ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 6608
Yazar: Ahmet Ar
EĞİTİMDE ZİHNİYET İNKILÂBI İSTİYORUZ

Eğitimin dimağından “edep” kalktı.

Oysa nesepsiz “eğitim”den evvel bu işlerin adı “maarif” idi ve bünyesinde, insanın yetiştirilip olgunlaştırılmasıyla alâkalı bütün güzellikleri taşırdı. “Maarif”in kökü “irfan”dı ve irfan, kuru bilginin çok çok üstünde îman, ilim, hilm, güzel ahlâk, hürmet, mahabbet, edep… sahibi; gönül ehli  olmak demekti. Maarif denilen faaliyet de insana bu haslet ve meziyetleri kazandırma cehdi… Hedef herkesi nasibince ve kabınca “insan-ı kâmil” olma yolunda ilerletmekti.

“Maarif”in gayeleri arasında “bilgi” sahibi kılmak da bulunmakla beraber, o, asla bundan ibaret bir şey değildi. En çok bilgiye sahip insan “maarif”in asıl hedefi bakımından en gerideki insan olabilirdi meselâ. Kafası bilgiyle dolu bir kişide büyüklerine hürmet ve küçüklerine şefkat yoksa sahip olduğu bilgi onu insanlık bakımından yüksek bir yere koymamızı gerektirmez. Ama tersi mümkündür: Çok fazla bilgiye sahip bulunmayan bir kişinin hâli edep ve terbiye doluysa o, insan olarak başların tâcıdır.

Cemil Meriç’in bir kitabının adını “Kültürden İrfana” koyması boşuna değildir. “Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.” Eğitimimizin hâl-i pürmelâlini aksettirdiği için en iyisi paragrafı bütünüyle almak:  Asırlar geçti, birer birer söndü meşaleler. İrfan asâletini kaybetti. Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür. Genç kuşaklar, Batı’nın bit pazarlarından ithal edilmiş bu hazır elbiselere küçümseyerek bakıyor. Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır, yaratır. Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen, arayan, susayan.” (Cemil Meriç, Bu Ülke, İletişim Yayınları, İst. 1997, 8. baskı, s.99)

Şimdi bir yangın yerinin külleri üzerinde birbirinden farksız öğretmen ve öğrenciler çelik çomak oynuyorlar ve yapılan işe “eğitim” diyoruz. Ayağının altındaki küllerden habersiz, şuursuz, fikirsiz, hürmetsiz, edepsiz, irfansız bir debelenme… Maarif denilen sarayın hiyerarşisi tepetaklak… Müstahdem, padişah tahtında… Öğretmen, öğrenci, veli ve bütün bir camia “bilgi” diyor da başka bir şey demiyor. Bilgi ile kasıtları da maneviyattan soyunmuş kuru bilgi yığını. Bol test çözdürecek, “sınavları ful çıkartacak” bilgi… İnsanlığımıza asla katkısı olmayacak bilgi… Çocuklarımız kansız, dehşetsiz ve ahlaklı bir roman okuyamıyor; bir film seyredemiyor. Netice: Sevgilisini doğrayıp çöpe atan gençler; ilkokullara inmiş sigara, alkol, uyuşturucu… Herkes neticeden şikayetçi, sebebe kör. Bu çocuklar ve gençler kendiliğinden ortaya çıkmadı ya…

Maarif, insanı “eğip bükmez”. Doldurur, besler, yüceltir.

Maarif, insanın tepesine balyoz vurmaz. Kulağına fısıldar, iyileri emsal gösterir, koluna girer, ürkütmeden, korkutmadan, müjdeleyerek “yola” koyar.

Bu millet şu kadar yıldır tarihinde hiç görmediği bir “eğitim”le eğilip bükülüyor. Bırakın “Ağaç yaş iken”i; kanırtıla kanırtıla, kırıla döküle, kanatıla kanatıla eğiliyor, bükülüyor. Her eğilip büküldüğünde de kendinden biraz daha uzaklaşıyor, olmadık limanlara biraz daha yaklaşıyor. Bu fasit daireden kurtulmak baş meselemiz olmalı. 

Bizi kurtaracak olan 4+4+4 gibi kışır tedbirler değil. Bu çabaları kaldırıp atmıyoruz; ama bir denize ihtiyacı olana bir havuz vermek gibi… Kifayetsiz… Bize lâzım olan köklü ve kökten bir zihniyet inkılâbıdır. “Köklü ve kökten”, yani hem “kökümüz”e uygun, hem “kim ne der?” korkusu taşımadan sistemi hücrelerine kadar yenilemek… Eğitim sistemimiz kendi îman ve irfan köklerimizden devşirilerek damıtılmış iksirlerle tepeden tırnağa yıkanmalı.  Batı’dan alınıp gövdemize bir kurt gibi sokulmuş bütün zihniyet kırıntıları ayıklanmalı. Bu zihniyet inkılâbının temeline de kaybettiğimiz cevher “irfan” yerleştirilmeli. Çocuklarımızı “kalp insanı” olmak gayesinden koparıp bir kuru bilgi ve test canavarı yapan mevcut zihniyetten bu sûretle uzaklaşılmalı. Bir yarışın galibinin kim olacağı önceden bilinemez. Zekâ, plânlı ve disiplinli çalışma gibi kriterlerin varlığı bu hakikati pek de değiştirmez. Her yarışın mağlupları olacaktır. Galipler, bir şekilde meselelerini hallettiler diyelim, mağlupları ne yapacağız? Biz, mağlupları da kazanacak bir zihniyet inkılâbı peşindeyiz. Ne bakımdan? İnsanlık bakımından elbette… Test çözmede başarısız nice çocuğumuz, başarılı nicesinden daha iyi bir insan olabilir; ve asıl değer ölçüsü de bu olmalıdır. Testte başarılıya da başarısıza da bir göz ile bakacak; kendilerini değerli kılacak olan keyfiyetin bu test başarısından ziyade edep ve irfan olduğunu  telkin edecek bir zihniyete çölde su gibi ihtiyacımız var.

