ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 4478
Yazar: Ahmed Selim
MÂNÂ VE NASÎP

Düşündürücü bir söz... Şöyle diyor: “İçinizde olmayan kitabı dışınızda bulamazsınız.” “İçinizde olmayan mânâyı” demek bence daha uygun.

İçinizdedir de, ifadelenmeyi bekler. İşaretle karşılaştığınızda akıl ve iradenizde onu ifadelendirirsiniz; veya lütfolunan ifadesine raptedersiniz.

İçinizdedir de, örtülüdür. Nefs-i emmarenin altında kalmıştır. Yahut üzerine cehaletin karanlığı bir perde gibi yerleşmiştir…

Buluşma nasıl olur?

Mesajı alır almaz, içinizdeki mânâ özü ile birleşme sağlanır. Mânâ; ifadelenir, derinleşir, şumullenir, sizi aydınlatıp kuşatır.

Yahut… Nefs-i emmareyi arındıran tesirlerle buluşursunuz.. Yahut, akıl ve iradenizi, cehaletin yırtılmasını sağlayan bilgiler yönünde kullanırsınız.

… Her durumda, mânâ özünün içinizde bulunması doğrudur. Ne kadar derindendir, ne gibi şartlarla ve özelliklerle çevrilidir? Fark burada.

* * *

Adam vardır, niceleriyle ve nelerle karşılaşmıştır; ama ya hiçbir şey almamıştır, ya da pek az şey almıştır. İşte o adam, içindeki mânâ özüyle buluşamamıştır. Çeşitli sebeplerle böyle olmuştur.. Ne okuduğunu tam olarak anlar; ne dinlediğini, ne gördüğünü. Zaten bir noktadan sonra okumak da istemez, dinlemek de, (muayyen tercihler açısından) görmek de. Çünkü “düşünce” zevki doğmamıştır. Çünkü, “içindeki mânâ özünü hayatın imkânlarıyla, vesîleleriyle birleştirme gayreti” demek olan “düşünce” çilesine katlanamaz haldedir.

Ana noktaları işaretlemek istiyorum. Bir tipolojik çeşitleme yapmak ve farkları işaretleyip uygunlukları daha belirli hale getirmek elbette ki mümkün.

İç-gözlem olmadan, dış-gözlem bir işe yaramaz. Sadece bakarsın, göremezsin. Sadece malzeme toplarsın, terkip yapamazsın. Bilgileri hamal gibi yahut bilgisayar gibi taşırsın, düşünce üretemezsin.

Adamın biri, yazdıklarıyla birkaç gündür rûhumu ve zihnimi rahatsız ediyor.

Almış kalemi eline, en küçük bir “acaba?”ya yer vermeden birilerini karalıyor. Karaladığı kimselerin savunmaya ihtiyacı yok, beni adamın iç dünyası düşündürüyor.

Belli vesilelerle karşılaşmış bir adam o hâle nasıl gelebilir, o hâlde nasıl kalabilir? Nasipsizliğin bu kadarı nasıl bir olgudur?

Materyalisti anlamak kolay. Zor olan, bu. Onca vesîleye rağmen, gurura sevk edici o alâkalara rağmen; nefs-i emmâre öylesine “perişan edici” olabilir mi? Bir insanın içindeki mânâ ve nasip tohumu, o kadar ürkütücü ve çürütücü derinliklere nasıl yuvarlanıyor?

* * *

Kötü insanlarla karşılaşıp kötü kitaplar okuyan nice insan, ters değerlendirmeyle kendi içindeki mânâ özüne ulaşmıştır. Böylesi azdır ama vardır.

Bazısı ise, iyi insanlarla karşılaşıp iyi kitaplar okuduğu halde; onların kendi içiyle bağlantısını kuramamış, onlardan tesir alarak kendi içindeki öze ulaştıramamıştır. O adam işte böyle biri. Eminim ki faydasını görmediği için artık ne okuyor, ne dinliyor, ne düşünüyor. Sadece aydınlanmanın değil, kararmanın da kemâli olur ve böylesine “müflis-i kâmil” demek bence uygundur.

Cenab-ı Hak’tan hayırlı ve bereketli nasipler niyaz etmeliyiz. Nasip, en hassas ve en sırlı noktalardan biridir. Nasipsizlik, en mübarek vesileden insana dağ-ı derûn sonucunu çıkarttırır.

* * *

Şu kadarını söyleyebilirim: O türlü nasipsizlikler gayretullah’a dokunan hatalarımızla ilgilidir.

“Ey susup duranların içlerinden geçirdiklerini bilen Rabbim!” nidasının Arafat’taki o ağlatan rûhâniyetini hatırlayıp “Bizi nasipsizlikten ve nasipsizlik hallerinin ayrı bir imtihan teşkil eden ürpertici hicranlarından muhafaza buyur” niyazında bulunalım.

Çünkü uyanış, tekamül, inkişaf, hepsi nasibe bağlı.


NOT: Vurgular bize âittir.(Doğruluş)

Yazar: Ahmed Selim
19-08-10
E mail: ethem92@mynet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MÂNÂ VE NASÎP
Online Kişi: 7
Bu Gün: 371 || Bu Ay: 10.618 || Toplam Ziyaretçi: 2.224.159 || Toplam Tıklanma: 52.197.154