ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 4784
Yazar: Ahmet Ar
TÜRK MİLLETİNİN HÂFIZA KARTI: TÜRKÇE-1

Dil, milletin hâfıza kartıdır. Tarih boyunca millet olarak yaşadığımız acı-tatlı bütün maceraların yankılarını dilimizde bulabiliriz. Dil, fertlerin ve milletlerin kendini ifade vasıtası olduğu için hayatta meydana gelen her değişikliğin ilk belireceği unsur dil olacaktır.

Dil âlimleri, dünyada konuşulup yazılan dilleri “yapısına göre diller, menşe (kaynak, köken) ine göre diller” gibi çeşitli zaviyelerden tasnif edegelmişler.

Dilleri bir de âit oldukları milletlerin yaşadığı tarihî serüvene göre mercek altına alırsak sayısı çok da fazla olmayan bir kısım dillerin kelime hazinesi zenginliği ve ifade gücü bakımından diğerleri arasından sıyrıldığını, farklılaştığını müşahade ederiz.

Tarihte bazı insan toplulukları bir tek coğrafya üzerinde yaşayıp gitmişler, hâlâ aynı topraklarda yaşamaya devam etmektedirler. Bu milletlerin dilleri de hayatlarının tek düzeliğini ve darlığını yansıtırlar; kelime hazinesi bakımından gelişmemiş, buna bağlı olarak ifade gücü sınırlı kalmış, netice olarak bir millet bile olamamışlar, kabile seviyesinde kalmışlar, insanlık târihinde medeniyet kurucu bir rol üstlenememişlerdir.

Bazı milletler ise birçok coğrafya parçasında, birçok devletler kurmuş, birçok ülkeyi vatan edinmişler, hâkimiyetleri altında birçok millet bulundurmuşlardır. Böyle devletlere, yani hâkimiyeti altında çok ülke ve millet yaşatan devletlere “imparatorluk” denildiği malumdur.

Hemen belirtelim ki bir dilin ifade gücü sahip olduğu kelime hazinesi ile sımsıkı bir münasebet içindedir. Kelimesi çok olan dilin ifade gücü yüksek, az olanınki ise düşüktür. Dilin kelime hazinesi bakımından zenginleşmesinin de iki temel yolu vardır:

1-Kendi kelimelerinden yeni kelimeler türetmek.

2-Tarih boyunca münasebette bulunduğu milletlerin dillerinden kelime almak.

Her iki yol da daima açıktır. Yani bir cemiyet yeni karşılaştığı eşya ve mefhumlara ya kendi köklerinden yeni kelimeler türeterek karşılık bulur ya da o eşya veya mefhumu aldığı milletin verdiği ismi aynen alır. Meselâ “bilgisayar” türetilmiş, “televizyon” aynen alınmıştır. (Kelimeler alınırken ses ve telaffuz milli hançereye uydurulur)

Biz burada ikinci yol üzerinde durmak istiyoruz:

İmparatorluk kurabilmiş milletlerin dilleri münasebet kurdukları ve bilhassa hâkimiyetleri altındaki milletlerin dillerinden -tabii olarak- birçok kelime almıştır. Asırlar içinde bu kelimeleri kendi hançerelerine uydurmuş; kendi malı yapmış; bu kelimeler de dili zenginleştirmiş, hâliyle de ifade gücüne büyük katkı yapmıştır.

Alış veriş yaptığımız, komşuluk ilişkilerinde bulunduğumuz, sokaklarda beraber gezdiğimiz insanların dillerinden kelime almak kadar tabii bir şey olabilir mi? Almamak fıtrata uymaz. Bu, kaçınılamayacak bir vak’a.

Nihat Sami Banarlı, imparatorluk kurmuş ve bu yolla büyük bir kelime hazinesine sahip olmuş dillere “İmparatorluk Dilleri” diyor.1  Osmanlı, hiçbir zaman kendini “imparatorluk” diye vasıflandırmadıysa da bu tabiri biz de kullanıyoruz. Evet, Türkçe de bütün husûsiyetleriyle bir imparatorluk dilidir; çünkü tarihte en çok imparatorluk kurmuş ve üç kıta üzerinde uçsuz bucaksız topraklarda hâkimiyet sürdürmüş bir milletin dilidir. Bu derece geniş bir coğrafyaya hâkim olup yönettiğimiz ve münasebetdâr olduğumuz milletlerin dillerinden kelime almamak hem tabii değil, hem de akıllılık değil…

Tarihte belli başlı imparatorluk dilleri Türkçe, Arapça, İngilizce, Latincedir.2  Bu dillerin hepsinde çok büyük nisbette yabancı kelime vardır.

İngilizlerin yabancı dillerden aldıkları kelimeler hakkındaki sözleri meşhurdur: “Ne bahtiyardır İngilizce ki onda her dilden kelime vardır.”3  Bunu söylerken elbette tarih şuuru ve imparatorluk kurmuş bir milletin iftiharı içindedirler. Dillerindeki her yabancı kelimenin, ulaştıkları topraklardan bir hâtıra, târihî bir vesika olduğunu bilmektedirler.

Her imparatorluk dili bir medeniyet ve kültür dilidir. Hiçbir medeniyet ve kültür dili saf (öz) değildir. Hiçbir millet de dilindeki yabancı kökenli kelimelerin hepsini atmak, yeni nesilleri onlardan mahrum bırakmak gibi tüyler ürpertici bir işe soyunmamıştır, soyunmamaktadır. Her şuurlu topluluk o kelimelerin yüzyıllar içinde kendi dillerinin vazgeçilmez malı hâline geldiğinin  ve dilleri için mücevher değerinde bir zenginlik olduğunun şuurundadır. Gerçek de budur.

