ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 3391
Yazar: Ahmed Selim
BİR MÜSLÜMAN İÇİN EN ÜSTÜN DEĞER ÖLÇÜSÜ ALLAH'IN RIZÂSIDIR

Bir Müslüman için en üstün değer ölçüsü, Allâh'ın rızâsıdır. Cennet Allâh'ın rızâsına kavuşma mazhariyetini ifade ettiği için güzeldir. Allâh'ın rızâsı, her türlü meşrû ideali ihâta eden bir mefhumdur. Orada insan sevgisinin de, millet sevgisinin de, bütün gerçek (hâlis) tekâmül hedeflerinin de özü vardır.

Garaudy'nin bir kitabında Goethe'nin şu cümlesi var: “Er veya geç, akla uygun bir İslâm'ı kabul etmek zorunda kalacağız.” (Willemer'e 15 Haziran 1817 tarihinde yazdığı mektuptan... İslâm ve İnsanlığın Geleceği.)

Goethe'nin tercüme edilen mektuplarına baktım; o mektup atlanmış. Willemer'e yazdığı 19 ekim tarihli mektup var, o yok. Ben doğru olduğuna inanıyorum, bilhassa ihmâl edildiğine inanıyorum.

Tefekkürde kalb, akıldan önce gelir. Hemen itiraz edilmesin, açıklayalım... İnsanın yüreğinde hakikatseverlik duygusu varsa; bu duygu, nefsânî tasallutlardan kurtulmuşsa; akıl, doğruyu bulur. Doğrunun istikametini bulur... Oraya doğru akar... Çünkü fıtratın mihveri, istikamet üzeredir. Yanlış Düşünce'de nefsânî tasallutun bir şûbesi mutlaka devreye girmiştir. Öfkeye kapılmışsındır, reaksiyonu öne almışsındır, gururuna yenilmişsindir; bir menfîlik, kalbden gelen ışığını bir noktada fersizleştirmiştir. Yürürken kırk tane yanlışı göstermiş olsan; kırk birinciyi sen îcat edersin, o yanlışına da gömülüp kalırsın. Panteizm'ler, deizm'ler falan hep böyle doğdu. Nefsâniyetin bir perdesi iner ve tefekkür biter.

Kur‘ân-ı Kerim'de hem vâki hem müstakbel itirazlara cevaplar vardır. Birileri, “kalblerin mühürlü oluşu” mâzeretiyle ortaya çıkar. Kalbler nasıl mühürlü olma noktasına gelir? Nefsâniyet perdesi inince, hikmete açılmanın ön liyâkat şartı ortadan kalkınca; “mühür” gelir. Hak ve hakikat duygusu bir noktada kırılıp iflas edince, kalbin üzerine nefsâniyet göçüğü yığılır; “mühür”, o hâlin hem tecziyesi hem tescilidir. Lihikmetin öyledir. Âdetullah'ın, Sünnetullâh'ın mânevî muayyeniyeti; “kader-i İlâhî” hâlinde böyle tecellî eder. Küllî irâde, programladığı düzeni elbette ki korur. Her şey bir tecelliyât deryâsı hâlinde akar, hiçbir şey birbirine karışmaz.

NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)

Kelimeler:

mazhariyet: Nâil olma, erişilen, ulaşılan, içinde bulunulan iyi hâl.
ihâta: Kuşatma; hepsine hâkim ve vâkıf olma.
mefhum: Kavram.
panteizm: Yaratanla yaratılanı aynı şey sanan felsefe.
deizm: Allah'a inanıp, kainata müdahale etmediğine inanan; vahyi kabul etmeyen felsefî görüş.
vâki: Şu anda olan.
müstakbel: Gelecekte.
tecziye: Cezalandırma.
küllî irâde: Her şeyi kuşatan irâde; Allah'ın irâdesi.
tecelliyât: Görünüşler, belirişler; Allah'ın isim ve fiillerinin belirmesi, hissedilmesi; ilâhî kudretin meydana çıkması.


Yazar: Ahmed Selim
18-08-10
E mail: ethem92@mynet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR MÜSLÜMAN İÇİN EN ÜSTÜN DEĞER ÖLÇÜSÜ ALLAH'IN RIZÂSIDIR
Online Kişi: 32
Bu Gün: 63 || Bu Ay: 5.453 || Toplam Ziyaretçi: 2.213.926 || Toplam Tıklanma: 52.105.957