ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 4169
Yazar: Arif Akpınar
BU MİLLÎ EĞİTİMLE 'İSTİKÂMET' VERİLEMEZ!

Eğitimde yeni arayışların olduğu bu günlerde, eğitimle ilgili proje hazırlayanların bu konuda kafa yormuş insanlara kulak vermesi gerektiğine inanıyorum.

Yazar Hasan Can Bey,  kaleme aldığı ‘’Milli Eğitimin Neresindeyiz?’’ isimli kitabında Milli eğitimimizin kanayan yaralarına ustaca parmak basmış bununla da yetinmeyerek son derece akılcı önerilerde bulunmuş. Bir doktora tezi titizliğinde hazırlanan eser, eğitimimizdeki yaban rüzgarlarına dikkatleri çekerek doğru olarak kabul edilen bir çok eğilimin çarpıklığını gözler önüne seriyor.

Yazar, Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber Anglosakson dünyaya yönünü çeviren eğitim sistemimizin bu yönelişle nasıl bir yaban girdabına düştüğünü, bizim üzerimize iğreti duran bu eğitim anlayışının münbit zekaları on yıl içinde nasıl perişan hale getirdiğini dile getirirken bunu sağlıklı örneklerle destekliyor.

Evet, yazarın da eserinde ifadelendirdiği gibi, bu eğitim anlayışımız gençliğimize doğru bir istikamet kazandırmaktan uzak görünmektedir. Bunca geniş bir kadroyla bunca bütçeyle milyonlarca öğrenciyi eğitmeye kalkan milli eğitim sistemimiz ne yazık ki bir TV dizisinin birkaç ayda yaptığını uzun senelerde gerçekleştiremiyor. Yazar bu düşünceyi Cemil Meriç’in şu veciz ifadesiyle güçlendirir: ‘’Düne kadar kılıcımız ülkeleri fethederken zekamız da kelimeleri fethediyordu. Ülkeler kadar kelimeler de bizimdi.’’ der Cemil Meriç.

Eğitimde sürekli reform yapanlar bu güne kadar Batılı pedagogların ve felsefecilerin düşünce ekseninden kurtulamadılar. Bundandır ki nesiller hep, çareyi değerlerinden kaçarak Batılı değerlere sığınmakta gördüler. Yazar;‘’Bu çarpık anlayıştan kurtulmanın çaresi: Anadolucu/ yerli bir eğitim politikasını uygulamaktan geçer.’’ diye çareyi de gösterir. Umarız bu sefer aynı hataya düşülmez.

Yazarın en önemsediğim önerisinden birisi de sosyal bilimlere daha fazla önem verilmesi. Maalesef bu güne kadar ülkemiz hep fen bilimlerinde öne çıkan insanlar tarafından yönetildi. Oysa bir ülke, fen bilimlerini öne çıkarıp sosyal bilimleri ihmal ederse o ülkenin gidişatı topal olur. Bunun dengeli olması icap eder. Yazar; "Sosyal bilimlerin ülkemizde ‘ikinci sınıf bilim’ muamelesi görmesi, tamamen karın doyurma felsefesine dayalı işleyen ve ekseriyetle memur yetiştirme hedefine odaklı mevcut eğitim sisteminin bir kusurudur.’’ diyerek yaraya parmak basar.

Batı’dan geri kalışımızı sadece fen ve teknikte geri kalmak olarak yorumlamanın yanılgısına dikkati çeken yazar, sosyal bilimlerin insanlara ufuk kazandırdığını ufkunu kaybeden bir toplumun da gelişmesinin zaten mümkün olmadığını vurgular. Ülkemizin en büyük fikir mimarlarından birisi olan Nurettin Topçu’nun, üniversite kapılarının, ölümüne kadar yüzüne kapalı tutulmasını devleti idare eden zihniyetlerin sosyal bilimleri nasıl göz ardı ettiğine güzel bir örnek olarak sunar, yazar. Aynı akıbeti Cemil Meriç gibi bir mütefekkirin yaşadığını söylemeye bilmem gerek var mı?

Yazar bu anlayışa bir başka mütefekkirin serzenişini ifade etmeden geçmez. Seyit Ahmet Arvasi bu anlayışa şöyle sitem eder: "Ey laboratuar adamları, siz neyin ilmini yapıyorsunuz? İnsan ve cemiyetin hakikatlerinden uzak, Allah’sız bir toz ve buhar kumkumasının ilmini mi?’’

Sosyal bilimleri ihmal etmek çocuk ve gençlerimizi irfan ve hikmetten mahrum bırakarak heba etmektir.

Evet;  Batı sadece Edison, Newton gibi fencilerin omzunda yükselmedi Batı aynı zamanda Platon, Geothe, Victor Hugo, Shakespeare, Kant, vs de demektir.

İnşallah eğitimimize yeniden çekidüzen vermeye çalışanlar, yazar Hasan Can’ın ‘’Milli Eğitimin Neresindeyiz?’’ gibi seviyeli eserlerde belirtilen düşünceleri yabana atmazlar.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Arif Akpınar
12-05-12
E mail: haber7.com.
 
 
Yorumlar: 1
hasan hüseyin
helal olsun
Tarih : 14-05-12

sayın yazar,sizin bu yazınız eğitimin çatısını halletmiş,ince işleri ile uğraşan bir ülke için çok anlamlı,ama daha eğitim sistemimizin çatısını yapamadık,daha eğitim sisteminde hastalık oduğunun farkında olmayan kocaman bir devlet varken,fen bilimleri ile sosyal bilimleri ayıracak yapı nerede,inşallah bu günlere geliriz,ama helal olsun,bunların konuşulması bile insanı rahatlatıyor.

 
BU MİLLÎ EĞİTİMLE 'İSTİKÂMET' VERİLEMEZ!
Online Kişi: 13
Bu Gün: 51 || Bu Ay: 10.298 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.488 || Toplam Tıklanma: 52.193.990