İşe öğretmenlerden başlamaktan başka çare yok… Sular yukarıdan aşağıya akar; sünnetullah budur. İnsan-ı kâmil olmayı bırakın, bu mefhumu ömründe duymamış yüz binlerce öğretmenle böyle bir zihniyet inkılâbını yapabilmek mümkün değildir. Hele de böyle bir mefhumu duysa bile -malum sebeplerle- düpedüz ona düşman öğretmenlerle yapılacak hiçbir şey yoktur. İlk mektepten başlayarak bütün okullara -bilhassa öğretmen yetiştiren okullara- mutlaka bu yeni zihniyete muvafık edep, irfan, ahlâk dersleri konulmalıdır. (Kastımız halihazırdaki ürkek dersler değildir). Hep yapılageldiği gibi “Nasıl olsa bu dersi okudu” diye herkes öğretmen yapılmamalı; öğretmen seçilirken, okunan bu derslerin onlarda ne derecede “hâl”  olabildiğine bakılmalıdır. Hangimiz çocuğumuzu, onu çeşitli vaadlerle kandırarak porno videosunu çeken bir öğretmende okutmak isteriz? Öğretmenler bu şekilde “seçilmezse” fasit daireye binlerce kişi daha eklemekten başka bir şey yapmış olmayız. Sistemin “görünmez” çarkları içinde bir şuurlu kişinin yaptığını beş kişi yıkar ve biz hep ağlar, hep şikayet ederiz. Düzen de böylece devam eder gider. Mevlânâ yine güzel söylemiş: “Ambarda fare yoksa ibâdet buğdayı nerede?”

Sıkıntımız iyi ders anlatan değil; her bakımdan “örnek” olabilen öğretmen kıtlığıdır. Edep-ahlâk; ilim-irfan; idealizm-heyecan; çalışkanlık; giyim-kuşam... Her bakımdan örnek olabilen… O zaman görün çocuklarımızın ne harika varlıklar olduklarını…

“Önceden nasıl bileceğiz?” demesin kimse. Edepli-irfanlı insanın da herkesçe malum çok açık husûsiyetleri vardır. Bunlara dikkat edildiğinde -her seçimde vaki olabilecek ufak tefek isabetsizliklerin dışında- doğru kişilerin seçilebildiğini herkes görecektir.

Artık eğitim değil, maarif istiyoruz. Hâfızaya çakıl taşı gibi batan bilgiden ruhları sulayıp insanda “hâl” olarak görünen bilgiye, “irfan”a geçilsin istiyoruz. Öğretmeni sadece “öğreten” olmaktan kurtarıp “yetiştiren, aydınlatan” bir “hoca” yapan; öğrenciyi de “zoraki öğrenen” olmaktan “isteyen, arayan, susayan” “talebe”ye yükselten bir zihniyet inkılâbı istiyoruz.

Ki meş’aleler birer birer yansın.

Yeniden…


Yazar: Ahmet Ar
14-05-12
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 9
İhsan Efendioğlu
AAHHH!!!!!!!!!!
Tarih : 19-05-12

Bir dokun bin ah! işit kabilinden, öyle bir derdimize parmak basmışsınız ki Ahmet hocam, âhımızı kimler duyar bilmem ki. Duyanlar derdimizi anlar mı bilmem ki? Kaleminize, yüreğinize sağlık.

 
Harun ŞAHİN
Tahrip İnsiyakı
Tarih : 18-05-12

Azeri Şair Mikayıl Azaflı Diyor ki: Özümün elleri, dövdi özimi/ Çıkradı gelbimi töhdi gözümi/ Elleer diyemmedim dorgı sözimi/ Azganan gocaltdı, men gocalmazdım. Biz gocalmazdık; ama geri zekalıların eline kaldık be hocam vesselam...

 
uğurlu
'Hâl'imiz
Tarih : 16-05-12

'Edep', 'Hâl', 'Maarif', 'İrfan', 'İnsan-ı Kâmil', 'Ehli Gönül','Kemâl-ı Edep' 'Arif' kelimelerine yüklenen mâna derinliğini ve bunları hâl edinebilen eğitim insanlarımıza ne kadar çok ihtiyaç var değil mi?

