ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1251
Yazar: Mustafa Çelik
"BİZ MÜŞRİKTEN YARDIM İSTEMEYİZ." (Müslümanın izzet savaşı)

CÂHİLİYE DÜZENİNİN HÜKÜMLERİ KALKMASIN DİYE DİRENENLERMüslüman kalmak, Müslüman olmak kadar önemlidir. Müslüman kalmakla insan kalmak, eşdeğerdir. Müslüman kalmayan insan kalamaz, insan kalmayan da Müslüman olamaz. Her şey yerinde güzeldir. Her taş yerinde ağırdır. “Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez!”

Müslüman dininin, imanının ve dininden kaynaklanan değerlerinin savaşçısıdır. Müslüman İslâm ile izzet bulmuştur, İslâm’ı savunmakla izzetli kalacaktır.

Hakkı müdafaa etmeyi ibadetten saymayanın hiçbir makbul ibadeti kalmamış demektir. Allah yolunda mücadele azmi tükenmiş Müslüman, şeytanın elinde oyuncak olur. Dünyası âhiretini ezer. Dünyanın âhireti ezdiği yerde onur olmaz.

Müslümanlar arasında ümmeti küçülten, fırkaları büyüten cedelleşmeler, onuru tüketme serüvenleridir. İnadla bu serüveni sürdürenlerde onur olmaz.

Müslümanların âlimleri tarafından Kur’ân öğretildiği gibi, kardeşlik öğretilmedikçe ümmet zemininde onurun kalıcılığından bahsedilemez. Küfre karşı şiddetli, kendi aralarında merhametli olmayan Müslümanların onurları olmaz. Allahû Teâla buyuruyor: “Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.” (Fetih Sûresi/48)

Müslüman’ın izzeti, imanından kaynaklanır. Müslüman Müslüman’la izzet bulur. Kâfir ile kâfirden gelecek yardım ile izzet bulamaz. Hz. Aişe radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “-Biz, müşrikten yardım istemeyiz.” (Sünen-i Darimî, Siyer: 53; Sünen-i Ebu Davud, Cihad: 142; Sünen-i İbn-i Mace, Cihad: 27; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 68, 149)

Allah’ın birliğine (tevhid) inanan Müslümanların, tevhid dışı inanç sahiplerine karşı tutumunu belirleyen hadîs-i şerifin vürud sebebi sayılabilecek bir olayı Ebu Davud’un Sünen’inde (Cihad: 142) bulmaktayız:

Savaşlardan birinde müşrik bir adam emrinde savaşmak için Rasûlüllah’a gelir, müracaat eder. Hz. Peygamber ona;

- (Evine) dön! Biz, müşrikten yardım istemez ve kabul etmeyiz” buyurur.

Müslim’in rivayetinde (Cihad: 150) olay çok daha teferruatlı olarak nakledilmektedir. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Bedr’e doğru yola çıktı. Harretü’l-vebere’ye varınca, cesareti ve kahramanlığı ile ünlü bir adam arkadan gelip Peygamber sallalahu aleyhi ve sellem’e yetişti. Müslümanlar adamı görünce sevindiler. Adam Hz. Peygamber’e;

- Emrine girmek ve seninle birlikte savaşıp ganimet elde etmek için geldim, dedi. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, ona;

“- Allah’a ve Rasûlüne inanıyor musun?” diye sordu.

- Hayır! dedi.

“-Öyleyse dön! Ben bir müşrikten asla yardım kabul etmem!” buyurdu.

Hz. Aişe dedi ki, adam gitti, ağacın yanına vardığımızda tekrar gelip yetişti. İlk teklifini tekrarladı, Peygamber aleyhisselam da önce söylediklerini tekrar etti: “Öyleyse dön! Ben bir müşrikten asla yardım kabul etmem!” buyurdu. Adam ayrıldı, sonra Beyda’da bize tekrar yetişti. Üçüncü kez teklifini yeniledi. Hz. Peygamber;

“- Allah’a ve Rasûlüne inanıyor musun?” diye tekrar sordu. Adam;

- Evet! dedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona;

- O halde (haydi bizimle) yürü! buyurdu. Hadisimizin Ahmed İbni Hanbel’in Müsned’indeki bir rivayetinde (lll,454), Hz. Peygamber’in, “biz, müşriklere karşı müşrikten yardım istemez ve kabul etmeyiz”; bir başkasında ise (V, 395, 397),”biz müşriklere karşı sadece Allah’dan yardım dileriz” buyurduğu kaydedilmektedir. Müslümanlar, kâfirlerle izzet değil zillet bulurlar.

İman olmayınca doyumsuz kalır insan. Nankörlük insan için en büyük hüsran!

İnsan kendi fıtratında yaşar. İnsanı fıtratından ayıran insanı bitirir. İnsan mahiyeti itibariyle örselenmeye, yıpratılmaya gelmez. “İnsanın ham maddesi topraktır. Ama fazla sulandı mı çamurlaşır!”

Bu dünyada ölüm Hakk’a giden yolun başı. Ömür, Müslüman için onur savaşı. Kişinin zerre altına düşmemişse kibri, hiç göremez kalbinde biriken kiri. Kibrin, bencilliği durmaz körükler; dilin, her günahı şeytana yükler!

Zillete boyun eğmeyenlerin mükâfatı izzettir. İzzetin savaşını vermek, Müslüman için en büyük hürriyettir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
21-08-17
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
"BİZ MÜŞRİKTEN YARDIM İSTEMEYİZ." (Müslümanın izzet savaşı)
Online Kişi: 16
Bu Gün: 524 || Bu Ay: 9.128 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.641 || Toplam Tıklanma: 51.937.485