeltme işareti… Bu cümledeki “halde” kelimesi “hâlde” diye yazılmalıydı.

İkinci hata ise cümle sonundaki soru işaretinden önce boşluk bırakılmış olmasıdır.    

Yine aynı sözlüğün aynı maddesi (kokteyl) için Necip Fazıl Kısakürek’in “Sultan Vahidüddin” adlı eserinden nakledilen cümle şu:

Türkiye Büyük Meclisi, siyah astragan kalpaklarla beyaz sarıkların ve birkaç kırmızı fesim kokteyli hâlinde bu binada ikinci içtimasını yapmakta…”

Bu cümledeki hata, basit bir dizgi hatası (“fesin” yerine “fesim” yazılması) görünmekle beraber cümlenin manasını kolay ve doğru anlamaya mâni oluyor.


İktisat Terimleri Sözlüğü
’nde İfade Kusuru

2004 yılında bastırılan ve Büyük Türkçe Sözlük linkiyle ulaşılan “İktisat Terimleri Sözlüğü”nde “kurum” kelimesi tarif edilirken ifade kusuru işlenmiş:
 

Belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan özel veya kamu örgütü.

Buradaki “özel veya kamu örgütü” sözü, ÖSYM’nin yaptığı imtihanlardaki Türkçe sorularında “anlatım bozukluğu” olarak kabul edilmektedir. I998- ÖSS’de çıkan bir Türkçe sorusunda “Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?” denmiş ve cevap olarak da “Siyasi, askerî ve ekonomi alanlarında görüştüler.” cümlesi gösterilmiştir. Türkçe, dil bilgisi, Türk dili ve edebiyatı, Türk dili, dil ve anlatım ders kitap ve müfredatlarında; üniversite ve lise giriş hazırlık kursları veren dershane vb. yerlerin hazırlayıp bastırdıkları milyonlarca kitapta da böylesi sözler “tamlama uyumsuzluğu” gibi başlıklarla ifade kusurlarına örnek verilmektedir. TDK bu noktada hangi görüşte?.. TDK’nin bu hususta yazmış olduğu bir kayıt ve kaide var mı? Varsa lütfen bizi haberdar etsinler. Aksi hâlde TDK’nin bu mesele hakkında henüz kafa yormaya fırsat bulamadığını düşüneceğiz.

TDK, yukarıda naklettiğim ÖSS cümlesini “anlatım bozukluğu” olarak kabul ediyorsa kendi sözlüklerinde hayli “bozukluk” var demektir. Güncel Türkçe Sözlük’ten misal verelim:

Güncel Türkçe Sözlük’te yazman” kelimesi şöyle açıklanmış:

yazman a. 1. Özel veya kamu kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter. 2. Özel veya kamu kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter.

Bu açıklamaların ikisinde de geçen “Özel veya kamu kuruluşları” sözü ÖSS’nin dil mantığı ve Türkçe kaidelerine göre “anlatım bozukluğu” teşkil ediyor.

Velhâsıl, ya ÖSYM’de bir “bozukluk” var ya da TDK’de…

(Benim de bugün hesabım bozuldu galiba… Bir düzine demiştim; fakat gene şaştım, on ikiyi aştım.)  

 

Yazar: C.Yakup ŞİMŞEK
02-05-10
E mail: c.yakup_simsek@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TDK'DEN BİR DÜZİNE HATA - 7
Online Kişi: 21
Bu Gün: 488 || Bu Ay: 9.711 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.465 || Toplam Tıklanma: 51.944.623