Kategori : SANAT / ŞEHİR ve MÎMÂRÎ | Okunma Sayısı: 3348 |
İsmail Kahraman’ ın Kalemi ve Hasan Dinç’in Kamerası’ndan Bursa Belgeseli
Tarih ve Maneviyat Şehri Bursa’da Devr-i Alem..
*23-25 Kasım 2011 tarihlerinde Başbakanlık Basın Yayın genel müdürlüğü, Radyo ve Televizyon üst kurulu RÜTÜK ve Bursa valiliğinin ortaklaşa düzenlediği seminer dolayası ile Davetli olarak gittiğimiz Bursa’da yaptığımız araştırma ve DEVR-İ ALEM belgesel TV program çekimi’ nin senaryo metnini sizlerle paylaşıyorum.
*SEVMEK TANIMAKLA BAŞLAR...
“Gelin tanış olalım...İşi kolay kılalım...Sevelim sevilelim...Dünya kimseye kalmaz...”
Yunus Emre
Devr-i Alem, geçmişi kültür ve medeniyet tarihimiz de Horasan erenlerinden Yunus Emre’nin dizeleri kadar köklü olan, kültür ve medeniyet tarihimizin beşiğine götürüyor sizleri...
Öyle bir yer ki burası, bin yılları, beş bin yılları devire devire bu günlere gelmiş, kökleri tarihin derinliklerine uzanan koca bir Osmanlı çınarı. Adım başı tarih. Adım başı maneviyat ve adım başı geçmişten izler taşıyor. Doğal güzellik yurdu burası..Her an yeniden keşfedilmeye hazır bir ilimiz burası.
Devr-i Alem, Yunus Emre gibi sevmek tanımakla başlar diyor Anadolu’nun, binlerce yıllık kültürlerine beşiklik yapmış olan Bursa yı daha iyi tanımak ve anlamak için yola çıktı.
Geçmiş den kopmadan bugünlere gelen Bursa bir çok badirelerde atlatır. Ancak atalar der ki “Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmur ve fırtınaları yaşamak gerek.” Yağmur ve fırtınaları ç oktan geride bırakan Bursa için artık gökkuşağı zamanıdır.
Bursa Umutla ve özlemle uzatıyor elini bizlere...
Geçmişi ile bugünü ile asırlık bir çınar gibi kucak açmış...
Bir selamımızı almayı, bir çayını içmemizi bekliyor...
Bir de kulak vermemizi istiyor ,yeşil örtülü, başı gelin gibi duvaklı , bereketli Bursa ovası , bizlere bakın neler söylüyor neler..
* BEN BURSA YIM....
Ben, Marmara’ nın beyaz süsü,
Tarih ve maneviyat kaynıyor içim.
Ben, Uludağ’ın beyaz örtüsü,
Medeniyet olup aydınlatacağım.
Ben Koca yaylanın zümrüt yeşili,
Ben, dağlar da kar, ovada bereket
Ben, Marmara bölgesi’ nin halısı,
İçimden Osmanlı medeniyeti akar.
* Ben.. Kültür, tarih ve Maneviyat şehri Bursa yım....
Dalları filizlerle bezeli yaşlı bir Osmanlı çınarıyım.... Her gün yeniden doğuyorum... Geçmişim tüm Osmanlı tarihini kucaklar… Adım ne olursa olsun yüzlerce yıllık Osmanlı kültür ve Medeniyeti’nin birikimiyim. Ben dünya tarihine 623 yıl nizam verem , insanlığı barış ve adaletle idare eden Osmanlı medeniyetinin kuruluşuna beşiklik etmiş Bursa yım... Ben Marmara bölgesi’ nin Kültür ve maneviyat , başkenti Osmanlı medeniyetine mühür vurmuş , Marka şehir Bursayım..
Bin yılları, beş bin yılları devire devire bu güne gelmiş bir medeniyetler beşiği Bursa. Adım başı tarih. Adım başı geçmişten izler taşıyor. Adım başı doğal güzellik yurdu burası. Adım başı kültür ve tarih . Heran yeniden keşfedilmeye hazır. Duyulmamış sözleri, tam olarak yazılamamış tarihi , hakkı ile anlaşılamamış hak aşığı gönül sultanları .. dinlenememiş halk ozanları, hikayeleri destanları masallarıyla bitmez tükenmez bir erenler ve evliyalar yurdu Bursa..
Boy boy tepeler, göz alabildiğine yeşil bağ ve bahçeler... burası Türkiye’nin en önemli sanayi bölgelerinden birisi.. Devr-i Alem ile Bursa nın kültür ve medeniyet tarihine yolculuk başlıyor.
