ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KADIN VE ÂİLE
Okunma Sayısı: 910
Yazar: Ahmet Doğan İlbey
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ PROJESİ” AİLEYİ BOZMA PROJESİDİR

“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ PROJESİ” AİLEYİ BOZMA PROJESİDİRAvrupa Birliği'nin sinsi projelerinden biri olan “İstanbul Sözleşmesi” nde yer alan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesi” cinsî kimlikleri yozlaştırmayı ve aile yapısını yok etmeyi gaye edinen Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Konseyi, Türkiye de dâhil, bütün ülkelere “aileye ilişkin hukuki düzenlemeler” konusunda tahakküm ediyor ve baskı yapıyor. Haber metninden anlaşılan şu ki, “Birleşmiş Milletler Kadın Birimi” nin 25 Haziran 2019'da yayınladığı “Değişen Dünyada Aile” başlıklı raporu, kadını aileden koparıp, evin dışına çıkarmayı teklif ediyor. İfadelerin zımnında teklif değil, dayatma var. Mütehakkim bir rapor bu.

Yıkıcı “İstanbul Sözleşmesi” iptal edilmeli

1.4. maddesi “LGBTİ Bireyler”i de savunan “İstanbul Sözleşmesi” yıkıcı ve utanç verici bir vesikadır. Haber metnine göre, BM'nin sözde raporunda, “Aile içi şiddetin şaşırtıcı derecede yaygınlaştığını gösteren istatistikler, kadınlar için en tehlikeli yerlerden birinin evleri olduğu…” ifadeleri, düşmanca bir iddia. “Rapor” un esas gayesi Müslüman milletlerin güçlü aile yapısını bozmak, kadını bir takım “hak-hukuk” oyunlarıyla “evin dışına çıkarmak” “sığınma evleri” ni adresi göstermek, basit bir uyuşmazlık da dahi erkeği evden uzaklaştırmak… Hâsılı, bu sözde rapor aileyi böl ve parçala ideolojisidir…

Medyada yazılıp çizilene göre Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen ve kamuoyunda “toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına” ve pilot olarak seçilen okullarda denenmeye çalışıldığı iddia edilen "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi" resmî ağız tarafından reddedilse de kamuoyu ve aileler ikna olmuş değil.

Bu yıkıcı projenin Türkiye'ye dayatılması yeni değil, eski tarihlere gidelim. Aşağıdaki haber, Müslüman Türkiye'de Atatürkçü Batılılaşma ve modernleşmenin, hâsılı Tanzimat'ın devam ettiğinin bir vesikasıdır:

Bu projenin başlatıldığı tarihten kısa bir hatırlatma yapalım. “Millî Eğitim Bakanlığı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul” eylem plânı hazırladı.162 okulu kapsayan plân anlatıldı. Cinsiyet eşitliğine yönelik toplumsal algının, öğrencilik yıllarından itibaren geliştirilmesi için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), pilot çalışmasını 162 okulda başlattığı ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul' projesini geliştiriyor. Bakanlık proje kapsamında, MEB'e bağlı okullarda uygulanacak eylem planları hazırlıyor.” (29 Aralık 2018 tarihli gazeteler)

Müslüman aile yapısına aykırıdır

Bu şenî projeyi uygulamaya koymaya başlıyor yahut başlamışsa çok fenâ! İktidar kendi ayağına kurşun sıkıyor. Muhafazakâr kitle bu uygulamayı affetmez. Güya cinsler arası hak-hukuk ve eşitlik eğitimi adı altında çocuklarımızı edep ve cinsiyet algısını yozlaştıracak, uyuşturucudan daha tehlikeli bu proje Avrupa ülkelerinde de önce yavaş, sonra genişleterek yaygınlaştırılan bir yozlaştırma projesidir. Bu projenin tatbikinden sonra Avrupa'nın rezil ve insanlık dışı hâli ortada…

Batı'da aile bitmiştir. Çocuk ve gençler, kanserden daha tehlikeli bu projenin uygulanmasıyla hâşâ huzurdan kız erkek cinsiyeti kalmamış, üçüncü bir cinsiyet tercih edenler çığ gibi büyüyor. Daha kötüsü, hâşâ huzurdan Lbgt gibi Lut kavmi benzeri topluluklar zuhur etmeye başladı.

Milli Eğitim Bakanının "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Etkinlik Kitabı hazırlandı. Kitap kapsamında 9. ve 10. sınıf seviyesinde derslerde ünitelere uygun, etkinlikler yaptık. Uzmanlar tarafından hazırlanan taslak etkinliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla branş ve rehberlik öğretmenlerinin katılımıyla bir çalıştay gerçekleştirildi" ifadeleri açık ve vazıh değil, şüpheler zail olmamıştır.

Aile Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığınca kamuoyu önünde, Müslüman Türk milletinin yapısına, dinine, örfüne ve aile anlayışına aykırı olan bu projenin asla ve kat'a uygulanması söz konusu değildir, diyerek yüksek sesle açıklama yapılması elzemdir.

