MEYDAN BOŞ DEĞİL; GEPEGENÇ YAZARLAR GELİYOR

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : EDEBİYAT / YAZI VE YAZMAK ÜZERİNE

Okunma Sayısı: 2337

Yazar: Kerime Yıldız

MEYDAN BOŞ DEĞİL; GEPEGENÇ YAZARLAR GELİYOR

MEYDAN BOŞ DEĞİL; GEPEGENÇ YAZARLAR GELİYOR Genç Kalemler

Gizem Dilek, 27 yaşında Ankara Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu bir genç. Kızılcahamamlı bir âilenin tek çocuğu.

Gizem, 6 yaşından itibaren dedesinin dizi dibinde büyümüş. Dede Bahattin Yazlık, bir Kore gâzisi. 20 yaşında Kore Savaşı’na katılmış. 1. Tugay 241. Piyâde Alayı askerlerinden. Kore’de bir yıl kalmış.

Bahattin dede, Kore hâtıralarını, torunu Gizem’e yıllarca anlatmış. Âilenin Kore’ye muhabbeti o kadar fazla ki Kore Derneği’ne de üye olmuşlar. Gizem’in annesi bir gün dernekte, Güney Kore Cumhuriyeti’nin açtığı roman yarışmasından haberdar olmuş ve kızına söylemiş. Gizem, 2014 Nisan ayında “Yaşayan Tanık” romanının başına oturup üç ay içinde bitirmiş ve yarışmaya göndermiş.

Gizem Dilek, 21 ülkeden katılan yarışmacılar arasında birinci olmuş; “Olağanüstü Yazar Ödülü”nü almış.

Gizem’le TYB’nin 1. Genç Yazarlar Kurultayı’nda tanıştım. Kurultay, 31 Mart-3 Nisan târihleri arasında Kızılcahamam’da yapılıyor. Türkiye’de bir ilk. İnşallah geleneksel hâle gelir.

Yazma bahsi açılınca gözleri parlayan gençleri görmek, çok güzel bir duygu. Sanal âlemde gevezelik etmeyi yazarlık sanan bir gençliğimiz var maalesef. Edebiyat edepten gelir ya edep kaygısı olmayan bir âlemden ne tür yazarlar çıkacağını zaman gösterecek.

Gizem, her iki mânâda da edepli bir genç. Konuşurken belli oluyor. Dede-nine dizi dibinde büyüyen insanlar her zaman farklı gelmiştir bana. Bahattin dede, Gizem’in ödül almasının sene-i devriyesinde, dünyaya vedâ etmiş. “Sanki dedem, bu romanı yazmamı beklemiş. Bana çok iyi dedelik yaptı. Beni o okuttu. İnşallah ona lâyık bir torun olmuşumdur.” derken Gizem’in gözleri doldu.

Sohbetimiz esnâsında, lisedeki edebiyat öğretmeni Pervin Ayşe Yaşa’dan da minnetle bahsetti.

Dedenin yediği erik torunun dişini kamaştırır diye bir atasözümüz var. Ne hikmetse olumsuz işler için söylenir. Gizem’i dinlerken aklıma bu atasözü geldi. Dedenin yaşamının torunun kalemine ilham vermesini anlatan bir söz var mıdır bilmiyorum.

Gizem’in romanı, Kore dilinde basılmış. Bu sene de Türkçe basılacak.

Kurultay’ın açılışında konuşan TYB Başkanı Kâzım Arıcan, gençlere, “hak için, haktan yana, hakkaniyetli” yazmaları temennisinde bulundu. Aklıma matbaa Osmanlı’ya gelince “Tab ettiğiniz hikmetli ola” fetvâsı geldi. Bilmem bu sözlerin, güçten yana yazanlar için bir anlamı var mıdır?

Mehmet Doğan ise gençliğin, yazmanın ve kurultayın öneminden bahsetti. Gençlerin ideâl deyince yüksek puan almayı, çok para kazanmayı, lüks ev ve araba almayı anladıklarını; fakat şahsımızla ilgili emellerin ideâl iddiâsını iptâl ettiğini ifâde etti. Evi aşıp vatana, beni aşıp millete, küçük dünyayı aşıp fikre, inanca ulaşan emellerin ideâl olacağını söyledi.

Van’dan İzmir’e kadar kırk genç yazarın buluştuğu Kurultay’ın, gençlerin gönlünde ve edebiyat dünyamızda yeni ufuklar açmasını temenni ediyorum.

Ayrıca, böyle farklı bir gençlik projesine destek verdiği için Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı da tebrik ediyorum.