* MARMARA’NIN KÜLTÜR BAŞKENTİ BURSA
Şimdi Kısaca Bursa’nın bulunduğu Marmara bölgesine göz atalım. Adını bütünüyle toprakları içindeki iç denizden alan Marmara bölgesi İstanbul ve Çanakkale boğazıyla önemli bir konuma sahip. Bölge Ülke topraklarının %8,5’ni oluşturuyor. Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Balkan Yarımadası ile Anadolu arasında bir geçiş alanı oluşturan bölge Doğuda İç Anadolu ve Karadeniz, Güneyde Ege Bölgesi, Kuzeybatıda ise Yunanistan ve Bulgaristan ile çevrili. Ege kıyıları açığında bulunan Bozcaada ve Gökçeada Marmara Bölgesi alanında. Sürekli göç alan Marmara bölgesi Türkiye de en yoğun nüfusun yaşadığı bölge. Milyonlarca insanımız iş ve aş için Marmara bölgesine göç ederek yurt yuva kurdu.
Türkiye’nin başlıca sanayi bölgesi olan Marmara’da sanayinin dışında ticaret ve turizm de çok gelişmiştir. Ancak sanayi bölgede çok büyük önem taşıyor. İstanbul, Bursa, Kocaeli ekseni bölgedeki en gelişmiş sanayi alanları. bölgede, işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kağıt, Petro kimya ürünleri, otomobil, elektrikli eşya ile vagon ve gemi gibi sanayi malları üretiliyor.
Bir çok büyük medeniyetin doğduğu ve gelişip kök saldığı bölge iki kıta arasında geçiş yapan kavimlerin göç yollarını oluşturmuştur Ulaşım yolları üzerinde elverişli bir konumda olan Marmara bölgesi Bu gün Çeşitli eğitim kurumları basın ve yayın kuruluşları sinema sanayisi ve tiyatroları yoğun kültür etkinlikleriyle dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri. Dünyanın en güzel manzaraları, en önemli mimari ve sanat eserleri burada..
*MARMARA BÖLGESİ’NİN MARKA ŞEHRİ BURSA...
Bursa
Yüzölçümü: 10.887 km2
Nüfusu: 2.106.687
İlçeleri: Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Büyükorhan, Gemlik, Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, M.Kemalpaşa, Orhaneli, Orhangazi, Yenişehir.
Bursa yı anlamak tanımakla olur. Sevmek tanımakla başlar..Bursa yı tanımak için tarih bilincine sahip olmak gerek.. Tarih bilincine sahip olmak her şeye sahip olmak diyerek Devr-i Alem kameralarını Bursa ya çeviriyoruz.
Osmanlı Devleti’nin kozasını ördüğü ilk şehir. Bir Rüyalar Kenti.. Hüdavendigar Şehri BURSA.. Evliya Çelebi'nin "İpek ve taht şehri" diyerek rüyasında seyahat Yarasülullah dedikten sonra ilk seyahat ettiği şehir..
Ahmet Hamdi Tanpinar'ın "içimizdeki aydınlığın aynası" diye tasvir edip tarif ettiği Bursa.. Bursa’nın doğusunda Bilecik, Kuzeydoğusunda Sakarya, Kuzeyinde Kocaeli, Yalova ve Marmara Denizi, güneyinde Kütahya, güneybatısında Balıkesir bulunuyor.
Bazı tarihçilere göre adını Bithynia Kralı I. Prusias'tan aldığı yazılsa da, Bursa yı Hz. Süleyman peygamberin kurduğu ve Bursa adının Belkıs’dan geldiği bilinmekte. Bursa Roma ve Bizans dönemlerinde, özellikle Çekirge'deki kaplıcaları nedeniyle tanınır ancak kaplıcalarına vakıf hamamları kurarak tüm insanlığın hizmetine Osmanlı medeniyeti açmıştır.. bugün Çekirge bölgesini gezdiğinizde küçüklü büyüklü vakıf hamamları Osmanlı medeniyeti’ nin su kültürünü yansıtmakta. İslam Medeniyeti’nin temizliğe verdiği önemi simgelemekte.
*OSMANLI’NIN KURULUŞ BEŞİĞİ BURSA.
