ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 528
Yazar: Hüseyin Yağmur
POSTMODERN BİR BİAT CEMAATİ OLARAK KEMALİZM

Batıda Tarih Felsefesinin kurucusu sayılan İbn-i Haldun (1332-1406) “Aradan bin yıl geçse bile sosyal olaylar iki su damlasının birbirine benzemesi gibi benzeşir” tespitinde bulunur.

Cemaat yapılanmaları ve sosyal olaylar, toplumlarınn sosyolojik değişim ve dönüşümünün benzeşen paradigmalarıdır. Gerek kendi ülkemizde ve gerekse başka ülkelerde ortaya çıkan cemaat yapılanmaları o toplumun sosyolojik birer yansımasıdır.

Bu anlamda analiz edildiğinde ülkemizde de son 150 yıl boyunca yeni bir sosyolojik cemaat yapısının ortaya çıktığı bir vakıadır. Toplumsal gelişmeler ve dinamik, ruhani olanı reddeden, Pozitivizme inanan yeni bir cemaatin doğumuna şahitlik etmiştir.

Dönemin Sadrazamı Mustafa Reşit Paşaya bir mektup yazarak “Kuran'ı bırakın. Onun yerine insanın aklını ve doğrularını koyun!” diyen Ogüst Kont'un bu arzusu bu topraklardaki sahiplerini bulmuştur.

Nihayetinde ülkemizde; itikaden; seküler laik hayat tarzına iman eden, ameli olarak; namaz oruç gibi dini reflekslerden uzak kalan, içki tüketmeyi hayat tarzı edinmiş, kadın-erkek konusundaki mahremiyet konusundan hoşlanmayan, aksine her mekan ve ortamda kadın erkek birlikteliğini bir yaşam biçimi haline getirmiş, kendi dünyevi kutsalından başka hiçbir kutsala değer vermeyen epistemik bir cemaat oluştu.

Bu epistemik cemaatin önemli kurmaylarından biri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti kurmasının ardından bu sosyolojik cemaat oluşumu, tencere kapak uyumu çinde birbiriyle ‘Kemalizm' adı altında bütünleşti. Bu tarihi buluşma ve bütünleşmeden dolayı bu cemaate özetle ‘Kemalistler' demek mümkündür.

Dikkatlice bakıldığında; insan tabiatındaki zaaflarında iki su damlası gibi birbirine benzeştiği görülür. Bir Emevi Halifesinde olan kibri bin yıl sonra bir demokratik ülkenin kralında da görmek bizi şaşırtmaz.

Her ne kadar laik seküler cemaatler pozitivist balayı günlerinde dini olan her şeye karşı çıksalar da bir süre sonra kendi cemaatlerinin dinini ve kurallarını ortaya koymuşlardır.

Bu anlamda; Cumhuriyetin ilk yıllarında tek tanrıya karşı çıkan Kemalizm cemaatinin Ankara'nın girişindeki Sıhhiye Meydanı'na çok tanrılı pagan dininin kutsalı olan boğaların heykelini dikmesi trajik bir anakronizmdir.

Kemalistler daha sonra kendi cemaat ve dinlerinin skolastik kurallarını ve ritüellerini oluşturmuşlar, bu kurallara bağlılık konusunda karşı çıktıkları bütün değer ve yapılanmalardan daha ileri gitmişlerdir.

Dine ve dini değerlere karşı çıkmışlar, çok tanrılı pagan dininin kutsalı ile pozitivizmi karıştırarak ortaya yeni bir din koymuşlardır.

Saltanata karşı çıkmışlar, yeni bir saltanat kurmuşlardır.

Padişaha ve halifeye yapılan biate karşı çıkmışlar, kendileri başa geçince lidere itaat ve biatı kanunla müeseseleştirmişlerdir.

Padişahlık döneminde bile Osmanlı Devletinde bir partinin genel başkanı değişebilirken Kemalist cemaatin partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlarını değiştirmek neredeyse mümkün değildir. (Merak edenler CHP Genel başkanlarının görev süresine bakabilirler. Kliental bir yapı arzeden Kemalist cemaatte, lider değişiminde süre en az 10 yıldır)

Demokrasi ve insan hakları şampiyonluğu yaptıkları halde kendileri iktidara gelince bu kavramları mumla aranır hale getirmişlerdir.