 
hatice su
peki ya aileler?
Tarih : 15-05-12

Eğitim sisteminin herkesçe bilinen acı hali kelime kelime resmedilmiş yazınızda.Tüm bunları okurken peki ya aileler demekten alamadım kendimi.Hocalık vasfını kaybeden öğretmenlerimiz ve bizlere sunulan ahlaktan, edepten arındırılmış bilgiler elbetteki değişmeye muhtaç.Peki bunları talep eden, çocuğunu birine tanıtırken aldığı dereceyi adının önüne koyan aileleri ne yapmalı?Küçüçük yürekleri dersane dersane dolaştıran anne babaların hiç mi suçu yok.bize sunulan eğitim sistemine alıştık ve şimdi çocuklarımızı yarıştırıyor bizde birinci olsun diye tribünlere dolup alkışlıyoruz.Birazda hakettik sanki bu yaşananları.Çünkü hesap sormadık, neden demedik, hakkımızı istemedik, hakkımız olduğunu bile düşünmedik belki.Kuranda Rabbimiz ne güzel öğretiyor bunu.bizler Hanne olup yavrumuzu kovulmuş şeytandan sığınarak Allaha adayabilirsek Kerim olan Rabbimizde ona bahçivan olarak Zekeriya aleyhisselamı verir ve onları bir gül gibi yetiştirir.Sahi kaçımız adayabildi yavrusunu? Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. 3:36 - Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum". Ali imran:37 - Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?" deyince, o da: "Bu, Allah katındandır." derdi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

 
Abdurrahman YILDIRIM
Edeb
Tarih : 15-05-12

Şairin dediği gibi Gezdim Şam'ı Haleb'i Ettim ilmi taleb Meğer ilim yalanmış İlla edeb illa edeb Veya Edeb bir tac imiş nuru hüdadan Giy o tacı emin ol her beladan yazar kardeşimiz sanki yukarıdaki dizeleri günümüz meseleleriye mukayese ederek güzel bir bakış açısı sağlamış.

 
Mustafa Özgen
Teşekkür
Tarih : 15-05-12

Değerli yazar, İnsan-ı kâmil olmak için şiddetle ihtiyaç duyulan marifet kavramına yaptığınız vurgudan dolayı teşekkür ederiz. Allah Teala yazdıklarınızın tesirini halk etsin. Bu gün eğitimi idare edenlerin çocuklarının bile özel dershanelerde eğitilmesi, eğitim sistemimizin kuru bilgi kırıntıları vermek için bile yok derecesinde kifayetsizliğini ortaya koymaktadır. Allah için sevme, Yaradan’ın hatırına yarattıklarına hizmet etme ve insanca düşünme şuurunun verilmediği, sadece kuru bilgi kırıntılarının kulaklara iliştirildiği bir çalışmayla ancak Mehmet Akif’in tarif ettiği zavallılar yetişir: Hayatı anlamıyor… Çünkü görmüyor, okuyor; Zavallı kırkına gelmiş de ağzı süt kokuyor. İnsan beden ve ruh ikilisinin oluşturduğu bir bütündür. Spor, beden ve ruh sağlığını geliştirme aracıdır. Sadece para kazanmak için yapılan sporun ruh sağlığına verdiği zararı hissetmeyen yoktur her halde. Kazanacağı paradan başka bir şey düşünmeden oynayan profesyonel sporcularımız, sizce dostluk için güreşen iki pehlivana mı yoksa çöplük paylaşımı için kavga eden horozlara mı benziyorlar? Kısacası, neyi nasıl yaptığınız değil, ne ve kim için yaptığınızdır mühim olan. Nedense adı eğitim olarak değiştirilen maarif sistemimizi sizin de vurguladığınız gibi, terbiye ve edep gibi kavramları da ihtiva eden marifeti hedefleyen kurumlarla zenginleştirdiğimiz takdirde vatan, millet, din duygusu ile bezenmiş marifetli elemanlar yetiştirebileceğimize inananlardanım.

 
Cihat Erdem
Mukemmel
Tarih : 14-05-12

Mukemmel bir yazi yazı olmus. Dertlerimizi Nurettin Topcu uslubuyla dile getirmissiniz. Yazıyı okurken Türkiyenin Maarif Davasini okur gibi oldum. Elinize, zihninize, kaleminize ve yureğinize saglik.

 
hasan hüseyin
sağ olun
Tarih : 14-05-12

inşallah bu duygularınız birilerini rahatsız eder, meselenin farkına varır, bizler de yukarıda belirttiğiniz gibi, neticeden şikayetçi, sebebe kör bakan olmayız, sağolun, allah sizden razı olsun.

 
Hilmi Kemal
Elinize sağlık.
Tarih : 14-05-12

Çok güzel bir yazı olmuş. Bir çok güzel, fikir ve duygumun harekete geçmesine vesile oldu. Teşekkür ediyorum.

 
EĞİTİMDE ZİHNİYET İNKILÂBI İSTİYORUZ
Online Kişi: 20
Bu Gün: 115 || Bu Ay: 10.362 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.669 || Toplam Tıklanma: 52.194.974