ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 449
Yazar: Efdal Okçu
MIZRAKLI İLMİHÂL GELENEĞİ NEDİR?

MIZRAKLI İLMİHÂL GELENEĞİ NEDİR?Osmanlı’da “İlmihâl” adının kullanıldığı ilk eser olan Mızraklı İlmihâl, Osmanlı toplumunda en çok okunan ve ezberlenen eserler arasında yer almıştır. Mekteplerde, camilerde, evlerde, köy odalarında yaygın bir biçimde tedris edilen ve halkın din anlayışını şekillendiren bu esere; modernleşme döneminde aydınlar tarafından ağır eleştiriler yöneltilmiştir.

Mızraklı İlmihâl hakkında

16. yüzyıldan sonra yazıldığı tahmin edilen Mızraklı İlmihâl, ‘Miftâhu’l-Cenne’ adıyla da bilinmektedir. Anonim bir eser mahiyetindedir. “Mızraklı” isminin kaynağı bilinmemekle birlikte, kapağındaki sancak-mızrak şekilleri ile veya bilinen tek yazma nüshasındaki “Mızraklı Efendi” ifadesi ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Akâid, ibadet ve ahlâka dair konular Mızraklı İlmihâl’de sade bir dil ve kısa cümlelerle anlatılmıştır. Özendirici üslubuyla da etkisi asırlar boyu süren bir inanç esasları öğretisi hâline gelmiştir.

İsmail Kara, hâlen Osmanlıca baskıları devam eden Mızraklı İlmihâl’i hazırlarken, Matbaa-yı Osmaniye (İstanbul) 1306 tarihli baskıyı esas almıştır. Mümkün mertebe orijinal dil ve ifade biçimine dokunmamış, bazı kelime ve terkiplerin karşılıklarını parantez içinde vermiş, gerekli yerleri dipnotlarla açıklamıştır. Osmanlıca metni de kitapta sunarak istifadeye son derece hazır bir eser ortaya koymuştur.

Mızraklı İlmihâl neden önemli?

Mızraklı İlmihâl’de, geleneğimizdeki dinî bilgi ve tasavvurların kaynaklarını görürüz. Bu eser öncelikle; doğru din, insan ve dünya telakkisini çok sade bir şekilde halka sunduğu için kıymetlidir.

İnanç esaslarını anlatış tarzı, aklî ve naklî delilleri de aktarması yönüyle Vehhâbîlik akımına veya Deizm düşüncesine karşı aşı etkisi göstermiş, halkın sahih din anlayışını şekillendirmiştir.

Mızraklı İlmihâl, II. Abdülhamid döneminde Anadolu ve Balkanlarda köylere dağıtılmıştır. Çok geniş bir coğrafyayı mayalayan, şekillendiren bu eserin Anadolu’daki etkisi de Balkan ülkelerindeki canlılığı da hâlen görülmektedir.

Mızraklı İlmihâl’in bir ayırt edici özelliği de ahlâkî değerlere de genişçe yer vermesidir. Müjdeleyici ve uyarıcı anlatılar, ibadetlerin faziletleri ve faydaları Mızraklı İlmihâl’de tasnifli anlatımla akılda kalıcı bir şekilde öğretilmektedir.

Mızraklı İlmihâl’de konular, modern kitaplarda olduğu gibi sistematik tarzda sunulmamıştır. Bir konuyu tamamen bitirip diğer konuya geçme usulü değil, konunun konuyu açması veya çağrıştırması ile iç içe, zincirleme bir anlatım tercih edilmiştir.

İsmet Özel’in; “Bu millete bir tek şey lazım: Mızraklı İlmihâl okumak!” dediği söylenegelir. İsmail Kara’nın, İsmet Özel ile Müslüman okur-yazarların eski kültürel değerlere, kitaplara, kişilere karşı kayıtsız ve tenkitçi bir tavır takınmaları konularında konuşmaları neticesinde Mızraklı İlmihâl’i yayına hazırlamaya karar verdiğini söylemesi ve bu neşrin ilk baskısının da İsmet Özel’in kurup yönettiği Çıdam Yayınları tarafından (1989) basılması da bu rivayeti doğrular niteliktedir.

“Mızraklı İlmihâl’den ne istiyorlardı?”

İsmail Kara, Şeyhefendinin Rüyasındaki Türkiye kitabındaki “Mızraklı İlmihâl’den Ne İstiyorlardı?” isimli yazısında Mızraklı İlmihâl’e karşı olan aşağıdaki üç isimden örnekler verir:

*Auguste Comte’un Pozitivizmini Türkiye’ye taşıyan ve İttihat ve Terakki’nin önde gelen kurucularından Ahmed Rızâ, Mızraklı İlmihâl’in gördüğü ilgiye lanet okumuştur.

