OSMANLICA LİSELERDE SEÇMELİ DERS OLDU

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)

Okunma Sayısı: 3186

Yazar: Metin Uçar

OSMANLICA LİSELERDE SEÇMELİ DERS OLDU

“Hiç endişeniz olmasın. Bütün planlarımız yetişecek şekilde yapılıyor. Hiçbir sıkıntıya mahal bırakmadan ufak tefek bazı hususlar dışında tereyağından kıl çeker gibi yoluna girecek. Osmanlıca, Kürtçe seçmeli ders olarak seçilebilecek. Detaylarını arkadaşlarımız açıklayacaklar."

Yukarıdaki cümleler, Sayın Başbakanımız Recep Beye ait. Bundan tam bir yıl önce Çin ziyareti dönüşü sarf ettiği cümleler.

Ve bir sene dolmadan bugün artık Osmanlıca da seçmeli dersler arasına girdi.

Basına yansıyan bilgiye göre, AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ'ın TBMM’ye Osmanlıcanın zorunlu ders veya seçmeli ders olması yönünde verdiği kanun teklifleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Komisyonu'nca değerlendirildi.

Bu değerlendirmeler sonucunda Osmanlıca, Talim Terbiye Kurulu tarafından Sosyal Bilgiler Liselerinde zorunlu ders, diğer liselerde ise seçmeli ders olarak 2013-2014 eğitim öğretim yılı müfredatına konuldu.

Türkiye’de alanında ilk ve tek olan Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olarak başta Sayın Başbakanımıza ve emeği geçen herkese bu köşeden teşekkür etmeyi bir borç addediyorum.

تشكرلر صایین باشباقانم، تشكرلر تركیە

Osmanlıcanın ehemmiyeti konusunda çok şeyler yazılıp çizildi. Osmanlıca, üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders olarak okutulmakla birlikte, yaygın eğitim kapsamında da birçok çalışmalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Henüz bir yılı dolmamış MEB ve Hayrat Vakfı arasında imzalanan protokolle icra edilen kurslardan sertifika alanların sayısı 70 bin rakamlarını geçti.

Ve Osmanlıca şimdi seçmeli ders olarak bütün liselerde okutulmak üzere müfredata girmiş oldu.

Peki değişen ne olacak?

Osmanlıca, herkesin gönlünde yer etmiş ve hemen herkes için bilmemenin eksikliğini hissettiği bir konu olagelmiştir. Fakat diğer taraftan da “Bilinse ne olacak?” sorularının sorulmasına da sebep olmuştur.

Ya da “Neden herkes bilsin ki, beş on adama öğretirsiniz, onlar gerekli çalışmaları yaparlar” basitliğine indirgenmiştir.

Veyahut Osmanlıca öğrenmenin zorluğundan dem vurularak hep ötelenmiş, dahası dışlanmıştır. Fakat yaygın eğitim kapsamında verilen kurslar ve bu kurslara devam eden her yaş ve farklı meslek, meşrep, iş guruplarından insanlar ispat etmiştir ki, iddia tam tersinedir.

Yani Osmanlıca öğrenmek zor değil, bilakis gerçekten kolaydır.

Liselerde okutulmaya başlandıktan en çok bir sene sonra göreceğiz ki, üniversitelerde hiçbir temel almadan gelen ve gerçekten zorlanan öğrencilere bedel, liseli gençler rahat bir şekilde Osmanlıca öğrenmiş, belki daha önemlisi ileri seviyede Osmanlıca öğrenmeye kendilerinde cesaret bulacaklardır.

Üniversitelerin edebiyat, tarih gibi bölümlerinden mezun olduğu halde Osmanlıca okuyamayan; fakat buna bedel sair kurslar ve şahsi gayretlerle Osmanlıcayı rahat şekilde örenmiş çok şahıslar vardır.

Bunları üniversitelere karşı herhangi bir kasıtla söylüyor değilim. Tam tersine liselerde Osmanlıca öğrenmeye başlayan bir talebenin, üniversitenin ilgili bölümlerine geldiğinde nasıl bir derece ve bilgiyle mezun olacağına dikkat çekmek istiyorum.

Bunca farklı gündemin arasında belki ehemmiyeti ve farkındalığı çok da anlaşılmayacak, ama zaman ilerledikçe görülecek ki bu konu, büyük bir yaranın tamiri ve bin yıldır teraküm eden kültür hazinemizin kapılarını açacak, geçmişimizle irtibatımızı kuracak çok önemli bir hizmettir.

Bundan sonra önemli olan, ders verecek öğretmenlerin muhakkak hizmet içi eğitime tabi tutulmalarıdır. Osmanlıcanın kolay öğretme ve öğrenme yolları ile -kısa da olsa- bir eğitimin yapılmasıdır. Madem önümüzdeki dönem ders verilecek, bu yaz dönemi iyi değerlendirilmeli, edebiyat, tarih ve ilahiyat mezunları bu işi halleder demeden gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

İşin zor tarafı aşılmış durumda. Eğitici eğitimi kapsamında yapılacak çalışmalarda uzun zamandır bu konuda birikim sağlayan sivil toplum kuruluşlarından istifade etmek, işi kolaylaştırıcı olacaktır.

Haydi Türkiye! Zaman, kökleri dünyayı sarmış bir medeniyetin üzerinde yine dalları dünyayı kuşatacak bir medeniyet inşası adına kültür hazinemize açılan anahtarı yani Osmanlıcayı öğrenme ve öğretme vakti.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Metin Uçar	11-04-13
E mail: rotahaber.com		Tweet

Yorumlar: 2

hasan hüseyin
hayırlı olsun			Tarih : 11-04-13
çok güzel bir gelişme,ızdıraplarımızı içimize atarak bir netice alamayız,metin bey,bu hususu sık sık dile getirin,ihtiyaç olduğunu belirtin,aksi takdirde bu dersler,seçmeli olarak görülür,talipsi olmazsa,anlatılmazsa seçen olmaz,dolayısı ölü doğar,aman böyle olmasın,

İhsan Efendioğlu
Osmanlıca dersi			Tarih : 11-04-13
Çok güzel bir gelişme. İnşaallah bir sekteye uğramadan faaliyete geçer. Çocuklarımızın, gençlerimizin mâzi ile irtibatı güçlenir. Gençlerimiz dedelerimizin yazdığı eserlere yabancı bir dille yazılmış gözüyle bakmazlar. Bu yazının bizin asıl yazımız olduğunu idrak ederler. Osmanlıca dediğimiz bu yazı ve dil(kelime ve mefhumlar) bizlerin kur'an-ı kerim ile irtibatını sağlıyordu. Alfabe Kur'an alfabesi idi. Kullandığımız kelimeler Kur'an-ı Kerim'den alınmış kelimelerdi. Yazımızla beraber terketmeye zorlandığımız kelimeleri de yaşatırız inşaallah. Bunlara misal: Kaçımız konuşurken kullandığımız kelimelere dikkat ediyoruz. Yoksa rüzgâra kapılmış gibi miyiz? Zorlanmadan şu kelimeleri kullanabiliyor muyuz; Cevap, imtihan, talebe, muhterem, irtibat, mühim,tavsiye, teşhis. Yoksa; yanıt, sınav, öğrenci, sayın, iletişim, önem, öneri, tanı deyiveriyor muyuz?