ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 4775
Yazar: Necmettin Türinay
EĞİTİMİN RÛHU VE DİLİ

Milli Eğitim Komisyonu’nda kabul edilen ve dün de Meclis Genel Kurulu’na indirilen yasa tasarısı toplam 27 maddeden oluşuyor. Büyük gürültülere sebep olan 27 maddeyi okuduğunuzda, aşağı yukarı şöyle bir sonuca ulaşıyorsunuz: Birincisi eğitimin kademelendirilmesi, ikincisi de mecburi eğitim süresinin on iki yıla çıkarılması!.. İşin özeti işte bu!..

Fakat öyle dolambaçlı, tekrarlarla yüklü bir tasarı metni ki sormayın!.. Onun için ilgili yasa tasarısı iki madde halinde düzenlense ve böylece Meclis’e sunulsa imiş demekten kendimizi alamıyoruz.

(5+3+3) biçiminde eski sisteme dönüş ve bir de mecburi eğitim süresinin uzatılması!.. Daha ötede, fazla önemli bir husus bulunmuyor yasa tasarısında. Eğer öyle bir yol takip edilse idi, hem muhalefetin kafa karıştırmasına meydan verilmez, hem de bu kadar zaman heba edilmemiş olurdu.

Nitekim dün Kemal Kılıçdaroğlu, uzun süreye yayılmış krizi karşı karşıya Tandoğan Meydanı’nda konuşuyor. Bakıyoruz ki hadise rayından sapmış, AKP’nin zulümlerine meydan okuma denemelerine dönüşmemiş mi?

Gerek Meclis komisyonlarında, gerekse televizyonlarda konuşan AK Parti yetkililerine baktığımızda, onların da ilgili süreci iyi kullanmadıklarını fark ediyoruz. Meselâ gene dün AK Parti’den (Grup Başkanvekili) Ahmet Aydın konuşuyor. Televizyoncular soruyor, o da cevap veriyor. Soruların bütünü CHP mitingi ve CHP’ye karşı nasıl bir strateji uygulayacaksınız biçiminde. O da bunları iş ediniyor, konuşuyor da konuşuyor.

Türkiye’de gazete ve televizyoncuların stratejisi çatışma üretme, tenakuz yakalama ve açığa düşürmeye ayarlıdır. Asla bir işin ve hizmetin, özünü ve amacını tebârüz ettirmek değil; bu yoldan halkı aydınlatmak, bilgilendirmek asla değildir. İşte bunu bilmeyen siyasetçi, karşı tarafın fırınına durmaksızın odun taşır, onların ekmeğine yağ sürer. Bunun için ne yapıp edip işi anlatmak, yeni tasarının getireceği toplumsal faydayı geniş geniş izahlara dönüştürmek icap eder.

Dolayısıyla AK Parti yetkililerinin asıl ihmal ettikleri husus burasıdır. Dikkat edin, yapılan konuşmaların yüzde yetmiş beşi, CHP’ye verilen cevaplarla, retorik tartışmaları ile heba ediliyor mu, edilmiyor mu? Halbuki toplum, işin kendisi ile ilgili tarafına bakar, onla iktifa eder. Gerisi onu bayar çünkü.

Meselâ halk der ki, ilgili tasarı bana ne getirip götürecek? Bu tasarı ile oğlum, kızım daha erken işe başlayabilecek mi? Eğitimde masraflarım azalacak mı, azalmayacak mı? Türkiye’de hangi iş kollarında hizmet açığı var? O iş kollarına dönük hangi yeni okullar açılacak? Bu okullar nasıl çalışacak? İmam Hatipler için, ikinci dört yıllık dönemde başlayacak mesleki eğitim, diğer meslek okulları (liseler) için de geçerli mi? İş Bulma Kurumu istatistikleri, hangi türden yeni okullara ihtiyaç gösteriyor vs. (Bu soruları okuyucu da sorabilir)
İşte AK Parti’nin toplumsal ihtiyaçları, ekonomi ve sanayinin zaruretlerini, ülke kalkınmasını nazarı itibara alan, böyle bir eğitim diline ihtiyacı var. Maalesef onlar da henüz bu dili bulamadılar. Sırf şekil ve yıl şartı ile sınırlı bir dile kilitlendiler. Bunu aşamıyor ve onun etrafında dönüp dolaşıyorlar. Ve tabii bol bol retoriğe başvuruyorlar.