1326 yılında Bursa, Osmanlı topraklarına katılır ve devletin başkenti olur. Yeniden kurulurcasına imar edilir, büyütülür, bugünkü kimliğini kazanır. Bursa’ya gönül vermiş Osman Gazi, onun fetih rüyalarını görür. Ama o rüyayı gerçekleştirme işi oğlu Orhan Gaziye nasip olur. Söğütte vefat ettiği halde vasiyeti üzerine Gümüşlü Kümbete getirilip gömülür. Orhan gazinin Türbesi babası Osman Gazinin yanındadır. Türbede Orhan Gazi’nin hanımı Nilüfer Hatun ve çocuklarının lahitleri var. Gümüşlü kümbet bu gün birçok ziyaretçinin akınına uğruyor. Bir akşam vakti bizde Bursa’nın kalbinin attığı bu bölgeye gelerek Osman ve Orhan gazileri ziyaret edip Fatiha okuyarak vefa borcumuzu ödüyoruz.
Orhan Gazi'nin yaptırdığı ve külliyesine dahil olan Çifte Hamam, Selçuklu hamamlarından Osmanlı hamamlarına bir geçiş oluşturuyor. Bursa da Görülmesi gereken bir tarihi yapı. Farsçada bey ve paşa anlamına gelen ve Hüdevendigar dan adını alan, Muradı Hüdavendigar Camisi ve Külliyesi. Kosova’da Şehit olan gazi Sultan birinci Murad burada yatmakta. Şehit Sultanı Muradı hanın mezarını ziyaret ederken Kosova meydan muharebesini hatırlar ve milli şair Mehmet Akifin “Nereye baksam karşımda bir kanlı ova, Senmisin yoksa hayalin mi vefasız Kosova “ Söyle Meşhet öpeyim secde edip toprağını taşını. Yok mudur sende Muradın üç beş damla kanı ‘ dizelerini mırıldanır Balkanlardaki ihtişamlı Osmanlı tarihini hatırlarız.. Birinci Murad’ın türbesinde fatihe okuyarak kameralarımızı şimdide adını fatihin babası ikinci Murat han dan alan, Muradiye semtine çeviriyoruz.
*VEFA BEKLEYEN MURADİYE’DE SONBAHAR HÜZNÜ
Gözden ve gönülden biraz ırak olan Bursa’nın Muradiye semti farkı bir dünyadır. Devr-i Alem kameralarını bir sonbahar günü sararmış yaprakların altında vefalı ziyaretçi bekleyen Muradiye bölgesine çeviriyoruz.. Bu bölgede Fatih’in babası Sultan 2 .Murat.. Şehzade Ahmet.. Cem sultan ve daha bir çok bey, paşa ,şehzade ve hanım sultan’ ın türbeleri var. Bu türbeler ağzı dualı fatiha okuyacak ziyaretçiler bekliyor.. Muradiye semtindeki yıkık türbeler sararmış yapraklar altındaki ecdada ait kırık mezar taşları biz torunlarından fatihe bekliyor. Sizler adına türbeleri bir bir ziyaret ederek fatihe okuyoruz.
Muradiye bölgesinden ayrılmak çok zor.. İşte türbeleri, imaretleri, mescitleri, tekkeleri, çeşmeleri ve sebilleri ile ölüm ve fanilik durağı olarak seçilen şu ağaçlık, koruluk Muradiye bayırı. Bu kümbetlerin, bu kubbelerin sakladığı kaçınılmaz kederler, hazin akibetler, çözülmemiş sırlar, cenk hikayeleri, zaferler, hezimetler ve koca bir tarihten arta kalan macera kırıntıları. İşte ömrü boyunca aralanmış zafer ve seferlerinin yükünü, bir ilim ve sanat muhiti ile yumuşatmış olan, çağ açıp çağ kapayan peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş fatihler yetiştiren İkinci Sultan Murad’ın ziynetten, debdebeden, gösterişten uzak türbesine sağanak sağanak rahmet yağıyor. Devr-i alem kameralarını şimdide Muradiye’den Bursa’nın bir başka semtine çeviriyoruz.
*BURSA’DA NİĞBOLU ZAFERİNİ YAŞAMAK
Bursa’nın doğu yönündeki Yıldırım Beyazıd Külliyesi 1399’da tamamlandı. Bu Külliyeye bakarak Osmanlı mimarisinin Selçuklu tarzından kendi özgün kimliğini bulmaya yöneldiğini görüyoruz .. Bir tepe üstündeki Yıldırım külliyesi ve Beyazid veli han türbesinde Tuna boylarındaki Osmanlı nın balkanlardaki fethinin sembolü olan Niğbolu zaferinin ihtişamını yaşarken, Emir Timur han ile Çubuk meydanın da yaşanmış Türk tarihi’ nin acı bir sayfasının sızısını duyar gibi olursunuz...
