ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 114
Yazar: Hüseyin Akın
Türkçe Barajı ve Edebiyat Hocasının Takdiri Üzerine

EVLİLİĞE VEDA PARTİSİMillî Eğitim Bakanlığı okullarda Türkçeyi doğru kullanıp düzgün konuşmaya yönelik önemli bir karara imza attı. Bu kararla Türkçe baraj ders olacak ve 70 puan altında alan öğrenciler takdir ya da teşekkür alamayacaklar. İlk zamanlar bu karar, “Sınıf geçemeyecek” şeklinde anlaşılmış ve daha çok ilgi görmüştü. Bu tür yaptırımlar Türkçeyi düzgün kullanıp konuşmakta işe yarar mı? Belki bunu zaman gösterecektir, fakat benim bu konuda hâlâ çekincelerim var. Şöyle ki:

* Anadil ağızda, dilde ve damakta bir söyleme neşvesi uyandırmalıdır. Söylenen şeyle söyleyen dil et kemik misali birbirine yaslanmalıdır. Zira zora koşulan dilin neşvesi yoktur.

* Anadili sadece günlük hayatta kullanabilmek yeterli değildir, aynı zamanda onunla bilgi üretmek, bilim yapmak, sanat icra edebilmek, felsefi tecessüs oluşturmak da gerekir.

* Çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşadığı bu cennet vatanda İngilizce, Almanca, Fransızca değil, Türkçe baskın ve hâkim dil olması, olabilmesi gerekir. Yabancı dil öğrenmenin ve bilmenin hâlâ tercih sebebi olduğu bir memlekette Türkçeyi hâkim dil kılmak kolay olmasa gerektir.

* Yüksek lisans ve doktora sınavlarında, işe alım şartnamelerinde, “Anadili düzgün kullanma ve konuşma yeterliliği” neden olmaz?

* İnternet ve sosyal medya dili Türkçenin bırakınız doğru ve özenli kullanılmasını olağan kullanımını bile sekteye uğratmaktadır. Dil jandarmalığı değil ama dil disiplini oluşturmaya ihtiyaç vardır.

* Gençlerin kelime dağarcıklarının ancak okuyarak, dinleyerek ve konuşarak zenginleşeceği gerçeğinden hareketle okullarımızda çok yönlü kültür hamlesi başlatılmalıdır.

* Test tekniğinden vazgeçilmeli, açık uçlu sınav tarzına geri dönülmelidir. Hayat bizi sınarken test yapmıyor açık uçlu sorular soruyor. Eğitim hayatla uyumlu yürümelidir.

* Kompozisyon dersleri geri gelmeli, öğrencilere yazı yazma becerisi kazandırılmalıdır. Gerçek anlamda anadili doğru kullanma sahasının yazı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü yazmak içerisinde düşünmeyi ve konuşmayı da barındıran bir eylemdir.

* Lise ve üniversite sınavı hazırlık süreçleri öğrencilerin potansiyel enerjilerinin büyük kısmını heba etmektedir. Bunun bir çaresi bulunmalı. Hiç olmazsa bazı liselere Türkçe ve Edebiyat hazırlık sınıfları konmalıdır.

* Hazin, ama gerçek olan bir şey daha var ki o da öğretmenlerin Türkçeyi ne derece düzgün konuşup doğru kullanabildikleri meselesi. Bu konuya iyisi mi hiç girmeyeyim.

* Diğer taraftan, teşekkür ve takdir alabilmek için Türkçe ve Edebiyat dersi notunun 70’in altında olmaması şartı bu derslerin hocalarını fena halde yoracaktır. Teşekkür ve takdiri bir iki puanla kaçırmak durumunda olan öğrencilerin nasıl bir koridor yoğunluğu oluşturacaklarını tahmin etmek hiç zor değil.

* Söz hakkı daha çok verilmeli, öğrenci yerinde konuşmaktansa YERİNDE konuşma fırsatını yakalamalı.

* Her sınıfa alanı ne olursa olsun haftada bir saat “okuma saati” programı konulmalı ve bu saatte edebiyatımızın seçkin metinleri okutulmalıdır.

* Okul kütüphaneleri aktif hale getirilmeli ve öğrencilerin kütüphanede daha çok vakit geçirebilmeleri için zaman ve mekân ayarlamaları yapılmalıdır.

* Okullarımızda her branşta önemli sayıda edebi ürün veren ya da kitaplı öğretmen mevcut. Bu öğretmenlerimiz sayıları ve nitelikleri tespit edilip öğrencilerin “Türkçe ve Edebiyat” duyarlıklarının geliştirilmesinde görev yaptıkları veya ihtiyaç duyulan okullarda değerlendirilmesi yoluna gidilebilir.

* Diğer branş öğretmenlerinin derslerinde yazılı ve sözlü uygulamalarda da Türkçeyi düzgün kullanma hassasiyeti gösterilmelidir. Türkçe ve edebiyat sadece bu derslerin çerçevesinde ehemmiyeti haiz değil bütün ders ortamlarının ortak dilidir.

* PİSA ve ABİDE sınavlarının sonucuna göre öğrencilerimizin yarısından fazlası okuduğunu anlama konusunda problem yaşıyormuş. Sadece bu kırık notumuzu yükseltmek için değil, çok daha önemlisi milli bilinç ve karakterin yolunun dilden geçtiğini göz önünde bulundurarak bu açığı kapatmamız gerekiyor. Okuduğunu anlayamama yalnızca bir dikkat ve algı sorunu değil aynı zamanda kitaplarla yeterince tanışık olmamanın getirdiği bir sonuçtur.

* Son tahlilde, öğretmenlerin de öğrenmesi, kitapların da kendine çekidüzen vermesi önem arz etmektedir. Öğretmen, “Gel benden öğren” merakını uyandıracak gizemde, kitap ise, “Gel beni oku” çekiciliğinde olmalıdır. Öğretmen kendini yenilemeli, kitaplar ise marifetli ve maharetli ellerde yenilenmelidir!

Yazının kaynağına ulaştırmak için tıklayınız.

Yazar: Hüseyin Akın
04-10-23
E mail: milligazete.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Türkçe Barajı ve Edebiyat Hocasının Takdiri Üzerine
Online Kişi: 5
Bu Gün: 144 || Bu Ay: 10.391 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.778 || Toplam Tıklanma: 52.195.562