ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MÜLÂKÂT
Okunma Sayısı: 5777
Yazar: Zeynep Şahiner
AŞK BİTER, İNSAN YORULUR...

Kendimiz de dahil olmak üzere çevremizde ruhen ve madden yorgun, bezgin ve aldırışsız insanların sayısı maalesef hızla artıyor. Modern hayatın sağladığı kolaylıkların yanında sırtımıza yüklediği o kadar fazla yük var ki, altında ezilmemek mümkün değil. Belki bu yüklerin sonucudur ki çağımızın insanında kronik sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor. Yaşananlar sağlıklı  tanımlanmadığında ise işler daha da karışıyor. Bu yüzdendir ki insanın kendini tanıması  ve düştüğü yerden yeniden kalkması  gerekiyor.
 
İşte bu anlamda Psikolog ve Psikoterapist Banu YAŞAR’la Zafer Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Aşk Biter İnsan Yorulur” dan yola çıkarak bir söyleşi gerçekleştirdik.  Kaybettiğimiz bir çok çıkış yollarını yeniden keşfedebilmek özellikle de en itici gücümüz olan aşkı yeniden keşfedebilmek için sorduk, Psikolog ve Psikoterapist Banu YAŞAR cevapladı.
 
Çağımız insanı hep yorgun, hep bıkkın… Hayatımızda  ne aşkımız kaldı ne şevkimiz?
   
Biz modern zamanların çocuklarıyız. Hazzın ve hızın hem popüler, hem de kıymetli olduğu bir asrın içinde yaşıyoruz. Bu tempo içinde yaşamak ve seyretmek insanı yoruyor. İçindeki enerjiyi, şevki ve aşkı öldürüyor. Her şey koşarken ve son derece hızlı yaşanıp, tüketilirken duygular da aşk ta tükeniyor. Bedenin yaşadıklarını ve algıladıklarını, ruhun sindirmesi ve anlamlandırması için vakit kalmıyor. Ruhun tatmini ve ihtiyaçları geride kalıyor. Yaşadığımız asırda çevremizdeki birçok insanın mutsuz ve tatminsiz olarak yaşamını sürdürmesi bedenin ihtiyaçlarının ruhun tatmininin çok fazla önüne geçmesinden kaynaklanıyor. Bunun sonucunda da her şeyi olan, ama mutlu olamayan insanlar olarak yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
 
Peki aşkımızı  ne bitirdi?            
 
Aşkı, yaşadığımız asrın kolaylık gibi görünen, hemen tüketilen ve doygunluk vermeyen ihtiyaçları bitirdi. Artık bir şeye sahip olmak için hiç  beklemiyoruz. Hemen alıyoruz, sonra ödüyoruz, bozulan bir eşyamızı  tamir ettirmek yerine hemen gidip yenisini alıyoruz.
 
Değişen bu hayat tarzı, ilişkilerimize de yansıyor. Onları da çabuk tüketiyoruz. Emek vermek, beklemek ve zaman tanımak akılsızlık olarak tanımlanır olunca, aşk da tükeniyor, sevgi adına verilen emek de hor görülüyor. Evliliklerin eskiye oranla daha kısa sürmesi ve boşanmalardaki hızlı artış da yaşadığımız tüketim çağının bir uzantısı olarak dünyamıza giriyor. Her şeyi bitirdiğimiz ve harcadığımız gibi, evliliklerimizi ve ilişkilerimizi de kolay tüketiyoruz.
 
‘Aşk Bitince İnsan Yorulur’ diyorsunuz kitabınızda. Bir teşhis konulmuş, peki aşkın bitmemesine dair reçeteler öneriliyor mu bu kitapta?
 
Evet, kitabı  oluşturan her yazının içinde okuyucu yaşama ve mutlu olma aşkını  korumaya yönelik ipuçları ve cevaplar bulacaktır. Hayatı  fark ederek, doğru okuyarak ve keşfederek yaşamanın insanı  ve içindeki aşkı hep taze tutacağını da fark edecektir. Aynı zamanda öfkeyi yüreğinde beslemenin ve onu sürekli tekrarlamanın insanın yorgunluğunu artıracağını, buna karşılık, olumlu ve güzel düşünmenin yaşama ve hayata tutunma aşkını artıracağını  keşfedecekler.
    
Bu hız çağında biraz yavaşlayıp, yaşadıklarımızı anlamaya ve okumaya çalışmanın çok şey öğreteceğini ve insanı büyütüp, özgürleştireceğini kitabın sayfaları arasında birer reçete olarak bulabilirler.
 
Kitabınızın alt başlığı, ‘tüketmeden sevmek ve sevilirken tükenmemek için’. Peki, her şeyin tüketildiği bir çağda bu mümkün mü?
 
Teslim olmak yerine sevmeye, üretmeye, fark etmeye ve fark ederek yaşamaya yönelik bir direnç oluşturabiliriz. Çağın hızına kendimizi bırakmak yerine sevmek ve hissederek yaşamak adına kürek çekmeye devam edebiliriz. Hâlâ seven, emek veren, sevdiğinin bir şeyleri fark etmesi ve öğrenmesi için bekleyebilen insanlar olarak tüm bunları  sevgiyle yapmaya devam edebiliriz. Benlik ve bencillik asrının tüketiciliğine karşı eşimiz, çocuklarımız ve sevdiklerimizle birlikte biz olmaya çalışarak emek vermeye çalışabiliriz.

Kitabınız bir çok deneme yazısından oluşuyor. Diğer konu başlıklarında bahsedebilir misiniz?
 
Kitabın içeriğini oluşturan konular farklı başlıklar olarak okuyucunun karşısına çıksa da, hedef olarak, yaşama ve hayata devam etme aşkını tazeleyen, koruyan yazılardır. Bu kitabı oluşturan denemeleri yazarken, insana ümit veren, içindeki aşkı besleyen ve olumlu farkındalığını artıran içerikte olmasına dikkat ettim. Sorunu tanımlarken, çözüm alternatiflerini de birlikte sunmaya çalıştım. Umarım yazmış olduğum bu kitap okuyucuya içindeki aşkı tekrar tazelemek ve yorgunluğunu atmak için samimi bir yol arkadaşı olur.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.
                                                                      

Yazar: Zeynep Şahiner
16-05-11
E mail: haberkültür.net
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AŞK BİTER, İNSAN YORULUR...
Online Kişi: 32
Bu Gün: 134 || Bu Ay: 1.082 || Toplam Ziyaretçi: 2.227.222 || Toplam Tıklanma: 52.225.020