ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MEDYADAN
Okunma Sayısı: 3133
Yazar:
BU GAZETECİLER İSRAİL'İ DEĞİL TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRDİLER

İri medya organları ve kalemşörleri, BM raporu çerçevesindeki son gelişmeler üzerine İsrail lobisi tarafında yer alırken, Ak Parti hükümetini de maceracılıkla suçladılar. Bazı kartel yazarları gelişmeleri “endişe ve ürpertiyle” izlediklerini açıkladılar.  

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin Birleşmiş Milletler'in raporu sonucu kopma noktasına gelmesi, Türkiye'deki bazı çevreleri İsrail'den daha çok endişelendirdi. Suriye'deki olaylar dolayısıyla Ak Parti hükümetinin Esat rejimine yönelik haklı ve yerinde tavrını destekleme görüntüsü altında Türkiye'nin bu ülkeye askeri müdahalede bulunmasına yönelik çağrılar yapan iri medya organları ve kalemşörleri, BM raporu çerçevesindeki son gelişmeler üzerine İsrail lobisi tarafında yer alırken Ak Parti hükümetini de maceracılıkla suçladılar. Bazı kartel yazarları gelişmeleri “endişe ve ürpertiyle” izlediklerini açıkladılar.

İSRAİL'İ DEĞİL TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRDİLER

Yeni Akit'in haberine göre, bütün gazeteler İsrail ile yaşanan krizi manşetlerine taşırken, iki büyük medya grubunun amiral gemisi sayılan Hürriyet ve Akşam gazeteleri sadece iki küçük sütundan gelişmeleri gördü. Kartel yayın organları Türkiye'nin 5 maddelik yaptırım planının savaş çıkartabilecek çapta olduğunu ileri sürerek, bu kararları eleştirdiler. Bazı köşe yazarlarının Cumhurbaşkanı Gül'ün “BM kararı yok hükmündedir” çıkışını İsrail ağzıyla eleştirerek, “Yok sayılması mümkün değil, çünkü o rapor bir BM kararıdır” şeklindeki sözleri dikkat çekti.

ERGİN'E GÖRE GAZZE BİZİM NEYİMİZE

Hürriyet'ten Sedat Ergin alınan kararlardan Türkiye'nin zararlı çıkacağını ima ederek, Gazze'nin bir Kıbrıs meselesi gibi görülmesinin yanlış olduğunu ileri sürdü. Ergin, dünkü köşesinde şunları kaydetti: “Burada altı çizilmesi gereken nokta, başlatılan bu seferberlikle Gazze gibi Türkiye'nin doğrudan tarafı olmadığı bir dış konunun Türk dış politikası için neredeyse Kıbrıs davası gibi asli bir mesele haline gelmiş olmasıdır. Böyle bir durumda dış politikada galiba ilk defa karşılaşıyoruz. Bu adımlar, Türkiye'yi özellikle İslam dünyasında ve Arap halkları nezdinde her zamankinden daha popüler kılacaktır. Bununla birlikte Türkiye'nin bir  bölgesel güç olarak Araplarla İsrail arasında rol oynama marjı artık tümüyle sıfırlanmış oluyor. Suriye ile zaten köprülerin atıldığı, ‘komşularla sıfır sorun' söyleminin de pek telaffuz edilmediği bir dönemden geçiyoruz.”

CEMAL: İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ NİYE SIFIRLIYORUZ?

Milliyet'ten Hasan Cemal de şunları yazdı: “İsrail'le diplomatik ilişkilerin sıfırlanmasıyla birlikte iki ülke arasında sular fena halde karışacak. Bundan böyle iki ülke de birbirinin canını acıtmak için elinden geleni yapacak. Bu açıdan İsrail'in de eli uzundur. Türkiye'nin Amerika'yla ilişkilerini bozmak, Amerikan Kongresi'nde 1915 dahil Türkiye'yi ilgilendiren meseleleri kurcalamak, Kürt sorunu ve PKK konusunu azdırmak gibi manevra alanları vardır İsrail'in ve Türkiye'nin canını acıtabilir. Türkiye bugüne kadarki tepkilerinde de haklıdır. Fakat bir ama eklemek gerekir. Uluslararası ilişkilerde haklı olmak her zaman her şey demek değildir. Haklı olabilirsiniz ama sonunda davayı kaybedebilir ya da hiç beklemediğiniz anda zor durumlarda kalabilirsiniz. Ne mi demek istiyorum? Evet Türkiye'nin haklı olduğu Mavi Marmara ve Gazze konularında bastırmaya da devam etmesi lazım. Ama acaba bunu İsrail'le ilişkileri sıfırlayarak mı, yoksa zamana yayarak daha soğukkanlı biçimde mi yapması doğru olurdu?”