“Türbelere karşıyız” deyip türbeleri kapatmışlar ve Türkiye'nin en büyük türbesi olan Anıtkabir'i yapmışlardır. “Türbeden bir şey talep edilmez” dedikleri halde Anıtkabir'i her türlü dünyevi ve uhrevi taleplerinin başvuru mercii haline getirmişlerdir.

Dini hayatta kadına verilen mahremiyete karşı savaş açmışlar,Komşumdan çocuğum oldu” diye ilanı ‘veledi zina' eden kadın tipolojsi üretmişlerdir.

4 evliliğe karşı bayrak açarken 14 kadınlı hayat tarzları kurmuşlar, eşlerini aldattıkları kadınların heykellerini şehir meydanlarına dikmişlerdir.

Çağlar boyunca lanetlenmiş cinsel sapıklığın hamisi olmuşlar, müesseselerinde büro ve temsilciliklerini açmışlardır.

“Ehliyet ve liyakate dikkat edilmiyor” demişler, kendileri ülkeyi ‘nepotizm krallığı' haline getirmişlerdir.

“Her türlü imtiyaza karşıyız” demişler, Devlette, bürokraside, barolarda, esnaf ve sanayi odalarında krallık ve ağalık benzeri akla gelmedik feodal imtiyazların sahibi olmuşlardır.

Özetle; dini toplumdaki reddettikleri bütün adet gelenek ve görenekler, Kemalizm Cemaatinin yeni dininin kuralları, adetleri ve kutsalları haline gelmiştir.

Okuyucularımız bilmektedirler ki yıllarca yazdığımız bütün kanaat ve tesbitler; bilgi, belge ve vesikalara dayanmaktadır. Şimdi yaklaşık yüzyıldır iktidarda başkaları gözükse de her daim iktidarda olan bu postmodern biat cemaat yapısıyla ilgili bilgileri sizlerle paylaşalım.

1) ‘Padişahlık' Saltanatından ‘Şeflik' Saltanatına Geçilmesi

Yukarıda “Saltanata karşı çıkmışlar, yeni bir saltanat kurmuşlardır.” Demiştik. Bu postmodern biat cemaati ülkemizdeki padişahlık şeklindeki saltanatı kaldırıp ‘şeflik' şeklinde yeni bir saltanat kurmuşlardır.

Faruk Mangırcı'nın tesbitine göre;1924'de değiştirilen Anayasa gereği her dört yılda bir yapılan seçimlerle birlikte 1927, 1931 ve 1935'de de tek aday olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girildi. Mustafa Kemal, 1927'de Meclis'teki 335 üyeden 288'inin, 1931'de 351 üyeden 289'unun ve 1935'de de 444 üyeden 386'sının oyunu alabildi (Mangırcı,1999:35).Ulus Gazetesi'nin 2 Mart 1935 tarihli haberine göre; Kamal Atatürk, Cumurluk Başkanı seçilmişti.

Ardından Cumhuriyet Halk Partisi de artık bir devlet mekanizması gibi çalışmaya başlamıştı. Devlet işlerinin hepsi önce ilgili ve yetkili parti organlarında görüşülüp karara bağlanıyor, ondan sonra Meclise ya da Hükümete getiriliyordu.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hüseyin Yağmur
27-11-20
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 1
Yolcu
İşte Kemalizm
Tarih : 28-11-20

Çok güzel. Gayet sarih bir şekilde kamalizm açıklanmış. Gönlünüze,zihninize, elinize velhasıl her güzel hâlinize sağlık ve afiyet dileklerimle muhabbetlerimi iletirim.

 
POSTMODERN BİR BİAT CEMAATİ OLARAK KEMALİZM
Online Kişi: 14
Bu Gün: 374 || Bu Ay: 8.978 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.423 || Toplam Tıklanma: 51.933.306