ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 417
Yazar: D. Mehmet Doğan
ATATÜRK DİYENLER-DEMEYENLER

ATATÜRK DİYENLER-DEMEYENLERKim derdi ki, bir gün gelecek 'Atatürk' ismi mesele olacak? Atatürk hem de CHP için 'problem' oldu!

İstanbul il başkanı, anlaşıldığı kadarıyla bu ismi kullanmayı uygun bulmuyor. Bu, eğer partinin bir geleneği varsa, kabul edilebilir bir şey değildir.

Peki neden Atatürk yerine Gazi Mustafa Kemal tercih ediliyor?

İktidar hesabı yapan CHP adına matematikle uğraşan bir zihin çeşitli sebeplerle böyle düşünebilir. CHP’nin oyları yüzde otuzlardadır, 1950’den itibaren bu büyük bir değişiklik göstermemiştir. Ecevit, bu yüzdeyi 1970’lerde bir defa aşma becerisi göstermiştir. “Ortanın solu” sloganıyla sol oyları merkezileştirmiş, tek başına iktidara yaklaşmıştır. Ecevit bunu yaparken “Gardrop Atatürkçü”lerini eleştirmekten de geri kalmamıştır. Dikkatli bir akıl, Atatürk’ü veya atatürkçülüğü eleştirmeden CHP’nin bir oy sıçraması yapamayacağını kavrayabilir.

Atatürk esasen bir isim değil, bir ünvandır. 1930’lu yıllarda batıda hayli örneği vardır: Führer, Duçe, Kaudillo (önder, lider) vs. Mustafa Kemal Paşa, halaskâr, müncî, kurtarıcı, mürşit, önder gibi sıfatlarla anılmış, fakat bunlar kesmemiştir. Sonunda, soyadı kanunu dolayısıyla okkalı bir soyadı olarak Atatürk bulunmuştur. “Atatürk” bulunduğunda, Mustafa isminden (peygamberimizin adı olduğundan) tamamen vazgeçilmiş, Kemal de “Kamal” yapılarak güya türkçeleştirilmiştir. TBMM’nin Sakarya zaferinden sonra verdiği Gazi ünvanı ise, tamamen unutturulmuştur.

Bu dönemle ilgili tutumlar, zamanla unutulmuş, eski ünvan ve isimlere de dönüş yapılmıştır.

Dikkatli bir göz, Mustafa Kemal ile Atatürk’ü yapıp ettiklerine bakarak iki ayrı şahsiyet olarak görebilir. Dini, Allah’ı, Peygamber’i, halifeyi dilinden düşürmeyen, anayasanın Kur’an’daki nusus (naslar) demek olduğunu söyliyen Mustafa Kemal Paşa, bir geçiş devresinden sonra Atatürk olurken, bunları geri plana atmakla kalmamış, irtibatını tamamen koparmış, hatta muarız bir tavır takınmıştır.

CHP İstanbul il başkanının böyle iki kişilik zıtlaşması üzerinden konuştuğunu tahmin etmiyoruz (bu derinlikli bir düşünce gerektirir) onun pratik bazı sonuçları gözeterek bir noktaya geldiğini düşünüyoruz.

Atatürk, yakın zamanda ittifak yapılacak, oyu alınacak, bir etnik grubun siyasi temsilini üstlenenlerin pek hoşnud olduğu bir isimlendirme değildir. Bu isim üzerinden konuşarak etnik hissiyatı kaşımaktansa, daha munis bir adlandırmayı tercih etmek çok da yabana atılır bir tutum değildir.

Tabiî, İstanbul il başkanının tercihi üzerinden Atatürk maskeli bir iç hesaplaşma da beklenebilir. Önümüzdeki günlerde tartışmanın seyri daha açık bazı sonuçlar ortaya koyacaktır!

Şunu şimdiden söyleyebiliriz: CHP Atatürk/çülük takıntısından kurtulmadan 21. Yüzyıla hitabeden etkili bir mesaj veremez!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: D. Mehmet Doğan
15-09-20
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ATATÜRK DİYENLER-DEMEYENLER
Online Kişi: 18
Bu Gün: 483 || Bu Ay: 6.473 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.760 || Toplam Tıklanma: 52.121.333