*Nazım Hikmet Ran, Vatan Haini şiirinde “vatan, mızraklı ilmihâlse… / ben vatan hainiyim.” ve Çocuklarımıza Nasihat şiirinde “kurşun kaleminle yık / Mızraklı İlmihal’in / yeşil sarıklı iskeletini…” mısraları ile Mızraklı İlmihâl’e karşıtlığını belli etmiştir.

*Gazeteci ve edebiyat eleştirmeni Hüseyin Cahit Yalçın da siyasî muhaliflerini kötülemek maksadıyla Mızraklı İlmihâl’den dem vurmuştur.

Tüm bu karşı çıkışlar, Mızraklı İlmihâl’in gerek muhtevası gerek de mantığı ile toplumu ne kadar etkilediğini ispat eder niteliktedir. Ayrıca bu tepkilerin fazlalığı, çokça olumsuzlanan Mızraklı’nın halk nezdindeki itibarını da göstermektedir.

Mızraklı İlmihâl’de neler anlatılıyor?

Mızraklı İlmihâl; namaz, oruç, abdest konularıyla başlar. Diğer ilmihâllerden farklı olarak cennet nimetleri, yoksulluğun sebepleri, cenaze namazı kılınmayacak kişiler, Ehl-i Sünnet olmanın on alameti, yemekten önce besmele okumanın ve okumamanın faydaları ve zararları gibi bölümlerle devam eder.

Allah’ın sıfatlarına aklî ve naklî deliller, imanın baki kalıp çıkmamama sebepleri, imansız gitme sebepleri, zikir türleri ve faydaları, evliyanın kerametinin hak oluşu gibi ince/hassas konulara da yer verilir.

Peygamberimiz’in (sas.) kendine mahsus sıfatları, misvak tutmanın, yemekten önce ve sonra el yıkamanın faydaları, sıcak yemek yemenin zararları, güzel huylar, büyük günahlar, küfre sebep olan söz, inanç ve davranışlar; terğib ve terhib için sayılır ve sıralanır.

Abdest duaları, evlilik, ölüm ve ölüm şekilleri, insanların dünyadaki durumlarına göre ölüm şekilleri, meleklerin muamelesi ve meyyitin hissettikleri gibi konular da Mızraklı İlmihâl’in dikkat çekici konularındandır.

Belirtmek gerekir ki Mızraklı İlmihâl’in tamamında rivayetlerin sıhhati aranmaz. Dolayısıyla eserde, dinin esaslarına aykırı olmayan fakat doğruluğu kesinleşmemiş ifadelere de zaman zaman rastlanabilmektedir.

Mızraklı İlmihâl’den bazı alıntılar

Namaz kılarken nasıl tefekkür edilmelidir?

“Ezan-ı Muhammedî okundukta İsrafil aleyhi's-selam Sûr'u üfüreyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin kamet edip cemaat saf saf olurken bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sair peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı şerifeyi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde kabir, ayağım altında Sırat, acaba benim sualim asan olur mu, ettiğim ibadet ahirette başıma tac ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu, yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu deyü tefekkür etmek gerek.”

Sabah namazına erken uyanayım dersen Kevser sûresini oku.

“Bir adam sabah namazına erken uyanayım derse, yatacak vakit ‘İnnâ a’taynâke’ sûresini okusa sonra ‘Ya Rabbi beni sabah namazına vaktiyle uyandır’ dese biiznillâhi taâlâ ol adam sabah namazına vaktiyle uyanır.”

Lezzeti, doymayı ve kanmayı Allah’tan bilmek yemek yemenin farzlarındandır.

Taam yemenin farzı altıdır:

1.Aç olmayacak kadar yemek,

2.Ol taamı yedikte ağzına lezzet gelmesini Allahu azimü’ş-şan’dan bilmek,

3.Yediği zaman doymayı ve içtiği zaman kanmayı Allahu azimü’ş-şan’dan bilmek,

4.Helâlinden yemek,

5.Ol taamın kuvveti geçinceye dek Allah Taâlâ’ya kulluk etmek,

6.Kanaat etmek.

Sonuç olarak İsmail Kara’nın ifadesiyle: “Bugüne kadar okumadıysanız ilmihâl bilgilerinizi bir de Mızraklı’dan okuyun.”

Mızraklı İlmihâl, Hazırlayan: İsmail KARA, Dergâh Yayınları, 10. Baskı, İstanbul, 2020.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Efdal Okçu
23-02-21
E mail: dunyabizim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MIZRAKLI İLMİHÂL GELENEĞİ NEDİR?
Online Kişi: 19
Bu Gün: 581 || Bu Ay: 9.804 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.621 || Toplam Tıklanma: 51.946.334