Dili zenginleştirip ifade gücünü yükseltmekten başka, bu kelimeler, her milletin tarihî hâtıralarını da taşımaktadır. İngilizcede her dilden kelime olması, İngilizlerin tarihte kurdukları imparatorluğun genişliğini, ne kadar milletle münasebette bulunduğunu gösterir. Bu, elbette İngilizler için bir gurur vesilesidir. “Güneş batmayan imparatorluk”un dilinde her dilden kelime olacaktır elbette…

Valery, “Aslanın vücûdu yediği hayvanlardan oluşur.” sözüyle bu imparatorluk dili vâkıasını anlatmıştır.

İngilizler için geçerli olan bu hâl, Türkler için de geçerlidir. Türkler de Orta Asya’dan çıkıp nice ülkeler geçerek Anadolu’ya gelmişler, Afrika’ya inmişler, ta Avrupa’ya uzanmışlardır. Yolları üstündeki birçok milletle kurdukları münasebetler neticesinde gayet tabii olarak onların dillerinden hatırı sayılır miktarda kelime almışlardır. İşte bu kelimeler de bizim târihî hâtıralarımızı taşımakta, bir zamanlar ne kadar uzak ve geniş hudutlara ulaştığımızın, hangi milletlerle karşılaşıp beraber yaşadığımızın capcanlı vesikaları olmaktadırlar. Hem birer hâtıra ve vesika olduklarından hem de Türk dilini zenginleştirdiklerinden dolayı bizim için çok mühimdirler. Bu yüzden bu kelimelerin kıymeti bilinmek gerekir.

Bu zâviyeden bakılınca dildeki bütün yabancı kökenli kelimeleri tasfiye etmek gibi bir teşebbüs târihin akışına hoyratça bir müdâhaledir; nice kıymetli hâtırayı ve iftihar vesikalarını millî hâfızadan silmekle eş değerdedir ve Türkçeyi fakirleştirmek, onu bir kabile dili hâline getirmektir.



1 Nihat Sami Banarlı, Türkçenin Sırları, Kubbealtı Neşriyat, 3.Baskı, İst. 1977, s.19-35

2 N. Sami Banarlı, a.g.e., s. 22

3 N. Sami Banarlı, a.g.e., s. 24

TÜRK MİLLETİNİN HÂFIZA KARTI: TÜRKÇE-2'yi okumak için tıklayınız.

Yazar: Ahmet Ar
05-06-11
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 3
M. Gülerdem (TEM)
ASIL MESELE
Tarih : 07-06-11

“SİZİN ADINIZ HANGİ DİLDEN GELİYOR” Şeklinde Yazılan Kitapta; Hayatımızda Türkçe olduğunu zannettiğimiz ampul, Fransızca,”fasulye” Yunanca,” fabrika “İtalyancadan “Palavra İspanyolca Kuruş Almancadan Slogan İngilizceden İspanyolca Sigara Karete Japoncadan Konsolos Latinceden. Bunun Gibi Günlük Dilimize Yerleşmiş Yazılı Ve Sözlü İfadelerimizde Kullandığımız Nice Kelime Diğer Dillerden Türkçemize Geçmiştir. Bu Gün Memleketimizin Bir Numaralı Meselesi, Enflasyon Veya Güney Doğu Anadolu daki Anarşi Değildir! Kıbrısın Kaybedilmek Üzere Olması Da Değildir! Bütün Bunların Hepsinden Daha Ehemmiyetli Olan Lisanımızdaki Korkunç Tahribattır! Vatanın – Maazallah Maruz Bulunduğu Bölünme Tehlikesinden Daha Büyük Bir Bela Olan Lisan Faciası Önlenemezse, Fikri Muhtevamız Kısırlaşacağından Hiçbir Meseleyi Doğru Olarak Kavramak İstidadımız Kalmayacaktır! [M.G.] TEM

 
MUSA GÜLER
Tarih Şuuru ve Okumak
Tarih : 06-06-11

Okumadan Alim, Gezmeden Seyyah Olmaz. Elmas Bile İşlenmese Göstermez Değerini; İnsan da Böyledir Ancak Okursa Gösterebilir Gerçek Değerini Tarih Tekerrürden İbarettir. Tefekkür Edilirse Tekrar Etmez Bunun İçin de Geçmişini,Tarihini Bilmeyen Geleceğini Göremez İse Dil Bir Milletin Aynası Ve Kültürü İse Tarih Ve Dil Şuuru Bizleri Tarihi Bir Vazifeye Davet Ediyor .

 
Müsahhih
DEVLET-İ ÂLÎ OSMANÎ
Tarih : 06-06-11

Osmanlı devleti kendini imparatorluk olarak görmüyordu. DEVLET-İ ÂLÎ OSMANÎ diye isimlendiriyordu. Malum imparatorda sömürme vardır. Osmanlı devletinde ise tam bir adalet. Dikkatinizi çekmek istedim.

 
TÜRK MİLLETİNİN HÂFIZA KARTI: TÜRKÇE-1
Online Kişi: 10
Bu Gün: 45 || Bu Ay: 10.292 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.475 || Toplam Tıklanma: 52.193.913