Ne demek "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul"? Avrupa Birliği anlaşma mevzuatlarında var, diye bu projeyi almak gaflet ve dalâlettir ve Müslüman millete hıyanettir. Baldıran zehirinden daha tehlikeli alçak ve şenî mevzuat ne diyor:

“Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenen ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi' (ETCEP) kendisini, ‘Temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavram'ının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlar. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefler."

Beklenen tehlike: Feminizm Lbgt ve cinsiyetsiz gençlik

Hülâsa ifadeyle, mevzuat “Eğitim sisteminin tüm bileşenlerine cinsiyet eşitliği bakış açısı yerleştirmeyi hedefliyor” muş. Alçaklık bu! Müslüman Türk çocuklarını iki dönem sonra Avrupa'nın zihni bozuk, nesebi bozuk, ana baba bilmeyen, edeb hayâ bilmeyen gençlerine dönüştürecek bir uygulama…

Her bakımdan olduğu gibi cinsiyette de eşitlik olmaz. Müslümanca yaratılış gayesine uygun bir eşitlik anlayışı dinimizde vardır. Maalesef bir kısım sözde İslâmcı-muhafazakâr geçinen ve iktidar yanlısı medyada yazan hanım yazarlar tarafından da desteklenen Feminizm hareketi bu alçakça projenin ilk versiyonu. Feminizm “Cinsiyet eşitliği eğitimi” gibi “Avrupa Birliği mevzuat ve müktesebâtına uyum mecburiyeti” nin sonunda bu ülkeye sokuldu. İktidar mensupları feminizm ve benzeri bir yığın sözleşme ve projelerin hayata sokulmasına engel olamamıştır.

Bir yazarın ifadesiyle “Yeni model ideal kadın, çokça erkeksi özellikler yüklenen, sert bir kadın. İş hayatına teşvik edilerek başarı hedefleriyle güdülenen, annelikten koparılan, iş gücü başarılarıyla övülüp ön plâna çıkarılarak kariyer yaptırılmaya teşvik edilen, çalışan, para kazanan, pantolon ve ceket giyen, kısa saçlı, sert yüz hatlarına sahip, rekabet gereği acımasız olabilen, argo konuşan, evin dışında dilediğini dilediği zaman yapan sözüm ona güçlü kadın, özgür kadın! Bu yeni ideal erkek ve kadın tiplerinin, toplum tarafından kabulü ve yaygınlaşması için de, televizyon dizileri, reklâm filmleri, klipler, bakım ürünleri ve giyim markalarının katalogları, gençlik dergileri ve şehirlerin en kalabalık alanlarındaki reklâm panoları ile çeşitli organizasyonlar kullanılıyor.”

Bize ne Avrupa Birliği projelerinden!

“Cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi” projesi Hiroşima'ya atılan atom bombasından fazla zarar verir bu ülkenin çocuklarına ve gençlerine… Ve tedavisi zihinlerden çıkmayacak kadar zor.

"Toplumda cinsiyet eşitliğini sağlama” projesi uygulamaya sokulduğunda bir kuşak sonra, modern-kapitalist hayatın durdurulamayan telkinleriyle yozlaşmış kadın ve erkek tipi çoğalacaktır. Erkeğe benzeyen kadınlar ve genç kızlar, kadına benzeyen erkek ve gençler Müslüman Türkiye'nin sokaklarını, çarşılarını, okullarını, üniversitelerini doldurursa -ki dolduruyor- nasıl baş edilecek?

Bu denî ve şenî, yâni ahlâksızlığı ve cinsiyet yozlaşmasını hızlandıracak proje derhal kaldırılmalı. “Böyle bir projenin bu ülkede asla ve kat'a uygulanması söz konusu değildir” şeklinde kamuoyuna açıklama yapılmalı.

Karma eğitime son verilmeli

Çâre ve çözüm şu: Ecnebiler dahi itiraf etmişlerdir ki karma eğitimin eğitim ve öğretim ruhuna aykırı ve zihni birliği bozan ve dağıtan bir sistem. Dünyanın hiçbir ülkesinde karma eğitimin faydalı olduğunu söyleyen yok. Ne var ki, uygulayanların ipi AB Birliği ve Amerika'nın elinde…

Karma eğitime son verilmeli, kız ve erkek ayrı eğitim modeli uygulamaya sokulmalı. Yol, su, elektrik, seçimler… Başka şey yok mu gündemde? Kültür ve medeniyet değerlerimiz, aile ve çocuklar, gençler ve okullar yok mu?

Okullara sokulan bu proje ile “Cinsiyet devrimi” mi düşünülüyor? Tv programlarında, dizilerde ve filmlerde yer alan erkeksi kadınlar ve kadınsı erkekler bu projenin ürünü değil midir? Okullu çocuklar da yarın böyle olacaklar!

Hayatımıza bir yabancı, bir düşman gibi sokulan bu rezil ve yoz manzaralara kim dur diyecek? Bu şenî projenin Müslüman Türkiye'de asla uygulanamayacağını, uygulanmasının mümkün olmadığını birinci elden duymak istiyor millet.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Doğan İlbey
08-08-19
E mail: yenisoz.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ PROJESİ” AİLEYİ BOZMA PROJESİDİR
Online Kişi: 16
Bu Gün: 315 || Bu Ay: 8.851 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.073 || Toplam Tıklanma: 52.157.708