ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 4304
Yazar: Meryem Aybike Sinan
AH ANNEM!

Anneler gününde ölen anneme yazdım!

Çok sevgili rahmetli Anneciğim Zahide Sinan’a ve bütün annesiz okuyucularıma ithaf ediyorum…

Yine bir Pazar sabahı ve yine “Anneler Günü” diyorlar. Bir kez daha sensiz ve sessiz olduğumu hatırlıyorum. Gözlerime yağmur bulutları döşeniyor. Kimsenin annesini görmek istemiyorum, duymak istemiyorum bu kelimeyi. Ne çok kıskanıyorum başkasının annesini bir bilsen. Ne çok ağlıyorum seni hatırladığımda. Bu acı geçmiyor, bu acı kalıcı, bu acı tüketiyor! Sensizliği kuşanan ruhum üşüyor bir Mayıs sabahında. Solgun bir fotoğrafının etrafında geziniyorum ve yüreğime karalar bağlıyorum. Tesellim yok bugün, kendimi sağa sola savuruyorum. Karlı bir şubat akşamında sen gidince vurgun yedim. Öylesine yandı ki yüreğim iyileşmedi. Acının kanatan eli değdi yüreğime. Hırpalandım. Senin gidişine yandım, bir de sensizliğime.

Sen gideli yedi yıl olmuş anneciğim, sen gideli yedi yıl...

Yedi yıl olmuş beni bırakıp Hakka yürüyüşün.

Gidişin dönmeyişin.

Anasızlık en büyük yoksullukmuş meğer.

Sen gideli delindi yeryüzünün kalbi. Durdu hayat. Bütün uysal taraflarım yenik düştüler sensizliğin zulmüne. Zamandan ve mekândan geçtim umarsızca. Hayatın ritmi bozuldu. Düştü ellerimden oyuncaklarım.

Dağ dağ büyüyen bir kederin limanında unutulmuş bir rıhtım gibiyim yolcusunu bekleyen. Hüzün giyinen yollara bakan gözlerim, ufukta senin hayalini arıyor! Göğün bulvarlarında bir sen geçmiyorsun bana inat. Hüzzam şarkılar yüreğimi kanatıyor, ağlıyorum yine hıçkırarak. Hiç gelmesin bu gün diyorum. Mayıs sensizliği ve sessizliği kanımı donduruyor.

Sen gideli yedi yıl olmuş anneciğim, sen gideli yedi yıl...

Yedi yıl olmuş beni bırakıp Hakka yürüyüşün.

Gidişin dönmeyişin.

Canım Anneciğim,

Artık mühür vurduğun yüreğimin tesellisi yok. Bahar sellerinin akışında hep sen vardın ruhumu sürükleyen. Her akşam batan günün ardında sendin gelen, içimi aydınlatan. İlkbaharın melteminde sendin yüreğimde tomurcuklanan. Bu tomurcuk hiç açmadı. Gelecek baharların birinde, çiğdem kokulu bir nisan sabahını bekledi. Rüyalar büyüttü içime düşen cemreyi.

Seninle masal kitaplarında anlatılan bir hayal ülkesinde yaşıyorum. Sen hiç gitmemişsin, ben bu hasreti çekmemişim. Kalbimin esrarına yeniğim. Unutmuşum bildiklerimi, yaşadıklarımı. Seni yitip gitmiş bir masal gibi seviyorum. Dudakları şerha şerha yarılmış toprağın, suyu sevdiği gibi seviyorum. Şimdi dağlara baharın tazeliği çökmüş. Gittiğin gün bütün yollar kardan kapanmış çaresizliğin uçurumlarına düşmüştüm. Toprağa sarılışına bile yetişememiştim...

Geldiğimde sen yoktun anneciğim.

İşte o günden sonra kedersiz bir gün dahi yaşamadım.

Sen gideli yedi yıl olmuş anneciğim, sen gideli yedi yıl...

Yedi yıl olmuş beni bırakıp Hakka yürüyüşün.

Gidişin dönmeyişin…

Esen bütün rüzgârlar seni söylüyor. Seni anlatıyor bütün masallar.

Benim ellerim hiç ısınmadı senden sonra. Tutamadım bir daha sıcağın ellerinden ellerinden. O ev bizim evimiz miydi? Sensiz ve sessiz olan o evi bir daha sevemedim. Gidemedim. Gitmiyorum o eve. Teyzelerimin seslerini sana benzettim uzun zaman. Sevinçlerim senin yokluğunla bir daha kederin en derinlerinde izini sürdüm gidişinin. Sen gideli gülmedi yüzüm bir daha. Adım bir dualara sızmadı sen gideli. İçimde ah eden bir yangın yeri var. Hiçbir şeyin söndürmediği, söndüremeyeceği bir yangının içindeyim. Anladım ki anne gidince çocuk, çocuk gidince anne bir hiçmiş. Annesiz bir ev viraneymiş. Sen gideli anneciğim ben bir viraneyim, evimiz bir virane. Bağımız, bahçemiz virane... Kalbi kırık erguvanım, sana alev alev yanan. Bir semazenim isminin etrafında dönen. Dallarına düşen bir şebnemin hüznüyüm.

Sen gideli yedi yıl olmuş anneciğim, sen gideli yedi yıl...

Yedi yıl olmuş beni bırakıp Hakka yürüyüşün.

Gidişin dönmeyişin.

Bir çılgın büyü beni yakaladı çaresiz. Getirdi ülkene. Tutsağım azatlık istemeyen. Susuz kuyular başında ağlayan bir bedeviyim yanık bağırlı. Sana susadım, sana acıktım. Sen gideli ne suyum var ne ekmeğim. Ölüme eyerlenmiş hayatların kıyısından sıramı bekliyorum. Bu rıhtımda seni beklerken öğrendiğim bir şey var. Gelmiyorsun, gelmeyeceksin.

Bu rıhtımda hala bekliyorum bir umut... Seni seviyorum, seni bir su gibi seviyorum sessiz rıhtımlarda...

Gün batar, zaman döner, bulut ağmayı unutur. Ama sen dönmezsin. Dönmezsin canım anneciğim, ah dönmezsin. Çaresizlik bir karasevda gibi kuşatır beni. Uzaktan bir işaret ver kalbime, bir gece ansızın gir rüyama ve bana kızım de, benim nazlı kızım de eskisi gibi. Ne olur...

Sen gideli yedi yıl olmuş anneciğim, sen gideli yedi yıl...

Yedi yıl olmuş beni bırakıp Hakka yürüyüşün.

Gidişin dönmeyişin.

Haber7

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Meryem Aybike Sinan
10-05-10
E mail: aybikesinan@gmail.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AH ANNEM!
Online Kişi: 21
Bu Gün: 391 || Bu Ay: 8.995 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.446 || Toplam Tıklanma: 51.933.666