İSRAİL TEHDİTLERİNİN AYNASI GİBİ

Milliyet'ten Güneri Cıvaoğlu ise Türkiye ile İsrail'in ilişkilerinin kopma noktasına gelmesini “Yazık oluyor” diye değerlendirerek, İsrail'in Türkiye'ye yönelik tehditlerini sıralayarak, bunların yabana atılamayacağını ileri sürdü. Cıvaoğlu şunları yazdı: “Yakın vadede Türkiye'nin önündeki sıkıntı, dünyadaki ve özellikle Amerika'daki Musevi lobisinin artık desteğini yanına alamayacak olmasıdır. Yahudi diasporası, İsrail'deki en sağ radikallerden bile daha katıdır ve güçlüdür. BM'den son Mavi Marmara raporunun her maddesiyle, İsrail'e doğrudan ya da dolaylı destek satırları, İsrail'in ve diasporanın başta Amerika olmak üzere dünya ülkelerinde hatta BM gibi uluslararası örgütler üzerindeki etkinliğini ortaya koyan güç gösterisidir. Ayrıca... ‘İsrail'in gizli servislerini kullanarak Türkiye'deki Kürt sorununu kaşıyacağını' zaten böyle duyumlar olduğunu söyleyenlere inanmak istemem. Bu çok tehlikeli oyundur. Şimdilik Türkiye-İsrail ilişkilerindeki buzullanma kalıcı görünmüyor. Yapısal değil, zamanın koşullarına ve özellikle Telaviv'deki hükümetlerin hatta bir bakıma Türkiye'deki iktidarın da rengine endekslidir. Ama... Yapısal zemin Türkiye ve İsrail'in hala ortak yararlarının hayli ağır bastığı bir dokudur.”

ALTAN: SEYRÜ SEFER SAVAŞ ÇIKARTIR

Star gazetesinden Mehmet Altan ise hükümetin yaptırım kararlarından Akdeniz'de seyrü sefer serbestisini Türkiye'nin  tek taraflı sağlayacağına dair kararını eleştirerek, bu kararın uygulanması durumunda İsrail ile bir savaş durumunun mümkün olabileceği uyarısında bulundu. Altan, şunları yazdı: “Yunanlılar ile hava sahasında yaşadığımızı şimdi İsrail ile denizde yaşamamız mukadder gözüküyor... Türkiye söylendiği üzere Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak ise bunun sonucu muhtemelen sıcak bir sürtüşmedir... Sıcak sürtüşme sınırlı mı kalır, daha ileri düzeyde askeri bir noktaya mı taşınır, onu göreceğiz... Ama seyrüseferin savaş çıkartma kapasitesi yüksek gözüküyor...”

ÖZKÖK: YOK SAYSANIZ DA O ARTIK BİR BM KARARI

Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, İsrail'in elinde artık bir BM kararı olduğunu belirterek, şunları yazdı: “Bu olayda hem Türkiye hem de İsrail kaybetmiştir. Düşünün, Ortadoğu'da özgür seçim yapan sadece 2 demokratik ülke var ve birbirleriyle ilişkileri neredeyse sıfıra indirmişler. Ya IHH? Bence o da kaybetti. Çünkü raporda IHH'den ‘Pek makbul bir teşkilat' olarak söz edilmiyor. Rapora gelince.. Öyle çok küçümsemeyin. Siz yok saysanız da o artık, bir Birleşmiş Milletler belgesi... Dün Dışişleri Bakanı'nın aşırı  tepkili kararlarına baktığım zaman ister istemez şunu düşünüyorum: Acaba artık (Aklımız da boynuna poşu sarıp, Gazze'ye mi gitti?)”

Özkök, İsrail'e yönelik Türkiye'nin aldığı yaptırım kararlarından ürperdiğini de vurgulayarak, şunları söylüyor: “Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestliği için gerekli gördüğü her türlü tedbiri alacaktır. Öyle bir cümle ki içinin nasıl doldurulacağını, biraz da ürpererek, endişeyle bekliyorum. Önümüzdeki tablo şu: Türkiye, İsrail'in Gazze ablukasını tanımıyor. Bu durumda bir yardım filosu ablukayı delmeye kalktığında, Türk savaş gemileri ve uçakları mı onları koruyacak? Yani İsrail uçakları ile ‘Dog fight'a mı girecek? Buna bir de İsrail'in Güney Kıbrıs'la birlikte aynı sularda doğalgaz aramaya başlama kararını eklersek... Allah korusun, düşünmek bile istemiyorum. İnşallah paranoyak bir yorum yapıyorumdur ve o cümle, hüsrana uğramış bir dış politikanın amortisörüdür.”

 

Haberin kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar:
04-09-11
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BU GAZETECİLER İSRAİL'İ DEĞİL TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRDİLER
Online Kişi: 22
Bu Gün: 95 || Bu Ay: 10.342 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.624 || Toplam Tıklanma: 52.194.649