ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 462
Yazar: Yusuf Kaplan
Türkiye’de darbeler milleti durdurmak, ruhunu yok etmek için yapılır...

Türkiye’de darbeler milleti durdurmak, ruhunu yok etmek için yapılır...Önce şu: Türkiye’de siviller olmasa, askerler darbe yapamaz. Başka bir ifadeyle, darbeyi askerler yapar ama siviller yaptırır.

İkincisi ve daha da önemlisi, darbeye destek veren siviller, bu milletin has çocukları değildir; bu ülkeyi emperyalistlere dekor yapan, zihnen ve ruhen bu milletle bağları olmayan, dışarıya bağlı, bağımlı tiplerdir.

LAİKLİK ADINA DARBE YAPMAK NE DEMEK?

Söylemek bile gereksiz: Darbeler, yargısız infazlardır!

Menderes, yargısız infaz edildi! Düzmece yargı, tiyatro oyunu oynadı: İdam kararı verilmişti zaten: Sadece tiyatro olsun istendi.

Tiyatro, işin en ciddî yanıydı aslında: Sivilleri, sivil siyasetçileri korkutmak, eğer sisteme boyun eğmezseniz, boynunuz böyle gider, diyerek tehdit etmek!

Sistem ne peki? Küresel sistem ve içerde onun uydusu laikçi sistem: Değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek kadar kutsanan, dünyada sadece Türkiye’de millete hakaret edercesine kutsanan, korunan bir sistem! Bu toplumun boynuna geçirilmiş pranga!

Darbelerin gerekçeleri laik sistemi koruma altına almaktır, o yüzden!

İnsanı çıldırtan nokta şu: Laiklik, irtica heyûlası üretilerek İslâmî kimliğini ve duyarlıklarını tahrip etti bu toplumun. İslâmî kimlik ve duyarlıklar bastırılınca etnik kimlik öne çıktı, Türkiye parçalanmanın eşiğine gelip dayandı bugün! Hedef bu muydu yoksa? Türkiye’deki laiklik uygulaması, bölücü, ülkenin altını oyucu bir işlev görüyor İslâmî kimliği bastırmak ve etnik kimliği kaşımakla!

Laiklik prangasını milletin boynuna geçirenlerin her fırsatta darbeye başvurmaları, “laik rejimi korumak için darbe yapıyoruz” demeleri, toplumu aptal yerine koymaları demektir.

Darbelerle, gerçekler maskelenir. Gerçekler değil maskeler hükmeder. Maskeler açığa çıkmaya başladığı zaman darbe yapılır.

Darbeler, zaten bulanık olan gerçekleri maskeler. Darbe üstüne darbe yapılan yerde, ülkenin istiklalinden söz edilemez; istikbalinin ne olacağı da kolay kolay kestirilemez!

REFORMLAR VE DARBELER TARİHİ

Türkiye’nin iki asırlık modernleşme tarihi, reformlar ve darbeler tarihidir. Reformlar, sivil darbedir. Darbelerse, tepeden dayatılan askerî reformlar.

Türkiye’de reformlar, düşen ülkeyi ayağa kaldırma girişimi gibi görünür ama ayağından vurur aslında: Ayağa kalkmak isteyen ülkeyi süründürür, süründüre süründüre öldürür.

Osmanlı tam da böyle tarihe gömüldü: Tanzimat’la ağaya kalkmak istedi devlet ama ayağından vuruldu her defasında ve sürünmeye mahkûm edildi böyle böyle ölünceye kadar...

Cumhuriyet döneminde darbeler tiyatro olarak başladı: İlk darbe, çok acımasızdı, kanlı oldu; milletin adamları darağacında sallandırıldı; böylelikle hem millete hem de adamlarına “ayağınızı denk almazsanız hâliniz böyle olur” dendi!

Sonra darbe gelenek hâline geldi; on yılda bir darbe olacak diye kuruldu saat; saat gibi işledi darbe takvimi bugüne kadar zaman zaman ileri geri gidip gelse de!

Niçin darbe darbe üstüne, diken üstünde bu ülke, evet niçin böyle?

Şundan emin olalım artık: Ülke bu ülkenin hâs çocuklarının elinde olmadığı için. Daha da vahimi, başına ne geldiğini bilmeyecek kadar celladına âşık edildiği, mankurtlaştırıldığı için...

Millet tam kendine gelip toparlanarak ayağa kalkacakken pattadanak indi kafasına Demokles’in kılıcı!

Tam millet, başına ne geldiğini hatırlamaya, sonra da toplanmaya başladığı zaman, kafasına vurdular, bayılttılar, ayılmasın diye!

Darbe yapanlar milletin adamları değildi hiç bir zaman; “ordu, millet adına idareye el koydu!” gibi millete bu kez de zihnen darbe yapan generaller küresel sistemin lordlarının adamlarıydılar hep; o yüzden “NATO’ya, CENTO’ya bağlıyız” diye bitiriyorlardı sahibinin sesi gibi yaptıkları darbe konuşmalarını!

MİLLETİ DURDURMAK...

Son haftalarda darbe söylemleri, tehditleri, imaları ayyuka çıktı ülkede!

27 Mayıs darbesiyle bu milletin genleriyle oynandı, sosyal dokusu ve duygu yapıları yerle bir edildi.

Tavandan ve tabandan mankurtlaştırma projesi uygulandı adım adım: Darbeleri “meşrûlaştıran” Millî Güvenlik Konseyi (MGK) tavandan hükümetleri kontrol altına aldı? Kim adına? Milletin ordusu millet adına mı yaptı bunu? Yoksa her darbede utanmadan, kölecesine tekrarladıkları gibi NATO adına mı?

Tabandan da yabancı ideolojilerin kölesi olacak mankurtlaşmış bir gençlik icat edilmeye çalışıldı: Müslüman olmasın da ne olursa olsun, denildi adeta!

Abdülhamid’i milletin gözünün içine baka baka yaşarken öldürdüler; Menderes’i milletin gözünün içine soka soka idam sehpasına gönderdiler!

Özal’ı da, Muhsin Yazıcıoğlu’nu da gözümüzün önünde katlettiler! Erbakan’la Abdülhamid’in kader çizgileri ölümlerinde de kesişti: İkisi de yaşarken ademe mahkûm edildi!

Darbeler tarihi sona ermiş değil. Değil; çünkü hem millet başına ne geldiğini öğrenebilmiş değil hem de ülkede ipleri eline alabilmiş değil!

Millet sahipsiz!

O yüzden darbe üstüne darbe yiyor!

O yüzden milletin adamları teker teker temizleniyor!

Latin Amerika ülkelerinde yaşanan darbelerle Türkiye’de yaşanan darbeleri karşılaştırmak, ne olup bittiğini anlayamamak demek: Başka ülkelerde darbeler, o ülkelerin kaynaklarını sömürmek için yapılır; Türkiye’deyse milleti durdurmak, ruhunu yok etmek, kendine gelerek yeniden büyük tarihî yürüyüşe soyunmasını önlemek için!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Kaplan
31-05-20
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Türkiye’de darbeler milleti durdurmak, ruhunu yok etmek için yapılır...
Online Kişi: 27
Bu Gün: 583 || Bu Ay: 5.973 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.831 || Toplam Tıklanma: 52.114.590