Osmanlıdaki adı "Keşiş Dağı" olan Uludağ'ın eteğinde bir hilal şeklinde uzanan Bursa'nın en önemli eseri hiç şüphesiz ki Ulu Camii'dir. Yıldırım Bayezid veli han tarafından 1396-l400 yılları arasında yaptırılan caminin yirmi kubbesi var Ulu cami dünyanın en büyük hat sanatları müzesidir. Minber ve mihrabı bir sanat harikası ve gezegenlerin sembolize edildiği bir tabloyu andırır. Kameralarımızı ulu cami içinde gezdiriyor, muhteşem hat sanatı karşısında kendimizden geçiyoruz.
Yolu Bursa'ya düşenin, önce başı döner. Uludağ'ın görkeminden, külliyelerin, camilerin, türbelerin güzelliğinden, özellikle de insanların konukseverliğinden etkilenir bir gelen bir daha gelmek ister...
*YEŞİL CAMİYE HARPUT VEFASI
Bursa'da bir sonbahar akşamını karşılamak üzere "Yeşil" denilen semte gidiyoruz... Asırlık selvi ve çınar ağaçları ile Yeşil bölgesi bir tabloyu andırıyor. Çelebi Sultan Mehmet'in yaptırdığı Yeşil Camii, süslemelerinde kullanılan firuze ve yeşil çinilerinden dolayı bu adı almış. Yeşil Camii Sultan I. Mehmet tarafından yaptırılmış. Osmanlı sanatının bir şaheseri. Burada Osmanlı çini sanatının erişilmez güzelliği ve ustalığı görülüyor... Bursa valisi Şahabettin Harput’un özel ilgisi ile Bursalı bir hayır sever gönül insanı Harput holding tarafından Yeşil cami tamir edilip gelecek kuşaklara aktarılıyor. Konyalı olan Vali sayın Harputlu ile sadece soyadı benzerliği olan aslen Elazığ’ın Harput ilçesinden Harput Holdigin’den diğer holdinglerimizin örnek almasını istiyor ve Harput holdinge teşekkür ederek Bursa’daki gezimize devem ediyoruz.
*EMİR SULTAN’DAN SOMUNCU BABAYA
Bursa’nın manevi kalbi Emir Sultan’da atar. Emir Sultanı ziyaret ederken Horasan medeniyetini hatırlar.. Silsileyi aliye büyüklerini düşünür, Horasan erenleri’ nin Anadoluyu nasıl manen fethettiğini anlarsınız. Emir Sultan Camisi'nin avlu revaklarında görülen ahşap kaş kemerler, Bursa kemerinin en güzel örneklerinden. Emir sultan camii Bursa’da dini bakımdan büyük önem taşıyan ziyaret yerleridir. Timurtaş külliyesi de görülmeye değer tarihi yapılardan biri. Üftade hazretleri’ nin türbesini ziyaret ederken Aziz Mahmud Hüdai hazretlerini hatırlayıp evliya’nın kerameti ve tasavvuf ehli’nin manevi gücünü öğreniriz.
Bursa alimler, evliyalar ve erenler kentidir. Ulu cami’nin açılışında okuduğu hutbede Fatiha i şerife verdiği yedi mana ve cami inşatı sırasında pişirdiği somunlarla Bursalı’nın gönlünde taht kuran Somuncu baba ’nın kerameti halen yaşamakta. Makamı Malatya darende veya Aksaray’da olan Somuncu baba’nın ekmeklerini pişirdiği Bursa’daki fırına gidiyoruz. Bizi yaşlı bir teyze karşılıyor Somuncu baba’ nın fırını ve çile hanesini bize gösterip ekmek pişirdiği kürekler ilk kez devr-i alem kameraları ile kamuoyuna gösteriliyordu.
Yazar: İsmail Kahraman |
07-01-12 |
||
E mail: gebzegazetesi.com | Tweet | ||
OSMAN ALİHAN | |||
RAHLEDEN DEVRİ ÂLEME |
Tarih : 08-01-12 | ||
Küllenmiş tarihimizi gün ışığına çıkaran, yitik hazine mesabesindeki tarihi mirasımızı diyar diyar, ülke ülke gezip necip ecdadın torunlarına öğrettiğin için teşekkür ve dua ederiz. Tarih şuurunu ve mücadele azmini herhalde rahle tedrisatına borçlusun. Selam ve dua ile |
|||