Halbuki AK Parti için eğitim müthiş bir damar!.. Burdan halka dalga dalga açılmak, neredeyse bütün toplumun yüreğini yakalamak mümkün. Çünkü eğitim Türkiye’de ailelerin en büyük iflâs alanı!.. Oku oku, okumanın sonu yok işte!.. İş bulmak, meslek edinmek, gençler ve aileler için tam bir çöl seyahati!.. İstikbal, ayrıca hayal ve seraptan başka bir şey değil bugünkü günde.

Onun için bütün aileler eğitim denilince, sadece ve sadece üç şey anlar. Her türlü konuşmanın darasını düşer, suyunu sıkar, sonucuna öyle bakar: Geriye ne kalıyor? İşte o sonuçlar:

1- Benim çocuğum bunca yıl okuduktan sonra, altın bir bilezik edinebilecek mi? Bir işin ve mesleğin kalifiye elemanı haline gelebilecek mi? Askerlik yaşı gelmeden bir işe başlama şansı var mı? (AK Parti bu hususta topluma açık-seçik bir dil geliştirmek durumundadır. Ayrıca da bunu konuşmalıdırlar.)

2- Kalifiye meslek elemanı üretmeyi amaçlamayan bir eğitimin süresini, ne kadar artırırsanız artırın!.. Varacağınız yer hep aynıdır. Bu, aileler için tam bir iflâs denemesi değil midir? Bugün Anadolu’da, eğitim sistemi dolayısıyla, iflâs etmeyen bir aile kalmış mıdır? Bir serap uğruna bütün ailelerin durumu aynı değil midir? (Bu hususta da geniş geniş izahlar, örnekler verilerek aileler yeni beklentilere sevk edilmelidir. Öyleyse neye bunları konuşmuyorsunuz?)

3- Ailelerin diğer bir beklentisi de, çocuklarının ahlâklı, terbiyeli ve dindar yetişmesidir. Dolayısıyla bunun için ne yapılmalıdır? Kaldı ki sırf müfredatla ilgili bir mesele de değildir bu. Seçmeli Kur’an dersi iyi fikir meselâ!..

Dolayısıyla eğitim tasarısının Meclis’te görüşüleceği hafta boyunca, AK Parti yetkilileri eteklerinde ne taş varsa dökmeli!.. Tasarı vasıtasıyla, eğitim için öngördükleri her türlü toplumsal taahhüdü geniş geniş izah etmelidirler. Bununla, sakın yanlış anlaşılmasın, ayak üstü verilen demeçleri kasdetmiyorum. (Bakanlar ve uzmanlar müktesabatlarını konuşsunlar!..)

Ayrıca kendilerini destekleyen televizyonların her birine, her akşam misafir olsunlar!.. Saatlerce, ama doyurucu şekilde konuşsunlar!.. Mevzuyu Türkiye’nin yegâne gündemi haline getirsinler. Ama asla bu konuşmaları, CHP’ye cevap sadedinde de yapmasınlar. İşin kendisini ve toplumsal faydayı dile getirsinler, işte o kadar!.. Ancak böyle yaparlarsa CHP’ye cevap vermiş olurlar.

Muhalefetin retorikçi, tartışmacı stratejisi ancak böyle boşa çıkarılabilir.

28.03.2012 Yeni Akit

Yazının alındığı kaynağa ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Necmettin Türinay
28-03-12
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EĞİTİMİN RÛHU VE DİLİ
Online Kişi: 21
Bu Gün: 49 || Bu Ay: 1.689 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.785 || Toplam Tıklanma: 52.240.697