ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 4268
Yazar: Mehmet Şevket Eygi
KÜRT MESELESİNE İSLÂMÎ BAKIŞ

Mehmet   Şevket Eygi

Müfit Yüksel'in uyarısına kulak verin

KÜRT konusu uzmanı olan değerli araştırıcı Müfit Yüksel beyin aşağıdaki satırlarını dikkatle okumanızı, üzerinde dikkatle durmanızı istirham ediyorum. Müfit bey diyor ki:

"1992'de yayınlanan "Kürd Soruşturması" adlı çalışma içindeki "Dünden Yarına Kürtler ve İslamiyet" başlıklı makalemizde, İslamiyetin Marxist-Stalinist kökenli laik-seküler gruplarca Kürdistan'dan kovulmak istendiğini, İslamiyetin Kürdistan'ı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ve en büyük endişemin 25-30 yıl sonra kürtlerin "Müslümanız" deyip demeyeceği olduğunu belirtmiştim. Bu konuda dindar müslümanları uyarmıştım.

O günden bu yana 18 yılı aşkın bir zaman geçti. Hiçbir İslamcı bize kulak asmadı. Bu zaman zarfında durum sürekli vahamet arzetti. Bölgedeki tüm dini grup ve organizasyonlar çöktü. Bölgenin geleneksel, asırlardır cari olan dînî yapısı ile taban tabana zıt, bu yapıyla kavgalı olup, ya ideolojik selefî , ya da şiî yönelimli radikal/siyasal dini grup ve akımlar 80'li yıllarla, 90'lı yılların da başlarında zaman ve enerjiyi olumsuz bir rotada tüketip, erimeğe mahkûm hale geldiler. Bölgede öteden beri var olan geleneksel dini yapılar ise zamanla büyük aşınmalara ve inhiraflara uğramış olduğundan canlılık gösteremediler. Kent ve kasabalardaki kitabevleri çevresinde kümelenmiş radikal/siyasal islamcı grupların yerel dini değer ve gelenekle sürekli kavga ve çatışma halinde olmaları, bölgenin dindar halkından ve bölge gerçeklerinden tamamen kopuk olmaları, hem bu grupların  90'lı yıllarda eriyip kaybolmalarına, hem de dindarların bir şemsiye altında organize olmalarının önünü kesti. 1992 Kasım ayında, Ankara'da Mazlum-Der'in gerçekleştirdiği "Kürd Sorunu Forumu"nda, bölgenin en temel dinî unsur ve yapılanmaları olan Şafiilik ve Nakşibendiliği dikkate almayan, dışlayan, bu temel İslami kimliklerle ideolojik- selefilik adına savaşan İslami grup ve hareketlerin bölgede hiçbir şansının olmayacağını belirtmiştim. Evet, yaşanan süreç bu öngörümü maalesef doğruladı."


İslamiyet maalesef sadece Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelerde değil Bütün Türkiyede içten darbelenmektedir.

Ülkemizdeki (1) Selefî, (2) Vahhabî, (3) Aktivist, (4) Râfızî, (5) Radikal, (6) Neo-Haricî, (7) İslam'ı bir ideoloji gibi algılayan, anlayan ve anlatan ve bunlara benzer hizipler ve fırkalar Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığının altını açıkça veya sinsice oymaktadır.

Türkiye'nin bütününde, Müslümanların en az yüzde 95'i Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığı etrafında birleşmedikçe bizim için İslamî bir necat ve kurtuluş olmaz.

Arap aleminde başarılı olamamış, islamî hareketi çıkmaza sokmuş, Pakistanda başarılı olamamış birtakım ideolojik radikal hareket ve programlarla nasıl kurtulacağız?

Ehl-i Sünnet ile kurtulabileceğimizin en büyük delili, Osmanlı devletidir.

Osmanlının İslam anlayışı şu esaslara dayanmaktadır:

(1) İtikatta Ehl-i Sünnet.

(2) İlim ve fıkıhta Ehl-i Sünnet.

(3) Tasavvuf ve tarikatta Ehl-i Sünnet.

(4) İş, çalışma, iktisat, ticaret, üretim ve sosyal hayatta dine dayalı ahîlik, loncalar ve fütüvvet hareketi.

(5) Ehl-i Kitab vatandaşlara din ve kimlik hürriyeti.

(6) Her konuda orta (mutedil) yolda ve çizgide olmak, bütün aşırılıklardan kaçınmak.

(7) Şeriatın zahirinden ayrılmamak.

(8) Kur'an ve Sünnetten ayrılmamak.

Birtakım bedevîler Osmanlıyı küfür ve şirkle suçluyor. Asıl küfür ve şirk onlardadır.

Osmanlı ayakta olsaydı İslam toprağı Filistinde Siyonist devleti kurulabilir miydi?

Hilafet-i Osmaniye ayakta kalmış olsaydı Müslümanlar böylesine perişan olur muydu?

Kürtleri ve Türkleri kurtaracak olan yol orta, mutedil, doğru Ehl-i Sünnet İslamlığıdır.

Bütün aşırılıklarda ifrat ve tefritlerde, radikalliklerde, terör hareketlerinde, ideolojik sapmalarda, reformculukta hayır yoktur.

Ülkemizin bütünlüğünün korunması,

Halkımızın adalet ve güven içinde yaşaması,

İnsan haklarına saygı gösterilmesi... isteniliyorsa:

1. Medaris-i islamiye açılmalıdır.

2. Turuk-i sufiyye serbest bırakılmalıdır.

3. Türkiye halkına olanca din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti sağlanmalıdır.

Bu memleketi ayakta tutan dindir.Din sarsılırsa ne Türk kalır, ne Kürt. Birtakım şarlatanlar ve soytarılar "Ne!.. Sen ülkemizi İran'a mı çevirmek ist iyorsun" diye yaygara kopartabilirler. Onlara cevabım şudur:

Hayır!.. Türkiye din, inanç, fikir, görüş, tenkit konusunda İngiltere'ye benzesin.

Bir diyeceğiniz var mı?

Yazının tamamı için tıklayınız.

Yazar: Mehmet Şevket Eygi
04-07-10
E mail: Milli Gazete.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
KÜRT MESELESİNE İSLÂMÎ BAKIŞ
Online Kişi: 23
Bu Gün: 82 || Bu Ay: 5.472 || Toplam Ziyaretçi: 2.213.959 || Toplam Tıklanma: 52.106.150